Takers Çeviri Türkçe
360 parallel translation
Going once, twice, three times... No takers?
Sayıyorum, bir, iki, üç yok mu alan?
No takers?
Seni de götürürüm. Yok mu alan?
- Any more takers?
- Başka bahis katılan var mı?
Any takers?
Kim girer bahse?
- Any takers?
- Bahse giren?
Don't seem to be no takers.
Evet, gördüğüm kadarıyla yok.
No takers.
Kimse para koymuyor.
- You're just born takers.
- Siz sadece almak için doğmuşsunuz.
Any takers? "
Bahse giren var mı? "
Any takers?
Gönüllü olan?
Any takers?
Bahse giren var mı?
- Any takers for the lady?
- Hanımefendiye göz koyan yok mu?
No takers.
Ama alan yok.
See, Mama, life is divided up between the takers and the tooken.
Anlasana anne, hayat kazananlar ve kaybedenler arasında ikiye bölünmüş.
And all that time, them takers is just out there taking and taking.
Ve bu süre içinde, kazananlar kazanmaya devam ediyorlar.
He's gonna find himself locked away in a dungeon forever and the takers are gonna have the key.
Kendisini sonsuza dek bir zindana tıkılmış bulacak ve anahtar kazananların elinde olacak.
Teach him about the takers and the tooken.
Ona kazananları ve kaybedenleri öğret.
You get any takers, you can pay it out of that 400.
Başaran olursa bu paradan verirsin.
Oh, you note-takers might set down a reminder to consult Brenman's paper,
Not tutanlar, ilerde başvurmak için Brenman'ın çalışmasını bir yere yazabilirler...
The world belongs to the takers.
Dünya alıcılarındır.
Any takers for the first batch?
Kreplerimin tadına ilk kim bakacak?
No takers this deal.
Bu el bahis yapan yok.
Any takers for odd?
Hiç tek alan yok mu?
Any takers?
Hiç alıcı yokmu?
Itching to sit on somebody's chest, and no takers.
Bunu hakedecek birinin göğsünde dursun, ve çapulculuk olmasın.
My generation is the givers, your generation, the takers.
Benim kuşağım hep veriyor, sizinki hep alıyor.
Any more takers?
- Başka müşteri var mı?
A hostage who approves of the hostage-takers.
Fidyecisine arka çıkan bir rehine.
We're just care-takers.
Biz yalnızca göz-kulak oluyoruz.
Any takers?
Kimse yok mu?
~ Takers, and fakers and talkers Won't tell you ~
# Çıkarcılar, sahtekârlar, çenebazlar sana bunlardan bahsetmez
~ Takers, and fakers and talkers Won't tell you ~
# Çıkarcılar, sahtekârlar, çenebazlar sana bunu söylemez
He hacked up his great-aunt and killed two ticket-takers.
Büyük teyzesini halledip, bilet alacak iki kişinin de işini bitirmiş.
Any takers?
Denemek isteyen?
Any other takers?
Başka arttıran yok mu?
Any takers at 6-to-5?
6'ya 5'e giren var mı?
Any takers? I'm doubling, ten to one.
İkiye katlıyorum, 1'e 10.
Any takers?
Kabul eden?
I'll make life-takers and heartbreakers out of them, sir.
Onları kalp kıran birer katil haline getireceğim komutanım.
Any takers?
Onu durdurmayacağım! Giden var mı?
There's not many takers.
Fazla alıcı yok.
Nothing but users, and takers, and big, stupid jerks, who don't even know you exist and then go running off to Japan with someone else.
Hep alır, hep kullanırsınız. İnsanın farkına bile varmayan aptallarsınız. Sonunda da bir başkasıyla Japonya'ya kaçarsınız.
Any takers?
Bahse var mısınız?
No takers.
Kabul eden olmamış.
Well, looks like no takers, Kelly.
Oynayacak kimse yok galiba, Kelly.
And so far, I haven't found any takers.
Şimdiye kadar kimse kabul etmedi.
Well? No takers?
Pekala, gönüllü yok mu?
Then no takers!
Gönüllü yok demek!
Any other takers?
Başka isteyen?
Any takers?
Var mı bahse giren?
Any takers?
Ne diyorsunuz?