English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Subconsciously

Subconsciously Çeviri Türkçe

223 parallel translation
An advertisement, a character subconsciously remembered.
Belki bir reklam, bilinçaltının hatırladığı bir isim.
When a man reaches my age, he grows I think to resent subconsciously the movement of everything except the respiratory muscles which keep him alive.
Bir erkek benim yaşıma geldiğinde solunum kaslarının onu hayatta tutan hareketleri hariç her türlü harekete farkında olmadan kızgınlık duymaya başlıyor.
Subconsciously, she learned to deceive him... simulate a false condition.
Bilinçaltında kız babasını kandırmayı öğrenmiş. Sahte bir hastalık oluşturmuş.
A son subconsciously resents his mother being attractive to other men.
Erkek çocuk bilinç altında annesinin erkeklere çekici gelmesine bozulur.
Because subconsciously you were afraid he wouldn't fit in?
Bilinç altında onun uyum sağlayamayacağını mı düşünüyordun?
Subconsciously I may have known that what I intended doing wasn't honest,
Bilinç altında muhtemelen biliyordum ki, yapmağa niyetlendiğim şey doğru değildi,
Subconsciously, that is.
Bilinçaltında, yani.
The result is that either he's subconsciously relating a nightmare, or he's lying.
Neticede, ya bilinçaltındaki bir kâbusla alakası var,... ya da yalan söylüyor.
A very common neurosis, particularly in this society, whereby the male child subconsciously wishes to sleep with his mother.
Özellikle bu toplumdaki yaygın bir nevroza bağlı olarak erkek çocuk, bilinçaltında annesiyle yatmak ister.
Perhaps he is, subconsciously.
Belki öyle, bilinçaltında.
Subconsciously, we know there's no such thing as chance.
Derinlerde, şans diye bir şeyin olmadığını biliriz.
He died at birth under very dramatic circumstances and from that day on your mother seemed to... subconsciously blame you for being the only one to survive.
Çok dramatik koşullar nedeniyle doğum sırasında öldü ve o günden beri sadece biri hayatta kaldığı için... annen bilinçaltında seni suçluyor görünüyordu.
Sometimes, when two people meet, it's really the human will quietly, subconsciously engineering its own destiny.
Bazen, iki insan buluştuklarında, bu gerçekten insan sessizce, kendi kaderinin mühendisi oluyor.
SUBCONSCIOUSLY, DENISE MAY NOT BE READY FOR COLLEGE.
Bilinçaltında, Denise belki koleje gitmek için hazır olmayabilir.
Not consciously or subconsciously or...
Bilinçli, bilinçsiz veya herhangi bir şekilde...
The reason I may or may not have had a nervous breakdown... and may have subconsciously tried to kill myself- - not that I'm saying I did- - is because of the incredible guilt that I felt... for the absolutely despicable act that I have committed.
Sinir harabiyetimin nedeni bu olabilir yada olmayabilir... ve bilinçaltında kendimi öldürmeyi çalışmış olabilirim... yaptığımı söylemiyorum değil... işlediğim alçakça hareketten dolayı inanılmaz derecede suçluluk duyuyorum.
And I was eating and drinking like a pig... and subconsciously was crying for help.
Bir domuz gibi yiyip içerken... bilinçaltımda yardım için yalvarıyordum.
Maybe subconsciously she was seeking a protector, a blue knight.
Belki de bilinçaltında kendisini koruyacak birini arıyordu.Mavi bir şövalye.
"But they sense it subconsciously."
"Ama bunu bilincsizce algilarlar."
But subconsciously you knew how to use it.
Ama bilinç altında, onu nasıl kullanacağını biliyordun.
However, I may also be so clouded with rage... that subconsciously... I want you to lose.
Bununla birlikte bilinçaltımda sana karşı duyduğum öfkeye... bağlı olarak... kaybetmeni istiyorum.
Subconsciously, the child creates other personalities that share the burden... the literally unbearable burden of shame... underlying the repressed memory of the childhood events.
Bu hastalıkta, çocuk üstündeki baskıyı taşıyamamasından dolayı kendi içinde farklı kişilikler yaratmaktadır. Bu tamamıyla çocukluk döneminin yükünü ortadan kaldıracak... O utanç anlarını unutturacak farklı bir kişilik yaratmaktır.
