Sudden Çeviri Türkçe
8,840 parallel translation
What's your sudden interest, if I may ask?
Bu anlık ilginin sebebini sorabilir miyim?
I mean, they dated for five years, and then, all of a sudden, he gets gunned down in broad daylight for his fucking car.
Sonuçta, beş yıl birlikte olmuşlardı, sonra günün birinde, durup dururken, gün ortasında, arabası için vurulup, öldürülmüştü.
Shane, if I would have told you we were kidnapping the daughter of a Mexican drug cartel kingpin, your free schedule would all of a sudden filled up.
Shane, eğer sana Meksikalı uyuşturucu örgütünün en tepesindeki herifin kızını kaçıracağımızı söyleseydim, senin bomboş olan gündemin, birdenbire çok dolu olabilirdi.
Then, God, you flipped it. And all of a sudden...
Daha sonra sen sinirlendin ve ben aniden şöyle hissettim :
It's okay. All of a sudden, this kid from Hollywood gets you out of the shadows.
Birden bire Hollywood'dan bu çocuk gölgelerin arasından çıkıp geliyor.
And as family, even knowing that the universe has a plan for each human life... it's hard to accept the sudden loss of such a good and decent person.
Evrenin her insan için ayrı bir planı olduğunu bilsek de bir aile olarak böylesine güzide bir dostun aniden aramızdan ayrılışını kabullenmek oldukça zor bir durum.
Why the sudden interest in me?
Neden aniden benimle ilgilenmeye başladın?
- [Gale] And that's what "Back to the Future" is about, that sudden realization, that idea that your infallible parents, who you think are infallible when you're a little kid, they were gawky teenagers,
"Geleceğe Dönüş" ün konusu işte bu. Yanılmaz ebeveynlerinin, küçük bir çocukken hiç hata yapmayacaklarını düşündüğün ebeveynlerinin, bir zamanlar arabada oynaşıp, ne yaptıklarını bile bilmeyen ahmak yeniyetmeler olduklarını fark ettiğin an.
You Lord, in your sudden flight from Egypt, across sown paths... multiplied the bread and healed the sick with the gospel before returning to the Father with Your ascent.
Sen Tanrım, aniden çıkıp geldin Mısır'dan, ekili topraklardan... ekmeği çoğalttın ve hastaları iyileştirdin sözlerinle... Babaya dönmeden önce göğe yükselerek.
Why does Aaron all of a sudden know everything about everything?
Neden birden bire her şeyi Aaron bilir oldu?
I'm so sweaty all of a sudden.
Sırılsıklam oldum terden. Şunlardan bir...
Could be a disease we've not seen before, or a sudden mutation.
Önceden tanık olmadığımız bir hastalık olabilir ya da ani bir değişim.
Where are all the liberals all of a sudden?
- Liberaller toz olup uçtu mu nedir?
What, all of a sudden, makes Mr. Stability, with a Ph.D., by the way, careen, you know, from job to job to job?
Ne bir anda, doktorası olan Bay İstikrar'ı sendeleterek işten işe, işten işe atıyor?
A sudden surge of energy, a brief moment of consciousness and then they lapse back into their coma state.
Aniden bir enerji yükselmesi bilincin kısa bir anı onlar koma evresi içinde geçmişe kayarlar.
Prior occupant had a sudden sore throat, if you know what I mean.
Eski sahibinin boğazıyla ilgili bir rahatsızlığı vardı. Anlarsın ya.
this is coming out of nowhere. Kiddo, I know this may seem sudden to you, but it doesn't to me.
Biliyorum sana ani gelebilir ama benim için öyle değil.
- Why should I trust you all of a sudden?
- Neden aniden sana inanayım?
You eliminate one person And all of a sudden The whole world changes.
Birini ortadan kaldırıyorsunuz ve aniden tüm dünya değişiveriyor.
Then all of a sudden, it's now spread.
Sonra aniden, Şimdi yayılır.
And then, all of a sudden, they do, like, the head shaking thing, like this, like, weird... it was in "Jacob's ladder," and it freaked me out.
Ondan sonra kafa sallaması gibi bir şey yaptılar. Şöyle garip bir şey... "Dehşetin Nefesi" filmindeydi ve balatamı sıyırtıyordu.
