Summer Çeviri Türkçe
17,466 parallel translation
I told him if he drew me a picture every day for the whole summer
Bütün yaz boyunca bana her gün bir resim çizseydi ona söyledim
By the end of the summer he had a whole portfolio.
Yaz sonunda bütün bir portföyü vardı.
Fourteen hours by train from Vladivostok is the summer home of a genuine Russian noble family.
Vladivostok'tan trenle 14 saat uzaklıkta bir Rus soylu ailesine ait yazlık ev var.
Maybe you can do some stuff with George in the summer if you want, and you don't get jerked out of your life overnight.
Belki yaz aylarında George'la bazı şeyler yapabilirsiniz Ve hayatın bir gece de değişmez
You know, I'm back, I'm thinking about staying through the summer.
Biliyorsun, geri döndüm, yaz boyunca kalmayı düşünüyorum.
We definitely have to hire out the boat when summer's over.
Yaz bittiğinde kesinlikle tekneyi kiralamalıyız.
But I guess in the summer, he takes them on road trips.
Ama sanırım yaz aylarında kullanıyor.
Could be a summer home along the water, a boat house, a shed...
Deniz kenarında bir yazlık ev, bir tekne ev ya da bir kulübe olabilir...
That night at the summer ball, do you remember?
Yaz balosundaki o geceyi hatırlıyor musun?
Rose, that night at the summer ball, I wanted to kiss you very, very much.
Rose, o akşam yaz balosunda seni öpmeyi çok ama çok istedim.
What are you two doing this summer?
İkiniz bu yaz ne yapacaksınız?
What did you do this summer?
- Seni görmek de. Yazın ne yaptın?
And now he's got all summer to learn how to housebreak it.
Önünde onu terbiye etmek için koca bir yaz var.
For this, I'm working for my agent's summer rental in lake Como and another round of laser hair removal.
O yüzden yazları Lake Como'da lazer epilasyon merkezinde çalışıyorum.
Will it be summer or winter?
- Yazın mı kışın mı olacak?
- Yeah, well, it's not summer, monkey head.
- Evet ama artık yaz ayında değiliz fıstık.
His friends, the one that play on your summer league team at the Rucker, jacked your shit.
Paranı yaz ligindeki arkadaşları çalmış.
Summer of'95, and every other car was playing either "Shook Ones" or "Ice Cream."
COUNTRY TIME LİMONATA 95 yazıydı arabalardan "Shook Ones" ya da "Ice Cream" şarkıları yükseliyordu.
A summer job.
Yazın çalışabilirsin.
Francisco Javier Fernández highlighted today that all tourist figures show that Andalusia is having by far its best summer in history and that this tendency will continue in the month of October.
Javier Fernández bugün, tüm turistik verilere göre... Andalusia'nın en iyi yazı geçireceğini belirtti. Ve bu trend Ekim ayına kadar da sürecekmiş.
I took sailing camp one summer and I think this is a... What do you call this knot?
Bu düğümün adı neydi?
Those are like ovens in the summer.
Onlar yazın fırın gibi olurlar.
And of course now that summer's over, you'll start seeing the autumn colors coming in.
Ve tabii ki artık yaz bittiği için sonbahar renklerinin geldiğini görmeye başlayacaksın.
Do you remember the summer you sent Aine, Arion and me to the Fort in Drey Wood?
Aine, Arion ve beni Drey Ormanı'ndaki hisara gönderdiğin yazı hatırlıyor musun?
Do you remember the summer you sent us to the fort in Drey Wood?
Bizi Drey Ormanı'ndaki hisara gönderdiğin yazı hatırlıyor musun?
It's gonna be a long summer.
Uzun bir yaz olacak.
Well, you know, I was on the Vans Warped Tour this summer and I saw Vanessa Hudgens in the pit and she had one of these crowns on and you look just like her.
Şey, bu yaz Vans Warped Tour'daydım ve Vanessa Hudgens'ı mağarada gördüm ve onda da bu taçtan vardı ve ona çok benziyorsun.
They've got to clean them up for the summer season.
Yaz sezonu için temizlemeleri gerekiyormuş.
Yes. It was a summer trip, 15 years ago.
Evet. 15 yıl önce bir yaz gezisi geçti.
It always plays up around the winter and the summer solstice.
Kış ve yaz gündönümlerinde hep azar.
- Summer of love, baby.
Yaz aşkı bu. - Daha Mart'tayız ya.
Next summer, next fall, next winter?
Gelecek yaza mı, sonbahara mı, kışa mı?
Doesn't she go to, like, an adult puzzle camp every summer?
Her yaz yetişkinler için bulmaca kampı gibi bir yere gitmiyor muydu o?
Summer of'55, Kingsway Theatre in Brooklyn, "Blackboard Jungle" was playing.
1955'in yazında Brooklyn'de Kingsway tiyatrosunda "Blackboard Jungle" oynuyordu.
We went to summer camp together on Roosevelt Island.
Roosevelt adasındaki yaz kampına gitmiştik birlikte.
- Summer, lay off.
- Summer, çekil başlarından.
- Summer used to be an actress.
Summer da eskiden bir oyuncuydu.
No, I'll be back next summer.
Gelecek yaz geri dönerim.
Only in the summer.
- Sadece yazları.
Last summer, we were in Karbala, right, and this car bomb took out 16 people.
Geçen yaz, Kerbela'da, evet. Arabaya yerleştirilen bomba 16 can almıştı.
The warlords and militia swept through the back country that whole summer.
Diktatörler, milis kuvvetler tüm yaz boyunca ülkeye hızla yayılmıştı.
So, where you been all summer?
Bütün yaz nerelerdeydin?
Well, look. I really think we may have one of the guys that assaulted you last summer.
Pekâlâ, bak, geçen yaz sana saldıran heriflerden birisini yakalamış olabiliriz.
Okay? And how fucked up everything has been between us since the summer.
O yazdan beri aramız bozuldu.
I'm taking the summer off.
Bu yaz dinleneceğim.
After this summer I'm moving to Bangor.
Bu yazdan sonra Bangor'a taşınıyorum.
That was also the summer...
Ayrıca o yazı da unutamıyorum.
Is that Indian Summer by Priscilla Presley?
Priscilla Presley'den Hindistan Yazımı bu?
Remember that summer when we would dance till the roadhouse closed?
Han kapanmadan önce dans ettiğimiz yazı hatırlıyor musun?
We're talking to Warner Brothers the next summer, if they wind up the rights for the book.
Warner Kardeşler'le senaryonun haklarının gelecek yaz için alıp almayacaklarını tartışıyorduk.
- Summer!
Yaz!