But from what you were saying... subconsciously you're still trying to work it all through.
Ama söylediklerinden anladığım kadarıyla bilinçaltında hâlâ bununla boğuşuyorsun.
Subconsciously you really want this baby.
Şuur altında çocuğu istiyorsunuz.
I think you can't take a good picture because you're subconsciously sabotaging yourself.
Bence güzel bir fotoğrafın olmamasının nedeni bilerek kendini sabote etmen.
When a woman does that, she's subconsciously flirting.
Bir kadın bunu yaptığında, bilinçaltıyla kur yapıyor demektir.
- Maybe I'd planned it all along, subconsciously waiting for the right moment.
Belki de başından beri, bilinçaltım uygun anın gelmesini bekliyordu.
Expressing it subconsciously is better than acting out.
Bunu bilinçsiz bir haldeyken ifade etmek gerçek hayatta yapmaktan daha iyidir.
Whoever made this video left a clue subconsciously.
Bu video kaydını kim yapmışsa, videonun içine bir ipucu yerleştirmiş.
Sometimes subjects retain fragments or images that can be transmitted subconsciously.
Bazen konuların küçük parçaları vardır yada küçük görüntüleri. Tabi ki bilinçaltımızda.
Teachers subconsciously seduce their pupils. It's very common.
Küçük kızlar çok kez öğretmenine aşıktır o da bilinç dışı olarak onları baştan çıkarmaya çalışır.
I said subconsciously.
Bilinç dışı dedim.
Subconsciously.
Bilinç dışı!
So subconsciously I don't want to die yet.
Bilinçaltında ölmek istemiyordu.
He believed that every man subconsciously wants to sleep with his mother and kill his father.
Her erkek evlâdın bilinç altında annesiyle yatmak istediğini ve babasını öldürmek istediğini ileri sürüyor.
I think, subconsciously...
Bence bilinçaltında...
All I'm saying is that sometimes, subconsciously a person will put themselves in a situation, perhaps even create it to have an arena in which to work out an unresolved issue.
Benim söylemek istediğim bazen insanın çözümleyemediği durumlar nedeniyle bilinçaltı böyle olaylar yaratır.
I know, but subconsciously I'm asking him to do it.
Biliyorum, sanki, aslında Hamid'in bana böyle davranmasını ben de istiyorum.
Subconsciously you knew that.
Bunu bilinçaltı olarak biliyordunuz.
- Subconsciously.
- Bilinçli değilken.
Did it ever occur to you that you might've postponed the wedding because subconsciously you wanted to get out of it?
Bu nikahı neden ertelediğin hiç aklına gelmiş miydi? ... nedeni sakın bilinç altında bunu istemediğin olmasın?
So... of all of these relationships of yours, that you knew subconsciously were totally doomed, whose fault is that?
Bilinçaltında, kurduğun ilişkilerin hiçbirinin bir yere varamayacağını biliyordun. Bu kimin suçuydu?
And maybe subconsciously I was taking out some resentment on you. That is completely unacceptable, and I'm so sorry.
Belki bilinçsizce öfkemi senden çıkarmışımdır ve bu mazur görülemeyecek bir şey.
Because I was subconsciously pushing her away... because I really love you.
Çünkü bilinçaltımda onu itiyordum. Çünkü aslında seni seviyordum.
- You mean subconsciously?
- Bilinçsizce mi diyorsun?
Like what, subconsciously?
Ne gibi, bilinçaltında mı?
This could be thought that they were programmed to do it subconsciously.
Bu da bende onlar farkında olmadan bu şekilde yönlendirildikleri kuşkusunu uyandırdı.
Subconsciously it comes to power but it is unknown area my psychology.
Güç bilinçaltından geliyor, ama benim psikilojim bilinmeyen bir alan.
Subconsciously, you are dying to take me to that game.
Hayır.Bence hislerin beni o maça götürmek için... can attığını söylüyor.
You know, consciously you may control it, but subconsciously, I bet that's another story.
Biliyor musun, aslında onu kontrol edebilirsin ama işin içine bilinç altı girdiği zaman, durum değişiyor.
They're passed into the foetus subconsciously along with all the amniotic stuff
Herkes Beatles'ın şarkı sözlerini doğuştan bilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]