Such a beautiful day Çeviri Türkçe
103 parallel translation
Well, it's such a beautiful day, sir.
Çok güzel bir gün efendim.
It seems a shame to go indoors on such a beautiful day.
Böyle güzel bir günde evde kalmak utanç verici.
- It's such a beautiful day.
- Bugün çok güzel bir gün.
It's such a beautiful day, darling.
Bugün hava öyle güzel ki!
Leo, it's such a beautiful day why go to a dark, stuffy restaurant?
Leo, hava çok güzel. Ne diye karanlık, kalabalık bir restorana gidelim ki!
- It was such a beautiful day out.
- Oysa ne güzel bir gündü.
This way, please. Such a beautiful day! Mr. Losada.
01 00 : 48 : 08 : 11 Bir şey vardı Bay Llosada.
It's such a beautiful day.
Çok güzel bir gün.
It's such a beautiful day, isn't it?
Çok güzel bir gün, değil mi?
I don't think I can remember such a beautiful day.
Bu kadar güzel bir gün daha hatırlamıyorum.
Wow, it's such a beautiful day!
Ne kadar güzel bir gün!
Oh, it ´ s such a beautiful day!
Ne kadar güzel bir gün!
It was a perfect summer's morning and everyone said, "Fancy starting a war on such a beautiful day."
Muhteşem bir yaz sabahıydı ve herkes şunu söylemişti : "Savaşa girmek için güzel bir gün."
Such a beautiful day to...
Ölmek için...
It's such a beautiful day, I believe we'll walk.
Çok güzel bir gün, yürümeye karar verdik.
You know, it's such a beautiful day. I hardly miss the house at all.
Öyle güzel bir gün ki neredeyse evin yokluğunu hissetmeyeceğim.
Ah, such a beautiful day.
Ne kadar güzel bir gün!
What are you doing inside on such a beautiful day?
Bu güzel sonbahar gününde neden evde oturuyorsunuz?
God, it's such a beautiful day.
Tanrım, ne kadar güzel bir gün.
It was such a beautiful day.
Çok güzel bir gündü.
Why's she inside on such a beautiful day?
Böyle güzel bir günde neden içeride?
It's just such a beautiful day.
Bugün öyle güzel ki.
I can't believe so much bad shit can happen on such a beautiful day.
Böyle güzel bir günde, bu kadar kötü şeyin olmasına inanamıyorum.
It's such a beautiful day.
Ne güzel bir gün.
Why should we talk about such sad things in such a beautiful day as this?
Böyle güzel bir günde neden hüzünlü şeylerden bahsediyorsun?
Such a beautiful day.
Çok güzel bir gündü.
Ladies and gentlemen it's a pleasure for me to be here on such a beautiful day in the great city of Detroit.
Bayanlar ve baylar böyle harika bir günde burada, güzel Detroit şehrinde olmak benim için büyük bir zevk.
You know, this is such a beautiful day.
Bugün ne kadar güzel bir gün.
It's such a beautiful day.
Çok güzel bir gün. Hadi yürüyüşe çıkalım.
Oh, come on, Leo It's such a beautiful day let's-
Oh, hadi ama, Leo. Ne kadar güzel bir gün, hadi...
On second thought, it's such a beautiful day. Why spend it indoors?
Hayır, bu güzel günü dışarıda geçirmek çok güzel.
It's such a beautiful day today.
Çok güzel bir gün.
Such a beautiful day...
Ne güzel bir gün...
It's such a beautiful day.
Bak ne güzel bir gün.
It's such a beautiful day.
Ne kadar güzel bir gün.
It is such a beautiful day.
Çok güzel bir gün.
Something so terrible on such a beautiful day.
Böylesine güzel bir günde, böyle berbat bir şey...
Took a walk. It was such a beautiful day.
Çok güzel bir gündü.
Why don't you tell me what we're doing in chambers on such a beautiful day?
Söyler misiniz, böylesine güzel bir günde burada ne işimiz var?
- it's such a beautiful day, i was thinking i could take you to one of my favorite spots for a change.
- Ne güzel bir gün. Değişiklik olsun diye seni gözde mekanlarımdan birine götürmeyi düşünüyordum.
Such a beautiful day, we thought we'd do all our doctoring outside.
Çok güzel bir gün, bahçede doktorculuk oynayalım dedik.
I was thinking of putting up a swing for Erika, since it's such a beautiful day, isn't it?
Erika için salıncak yapalım diye düşündüm. Çok güzel bir gün değil mi? Sen nasılsın?
Come on, you can't stay angry on such a beautiful day.
Haydi ama. Böyle güzel bir günde kızgın kalamazsın.
It is such a beautiful day, I thought maybe we could go do something with Evan.
Hava çok güzel, düşündümde Evan'ıda alıp birşeler yapabiliriz.Parka gidelim mi?
Why does a beautiful day like today give me such a sad feeling?
Neden böyle güzel bir günde kendimi bu kadar üzgün hissediyorum?
- It's such a beautiful day.
- Ne güzel bir gün!
It's just not every day you meet such a beautiful woman.
Sadece insan her gün... -... bu kadar güzel bir kadınla tanışmıyor.
Oh, yeah. I much rather be sweeping up this day breed than helping a beautiful young thing such as yourself.
Sizin gibi güzel bir bayana yardım etmektense akşamdan kalan çöpleri temizlemeliym.
These are the Isles of Scilly, just off the coast of Cornwall, and since it's such a beautiful spring day, I thought I'd enjoy the warm, balmy Gulf Stream waters for myself.
Burası Sicilya Adaları, Cornwall'un biraz ilerisinde ve bugün güzel bir bahar günü olduğu için ben de bu Gulf Stream'den biraz faydalanırım diye düşündüm.
Such a beautiful day. - I like coming here.
- Buraya gelmeyi seviyorum.
Is not every day that I get to win such a beautiful trophy
Her gün böyle güzel bir ödül kazanmıyorum.
such a shame 83
such a gentleman 23
such a waste 37
such a pity 30
such a pleasure 18
such as it is 39
such a good boy 21
such as 496
such a 33
such as what 21
such a gentleman 23
such a waste 37
such a pity 30
such a pleasure 18
such as it is 39
such a good boy 21
such as 496
such a 33
such as what 21