Study it Çeviri Türkçe
1,650 parallel translation
You have two days to study it.
İncelemek için iki gününüz var.
I didn't have time to study it.
Çalışacak vaktim olmadı. Bugüne dek çantanın fermuarını bile açmadım.
But we haven't caught one alive long enough to study it.
Ama, üzerinde çalışılacak canlılıkta olanını henüz ele geçiremedik.
We study it constantly for each site.
Her ziyaret durağı için sürekli gözden geçiriyorduk.
I should've recorded that stuff and study it.
O anı kaydedip üzerine çalışmalıydım.
Should we study it more?
Ona biraz daha çalışsak mı?
He's picking up the evidence tomorrow So he can study it in his own lab.
Kendi labotuvarında çalışabilmesi için kanıtı yarın götürüyor.
When it comes to the study, I'm standing my ground.
Konu çalışmak olunca, kendime ait olan yerde olmak istiyorum.
Sir, it was drawn up after careful study for an attack ofjust this magnitude.
Efendim, sadece, bu büyüklükteki bir saldırı için, dikkatli bir çalışmanın sonrasındaki bir hazırlıktı.
- Go on. Every study we've done has shown it would incite more unrest, not less.
Yaptığımız bütün çalışmalar, bunun, huzursuzluğu daha fazla körükleyeceğini gösterdi.
Sounds like a Bible study, don't it?
İncilden bir kesit gibi değilmi?
At first it started with the love letters while he was in prison, and the next thing I know, they're spending day and night together, sneaking off to private bible study,
Önce hapishaneye gönderdiği aşk mektuplarıyla başladı. Sonra gece gündüz bir arada olmaya başladılar. Gizli İncil çalışmaları,...
Of course, it is easier to study when you're dry and toasty.
O benim için dünyanın en büyük samanlığındaki iğne.
Was it a government study?
- Hükümet istatistiği mi bu?
Is it okay if I skip the cruise and study for that?
Acaba çalışmak için tura gelmesem olur mu?
It's an anthropological study.
Antropolojik bir araştırma.
A DNA synthesizer has many functions, most of them positive : genetic analysis, anthropological study... But it's also used to sequence microorganisms invertebrate vectors of infectious diseases bacterial pathogens...
DNA Birleştirici çok fonksiyonludur, artılarının çoğu genetik analizler, Antropolojik çalışmalar fakat mikroorganizmalarda kullanıldığında bulaşıcı hastalık omurgasız vektörleri, bakterilerle ilgili virüslerdir...
Sometimes it's hard for human being to study the ear or study the eye, and think that happened by accident. I beg you pardon?
Bazen insanoğlu için gözü, kulağı inceleyip... bunların kazara ortaya çıktığını düşünmek zor olur.
They're using the money to do a study on what happens to kids who can't afford college. They're offering me 50 dollars to be a part of it.
parayı üniversiteye gidemeyen çocuklar için kullancaklarmış bir parçası olmak için bana 50 dolar teklif ediyorlar.
And if I could go to any college, to any college, it would be U.N.C. To study literature. v
Bir üniversiteye girebiliyorsam UNC'de edebiyat okumak isterdim.
Except once I had the chocolate fudge flavored one, and in study hall, Trevor Fink ate the whole thing, and then he threw it up all over my copy of The Red Badge of Courage.
Sınıfta Trevor Fink hepsini yemişti. Sonra da Kanlı Zafer'imin üstüne kusmuştu.
I mean, it's incredibly rewarding, I know.But you ever want to study medicine?
Yani çok harika biliyorum. ama hiç tıp okumak istediniz mi?
Did you, like, study? No, I just make it up as I go along.
Genelde bununla pek uğraşmam.
I can't study at night because my bedroom light is going to be on, and it's across the street from a settlement.
Geceleri çalışamıyorum çünkü odamın ışığını açmam gerekiyor ve odamın tam karşısındaki caddede yerleşim yeri var.
