Taliban Çeviri Türkçe
939 parallel translation
"You French," he'd say, before miming cutting his throat.
Bir taliban savaşçısı, her iki saatte bir, kapıda belirerek parmağıyla beni işaret ediyor, "Sen, Fransız" diyerek, eliyle boğazını keser gibi yapıyordu.
The Taliban government in Afghanistan controls the media - the way they control women.
Afganistan'daki Taliban hükümeti basını da kadınlar gibi kontrol ediyor.
Under the Taliban regime, that means almost everything.
Taliban hükümeti neredeyse hemen her şeyi yasakladı.
But when the Taliban took over, they put women under virtual house arrest.
Ama Taliban gelince, kadınları resmen eve hapsetti.
So Nafeesa's father is not a Taliban?
Nefise'nin babası Taliban değil mi?
Maybe he's a Taliban mole.
Belki herkesten daha çok Taliban.
He promised her to a Taliban, didn't he?
Onu Bir Taliban'a verecekti, değil mi?
You must remain true to the taliban warlord. "
Taliban diktasına sadık kalmalısın. "
The Taliban has apparently taken American civilians as hostages.
Taliban Amerikalı sivilleri rehin almış durumda.
The Taliban has just released this videotape, in which it is clearly visible that they have indeed captured Stevie Nicks.
Taliban az önce bu kasedi gönderdi. Açıkça görülüyor ki Stevie Nicks'i rehin almışlar.
With Stevie Nicks in captivity, the other members of Fleetwood Mac have been hidden so the Taliban can't get to them as well.
Stevie Nicks kaçırıldıktan sonra Fleetwood Mac'in diğer üyeleri Taliban tarafından yakalanmamak için saklandılar.
The Taliban's video also shows what appears to be four American children in captivity, though they could just be French.
Taliban'ın gönderdiği kasette dört tane Amerika'lı çocuk da gözüküyor, ama sadece Fransız da olabilirler.
We've done it, the Taliban is destroyed!
Başardık, Taliban'ı yok ettik! Hurra!
Well, looks like the Taliban and Bin Laden are finally out of power.
Görünüşe göre, Taliban ve Bin Ladin en sonunda güçsüz kaldı.
It's what the Taliban used to do.
- Taliban da böyle yapıyordu.
Remember, getting rid of the Taliban Regime was not a war aim, that was an afterthought.
Unutmayın, Taliban rejiminden kurtulmak bir savaş amacı değildi, bu sonraki bir düşünceydi.
When Binazir Butto was the premier, though a woman herself, she created the anti-women Taliban here and destroyed the society.
Benazir Butto başbakan olduğu zaman, bir kadın olmasına rağmen, burada kadın karşıtı Taliban'ı yarattı, ve toplumu mahvetti.
Binazir Butto was for the Taliban.
Binazir Butto Taliban'a yaradı.
When she was president the Taliban were against woman.
O başbakan olduğu zaman, Taliban da kadınlara karşı oldu.
One was killed in the Russian assault, one in the civil war and one by the Taliban.
Birisi Rus saldırısında öldü. Birisi iç savaşta öldü, bir diğerini de Taliban öldürdü.
Girls didn't go to school for five years during the Taliban.
Taliban döneminde kızlar 5 yıl boyunca okula gidemediler.
The Taliban whipped you.
Taliban seni kırbaçladı.
If you become president, what will you do with that Taliban?
Başkan olursan Taliban için ne yapacaksın?
What will you do with the Taliban in general?
Taliban için nasıl bir çözüm bulacaksın?
What will you do with the Taliban in general?
Genel anlamda Taliban'a ne yapacaksın?
A Taliban is behind the door.
Dışarıda bir Taliban var.
They turn us into Taliban here.
Bizi Taliban yapıyorlar.
An asset outside Kandahar reported someone matching Sloane's description in the company of men loyal to Ahmad Kabir, the warlord who played footsie with the Taliban.
Kandahar dışındaki bir kaynak,... Sloane'a benzeyen birini Amhad Kabir'e sadık olan adamlarla gördüğünü bildirdi. Bu adam kısa bir süre Taliban'la çalıştı.
Since the Taliban got booted, a woman can have her marriage annulled if she was forced into that marriage, according to court records.