And all of a sudden, I felt my body getting numb.
Birdenbire, bedenimin uyuştuğunu hissettim.
And that was just a matter of seconds, all of a sudden, she was gone.
Saniyeler geçti ve o birdenbire gitmişti.
Because sometimes when I have felt her, all of a sudden, then it kind of switches, and then I do feel, like, If there's another presence.
Çünkü bazen o varlığı hissettiğimde, birdenbire değişir. Sonra ben de başka bir varlık mı var ki? diye düşünürüm.
And all of a sudden, like, somebody knocks at the door. It's, like, two homeless dudes. And they're trying to get in, and I'm trying to tell them, " listen, we're at capacity.
Aniden, birileri kapıyı çalıyor iki tane evsiz eleman, içeri girmeye çalışıyor ve ben de onlara, " Dinleyin, kapasitemiz dolu garip hayal dünyamda evsizler için kapasitemiz dolu.
the big question is, why the sudden amnesia?
Asıl soru, bu ani hafıza kaybının nedeni.
She just started crying all of a sudden.
Bir anda durduk yere ağlamaya başladı.
- Sudden attack of agoraphobia.
- Ani bir agorafobi hissi.
Tonight there's widespread shock and disbelief over the sudden death. Standing in front of her son's beachfront home,
2011 yılında, emekli NFL oyuncuları Lig'i çarpışmaların tehlikesini gizlediği gerekçesiyle dava etmeye başladı.
No sudden moves.
Sakın ani hareket yapma.
And all of a sudden you're asking yourself,
Sonra birden kendinize soruyorsunuz,
You move a little sudden, a little strange ; You gonna'get a bullet.
Ani hareket eden, tuhaf davranan mermiyi yer.
It's Dougal. He's just learned that his wife's perished from a sudden illness, and he's gone raging drunk.
Dougal karısının ani bir hastalık yüzünden öldüğünü öğrenince kör kütük sarhoş oldu.
And I knew straightaway what had caused Arthur Duncan's sudden demise.
Arthur Duncan'ın ani ölümüne neyin yol açtığını hemen anladım.
Okay, okay, okay. No sudden movements, all right?
Pekâlâ, ani hareket yapmayın, tamam mı?
A sudden visit from Governor-General Terauchi...
Genel Vali Terauchi'nin ani ziyareti söz konusu.
I wrote that line and then had a sudden attack of anemia.
Ardından aniden anemi atağı geçirmiştim.
Why this, all of a sudden?
Aniden nereden çıktı bu?
Until three of my men, all of a sudden, got jumped, in a bar.
Ta ki üç adamım barda aniden dayak yiyinceye kadar.
How did he get so good all of a sudden?
Birden bire nasıl iyi futbol oynamaya başladı?
All of a sudden I was just thinking about everything you've been saying... about how strong we are, and how we can handle it.
Birden dediklerini düşünmeye başladım. Biz güçlüyüz, bunu başarabiliriz.
They've been married for, like, 20 years, and then, all of a sudden, they realized they hate each other.
Neredeyse 20 yıllık evliler ama sonra birden bire birbirlerinden nefret ettiklerini fark etmişler.
Sort of like a reverse psychology and a subtle thing I did, then all of a sudden he was eatin'out of the palm of my hand.
Ters psikoloji, çaktırmadan yaptığım başka bir şey. Ve birden bire ne istesem yapacak duruma geldi.
Who are you all of a sudden... her wet nurse?
- Sen kimsin, aniden? Sütannesi mi?
This, this has all been so sudden. I...
Her şey çok ani oldu.
WARE [on radio] : All of a sudden, there was a god-awful explosion just behind us in what should have been a safe area.
Birden... tam arkamızda, güvenli olması gereken bir bölgede... canhıraş bir patlama oldu.
Oh... Shock, maybe? Sudden change?
Şok ya da ani bir değişim yüzünden olabilir mi?
But sir, why the sudden change?
- Ama efendim aniden nereden çıktı bu?
Where the hell is this coming from all of a sudden?
Bütün bunlar birdenbire nereden çıktı ki?
What, are you a cop all of a sudden?
Ne, polis mi kesildin birden?
Why the sudden change of heart?
- Tamam, senin sorunun ne? Niye aniden kalbin değişti?