Sunil Çeviri Türkçe
262 parallel translation
Sunil was supposed to have come to pick you up.
Kiran, Sunil'in gelip seni alması gerekmiyor muydu?
Sunil has a wonderful style to announce his arrival!
Sunil tarzını çok güzel bir şekilde gösteriyor.
- I know Sunil is somewhere around -
- Sunil'in buralarda bir yerlerde olduğunu biliyorum.
- I know where Sunil is.
- Ben Sunil'in nerede olduğunu biliyorum.
Terrorists have kidnapped the little daughter of our Minister -
Sunil, teröristler, bakanın küçük kızını kaçırdılar.
Sunil we are all proud of the task executed by you and your unit.
Sunil, ekibinle birlikte başardığın görevden gurur duyuyoruz.
Mr. Sunil had telephoned for you.
Bay Sunil seni aradı.
The fire of love is flaring since Sunil didn't come to receive her.
Sunil onu almaya gelmediği için aşkın ateşi içini kavuruyor.
He must be wanting to play in Sunil's place.
Sunil'in yerine geçmek isteyen biri olmalı.
Let us know if there is anybody else besides Sunil.
Sunil'den başka biri varsa onu bilelim.
Stop meeting Sunil -
- Sunil ile görüşme.
Sunil doesn't deserve you.
Sunil seni hak etmiyor.
How are you Sunil?
Nasılsın, Sunil?
- I've no objection to Sunil's marriage -
Sunil'in evlenmesine itirazım yok.
Sunil is completely mad.
Sunil tamamen deli.
Umpire Sunil's signal is being awaited.
Hakem Sunil'in işaretini beklemekte.
Umpire Sunil has signaled.
Hakem Sunil işareti verdi.
And Sunil inserted the cake in her mouth and the lights have gone off.
Ve Sunil'in ağzına pastadan veriyor. Ve ışıklar sönüyor.
Didn't I tell you to stop meeting Sunil?
Sana, Sunil ile görüşme demedim mi?
I won't meet Sunil.
Tamam, Sunil ile görüşmeyeceğim.
Did you think that I didn't know that Sunil is hiding up there?
Sunil'in üst katlarda olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun?
I didn't know that Sunil was there.
Sunil'in orada olduğunu bilmiyordum.
Take it easy Sunil.
Hey! Yavaş ol, Sunil.
You didn't do the right thing -
Doğru bir şey yapmadın, Sunil.
This is not Sunil's blood but mine..
Sunil'in kanı değil, benim kanım.
- which flowed when Sunil's stone hit me.
Sunil arkamdan vurduğunda başım kanamıştı.
Now my stones are waiting for Sunil.
Şimdi de ben Sunil'i bekliyorum.
Let me speak to Sunil.
Sunil'i ver.
- Yes Sunil had come.
- Evet, Sunil gelmişti.
This is Sunil's marriage invitation.
Bu, Sunil'in düğün davetiyesi.
Doctor how is Sunil?
Doktor, Sunil nasıl?
Lord please protect my Sunil's life.
Tanrım, lütfen Sunil'in hayatını bağışla.
I'm not leaving.
Gitmiyorum, Sunil.
No Sunil.
Hayır, Sunil.
You will go as Mrs. Sunil Malhotra.
Bayan Malhotra olarak.
Sunil has cheated you -
Sunil seni kandırdı.
Just a minute-just a minute -
- Sunil, bir dakika... bir dakika.
Save me.
Sunil, kurtar beni.
My Sunil will never change -
Benim Sunil'im asla değişmez.
It's very important to convey this message to Sunil -
Bu önemli mesajı Sunil'e iletmem lazım.
Just check and tell me if Sunil Malhotra is staying here!
Sadece kontrol et ve söyle Sunil Malhotra burada kalıyor mu!
- I see-Sunil's boss!
Sunil'in patronu!
How is Sunil?
- Sunil nasıl?
- Your Sunil -
Sizin Sunil'iniz.
You were telling me where Sunil has gone -
Sen Sunil'in nereye gittiğini söylüyordun.
Sunil too appeared worried before marriage.
Sunil de evlenmeden önce çok endişeli görünüyordu.
To know the whereabouts of Sunil and Kiran.
Çünkü Sunil ve Kiran'ın nerde olduklarını biliyorsun.
Sunil has made me take an oath.
Sunil bana yemin ettirdi.
Sunil proved to be smarter than I had thought.
Sunil düşündüğümden daha akıllıymış.
Oh, not that fat Sunil.
O kim? Şu şişko Sunil mi?
Sunil, don't do that.
Sunil yapma şunu!