It's the... theory and study of signs and symbols, especially as elements of language. Semiotics.
Semiyotik...
So it looks like my work-study job will be in the library.
Üniversitedeki işim kütüphanede olacağa benziyor.
Ancient scientists used it to study animal life.
Kadimler hayvan yaşamını incelemek için kullanıyorlarmış.
According to the database, the Ancient biologists used it to study animal life on the planet.
Veritabanına göre, Kadim biyologlar gezegendeki hayvan yaşamını incelemek için kullanmışlar.
The Ancients designed it to study whales so they could learn about their songs.
Kadimler balinaları incelemek için dizayn etmişler, böylece onların şarkılarını öğrenebileceklerdi.
So, the Law of Attraction, the study and practice of the Law of Attraction is just figuring out what will help you generate the feelings of having it now.
Çekim yasasının uygulamasında duygularınızı düzenlemede, isteğinizle ilgili hareketler size yardım eder.
When I want to study, it's too noisy.
Çalışmak istediğimde çok gürültü oluyor.
It's a double-blind study.
Çift taraflı bilinmez bir çalışma bu.
It's a study guide.
Rehber kitaptır.
If you want the study guide, it's $ 100.
Rehberin fiyatı yüz dolardır.
If you want the answers to the study guide, it's another 100.
Rehber kitaptaki soruların cevaplarını istersen yüz dolar daha verirsin.
It's a study guide?
Rehber kitap, öyle mi?
How can you study this stuff and not believe in it?
İnanmadığınız bir şeyi sınıfta öğrencilerinize nasıl öğretiyorsunuz?
This is your office / study room, if you want it.
Burası eğer istersen senin çalışma odan.
I recognize it from the books in my father's study, Madam President.
- Evet. Babamın çalışma odasındaki kitaplardan tanıdım, Sayın Başkan.
I'll take it in my study.
Çalışma odama bağlayın.
I could pass it off as a record of cases which I'm using to study to become a detective.
Onlara defterin dedektiflik çalışmalarım için tuttuğum cinayet davası notları olduğunu söylemeyi planlıyordum.
Vincent himself described it as a study in calm, which seems a stretch when we get pulled into the vortex of all those whirlpools of paint that coil round his head, ride through the waves of his hair,
Vincent için bu sıradan bir çalışma olarak gözükse de öyle değildi. Fondaki fırça vuruşları ve kıvrımlarla tüm bedenini kavrayan o mavi tonun içinde harika bir sezi var.
It's just a late night snack while I study for exams.
Akşam çalışırken atıştırmak için alıyorum.
If I can't get good rest. Then, it affects my study negatively.
İyi dinlenemezsem derslerim kötü etkilenir.
And if it affects my study, I'm going to fail again.
Derslerim etkilenirse sınavda yine başarısız olurum.
It's hardly good form to enter a master's study without knocking. Sorry.
Bir öğretmenin çalışma odasına kapı çalmadan girmek hoş bir hareket değil.
Yeah, it's just that callie gave cristina the study cards, and meredith didn't write anything down, and cristina was planning a wedding, and izzie- - izzle just had to.
Evet, sadece Callie çalisma kartlarini Cristina'ya verdi, ve Meredis sinav kagidina hiç bir sey yazmadi, ve Cristina dügünü planliyordu, Ve Izzie - Izzie yapmak zorundaydi.
I can't believe starving to death is how I'm going out. I thought for sure I'd shoot myself in my study. Stop it!
Şimdi bir maske alacağım ve siktir olup gideceğim buradan.
It's easy to see why parents believe it when a study says something is true.
Bir araştırma bir şeyin doğru olduğunu söyleyince aileler hemen inanır.
I was offered a deal with Abercrombie, but I turned it down so I could come here and study communications.
Abercrombie'den teklif almıştım, ama kabul etmedim ve buraya gelip iletişim okumaya başladım.
Let me make up for it by helping you study.
Çalışmana yardım ederek, telafi etmeme izin ver.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72