English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Supply and demand

Supply and demand Çeviri Türkçe

149 parallel translation
Supply and demand.
Arz-talep meselesi.
It has to do with supply and demand.
Arz ve talep meselesi.
Supply and demand, I suppose.
Arz talep meselesi.
Once, Supply and Demand were evenly balanced with reciprocal profit for the consumer and producer.
İlkin, arz ve talep, alıcı ve üreticinin karşılıklı çıkarlarını sağlayacak düzeyde dengeli olmalı.
- Supply and demand.
- Arz talep meselesi.
The law of supply and demand?
Arz talep kanunu gibi mi?
Any intelligent person knows you cannot interfere with the laws of supply and demand.
Arz ve talep kanunlarına müdahale edilemeyeceğini, her zeki insan bilir.
Economics is the study of law, mercantile law, commerce, market forces, supply and demand, insurance screwing who you can.
Ekonomi dediğiniz, hukuk, ticaret hukuku iç ticaret, pazar güçleri, arz - talep, banka, sigortacılık üzerine bir alan ve kimi düdükleyeceğin üzerine...
The law of supply and demand.
Arz talep kanunu.
Supply and demand is the law of trade.
Arz ve talep ticaret kanunudur.
What we have here is something I just learned called the law of supply and demand.
Burada arz ve talep kanunu söz konusu.
It don't sell, he don't order. Simple, supply and demand.
Satamazsam sipariş veremem.
It's supply and demand.
Arz-talep meselesi.
He took an order for an expensive, hard-to-find product, and he intends to make good on delivery - supply and demand.
Pahalı, zor bulunan bir mal için sipariş aldı ve teslimatta parayı almayı umuyor. Arz ve talep.
Sunnydale, monsters, supply and demand.
Düşünsene Sunnydale. Canavarlar..
Supply and demand.
Arz-Talep.
Did you learn about supply and demand. Makin'money...
Arz ve talebi öğrendin mi, para kazandın mı?
It's all about supply and demand.
Önemli olan şey, arz ve talep.
It just made sense to expand our business into drugs, putting the law of supply and demand into practice.
Uyuşturucu işinde büyümemiz mantıklı görünüyordu. Arz talep işini pratiğe döküyorduk.
So as you can see, if we apply these rules to our everyday life supply and demand makes much more sense.
Kuralları günlük yaşama uyarlarsak arz ve talep daha iyi anlaşılır.
I'll say it again, supply and demand.
Bir kez daha söylüyorum, arz ve talep.
Bringing us back to our old friends, supply and demand.
Bu da bizi eski dostlarımız, arz-talep dengesine döndürür.
I understand the concept of supply and demand.
Arz ve talep kavramlarının ne demek olduğunu biliyorum.
Let me explain to you the law of supply and demand ; if I supply the credit card, I get to demand that you get somebody out here to fix the car!
İzin ver sana arz talep kanununu açılayayım. eğer kredi kartım talep ediyorsa, senin de birilerini bulman arz ediyor.
Traditional rules, supply and demand, they're secondary... but to rise above those rules, to know when to break them... requires absolute personal commitment.
Geleneksel kurallar, tedarik ve arzu, onlar ikinci ama o kuralların üstüne çıkmak, onların nasıl kırıldığını bilmek kesin bir kişisel bağlılık gerektiriyor.
- -Could this mean...? Supply and demand have to be well balanced.
Acil ve önemli şeyler arasında bir denge olmalı.
as well as the balance of supply and demand, must always be ever since I came to have this body as a result of the wars,
Bu nedenle bu vücut içerisinde yapıldım...
It's just supply and demand.
Bu sadece arz talep meselesi.
Goddamn supply and demand.
Ve bulurlar da. Lanet olasıca arz ve talep.
And with supply and demand how it is...
Kazandığıyla nasıl ayakta duracak...
It's supply and demand. It's the foundation of our entire economy, paul.
İster ve alır.Bu tüm ülke ekonomisine bir katkıdır, PauI.
- Supply and demand, buddy.
Arz talep dostum.
It was one of those craft shows where you look around and wonder that the laws of supply and demand can allow for the production of so many macramé ducks.
Şöyle bir bakıp, arz ve talep kanunun bu kadar çok makrame örgü üretimine nasıl müsaade ettiğini düşündüğün şu beceri programlarından biriydi.
The Future by Design is a self-regulated society governed by a cybernated system of supply and demand.
Tasarımın Geleceği, arz ve talebin sibernetik bir sistemle yönetildiği kendi kendini düzenleyen bir toplumdur.
It's about supply and demand.
Arz talep meselesi.
It's all about supply and demand.
Olay arz ve talep meselesi.
And even though demand for a number of high tech products was doubling or tripling annually, in many cases new supply was coming on even faster.
Ve yüksek teknoloji ürünlerine olan talebin yıllık olarak iki hatta üç katına çıkmasına rağmen,... birçok durumda arz edilen mallar... var olan talepten daha hızlı piyasaya sürüldü.
Supply and demand.
Arz ve talep.
I'm in demand, and until I supply, I'm one-up.
Talep edenim. Arz edilene dek beklemedeyim.
" It's not a question of merit It's not demand and supply
" Kazanç meselesi değil Arz talep meselesi değil
Supply and demand, baby, that's what I'm talking about.
Arz ve talep bebeğim. İşte bundan bahsediyorum.
Classic supply-and-demand economics.
En klasik arz-talep hesabı.
And even though demand for a number of hi-tech products was doubling or tripling annually, in many cases new supply was coming on ever faster.
Ve yüksek teknoloji ürünlerine olan talebin yıllık olarak iki hatta üç katına çıkmasına rağmen,... birçok durumda arz edilen mallar... var olan talepten daha hızlı piyasaya sürüldü.
The value is entirely sentimental, maintained by a supply, demand and advertising.
Elmasların değeri duygusaldır. Değer ölçümü ise talep ve... reklamla yapılır.
Supply and demand, my friend.
Arz ve talep meselesi dostum.
Ladies and gentlemen, we in the exciting field of dental supply sales are here in the Motor City for a reason... to provide quality, precision tools to professionals who demand the very best.
Bayanlar ve baylar, bizler, diş ürünlerinin heyecanlı dünyasında... Motor City'de, bir amaç için bulunmaktayız. Profesyoneller için kaliteli ve işlevsel ürünler sağlamak.
You control the supply, and you keep the demand high.
Arzı kontrol ediyor, talebi yüksek tutuyorsun.
Supply and demand.
Arz ve talep meselesi.
Demand is on the march, and supply is flattening out.
Talep eğrisi yükselmekte, arz eğrisi ise düşmektedir.
Well, one, the Prohibition hasn't reduced the demand, and it certainly hasn't reduced the supply.
Well, one, the Prohibition hasn't reduced the demand, and it certainly hasn't reduced the supply.
Film companies demand a great script and we are about to supply them with exactly that.
Film şirketleri iyi bir senaryo talep ediyorlar ve bizde onlara tam istedikleri şeyi arz etmek üzereyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]