Taliban devrildiğinden beri bir kadının satılma yoluyla zorla evlendirildiğine karar verilirse, o kadın evliliğini iptal ettirebiliyor. Mahkeme kayıtlarına göre- -
I'm not the Taliban over here.
- Ben Taliban değilim ki!
Get off me, Taliban pigs!
Bırak beni! Şerefsiz!
Say what you want about the Taliban, they didn't do my business any harm at all.
Taliban için ne dersen de, benim işlerime zararı olmamıştı.
They were a loose collection of warlords, fighting a war of resistance against the Taliban the Islamists who controlled Afghanistan.
Bunlar Afganistan'ı yöneten İslamcılar olan Taliban'a karşı bir direniş savaşı veren başıboş savaşçılardı.
The Taliban's best troops were the thousands of foreign fighters from the training camps, who the Northern Alliance hated.
Kuzey İttifakı'nın nefret ettiği Taliban'ın en iyi birlikleri çalışma kamplarından gelen binlerce yabancı savaşçıdan oluşmaktaydı.
Both they and the Taliban were radical nationalists who wanted to create Islamist societies in their own countries.
Hem onlar hem de Taliban kendi ülkelerinde İslamcı toplumlar oluşturmak isteyen radikal milliyetçilerdi.
The hunt for Al Qaeda and Taliban goes on.
El Kaide ve Taliban için av devam ediyor.
I was with the Royal Marines as they trooped around eastern Afghanistan and every time they got a location for a supposed Al Qaeda or Taliban element or base they'd turn up and there was no one there, or there'd be a few startled shepherds
Doğu Afganistan'da toplanıldığında, Kraliyet Deniz Kuvvetleri'ndeydim. Sözde El Kaide veya Taliban'a ait bir üsse her seferinde baskına gidildiğinde ya hiç kimse olmazdı ya da bir kaç çoban olurdu.
A group of African-Americans from Oregon tried to go to Afghanistan to support the Taliban but got lost in China.
Bir grup Afro-Amerikan, Oregon'dan Afganistan'a Taliban'a destek olmaya giderken Çin'de kayboldular.
In 2001, he was captured by Taliban troops while reporting the Afghan war.
2001'de Afgan savaşı muhabirliği yaparken Taliban askerleri tarafından esir alındı.
Mr. Bush said he was doing so because the Taliban government of Afghanistan had been harboring bin Laden.
Bush, bunu Taliban Hükümeti'nin Bin Ladin'e sığınması nedeniyle yaptıklarını söyledi.
In 1997, while George W. Bush was governor of Texas a delegation of Taliban leaders from Afghanistan flew to Houston to meet with Unocal executives to discuss the building of a pipeline through Afghanistan bringing natural gas from the Caspian Sea.
1997'de George W Bush, Teksas valisiyken bir grup Taliban lideri Unocal yöneticileriyle görüşmek için Houston'a gelmişti. Hazar Denizi'nde doğal gaz taşıyacak olan boru hattını tartıştılar.
Then in 2001, just five and a half months before 9 / 11 the Bush administration welcomed a Taliban envoy to tour the United States to help improve the image of the Taliban government.
2001'de, 11 Eylül'den sadece beş buçuk ay önce Amerika'yı dolaşıp Taliban imajını düzeltmek için Bush Hükümeti özel bir Taliban temsilcisini ağırladı.
Here is the Taliban official visiting our State Department to meet with U.S. Officials.
Taliban, ABD'den yetkililerle görüşmek için Dışişleri Bakanlığı'nda.
Why would the Bush administration allow a Taliban leader to visit the United States, knowing that the Taliban were harboring the man who bombed the U.S.S. Cole and our African embassies?
Bush yönetimi Harp gemimizi ve Afrika'daki elçiliklerimizi bombalayan adamı sakladıklarını bile bile nasıl bir Taliban liderinin ziyaretine izin verir?
Oh, and the Taliban?
Taliban'a ne mi oldu?
What the American Taliban :
Hangisi Amerikan Talibanı :
Everyone thinks because the Taliban fell fast, it was a cakewalk.
Taliban çabuk düşürüldü diye herkes oradaki işin kolay olduğunu sandı.
A Taliban fighter appeared every 2 hours, silhouetted in the doorway, pointing at me.
Kapkaranlık bir odaya alındım.
And you believe it?
Sadece Taliban Amerika'dan nefret etmiyor.
It is not just the Taliban that hates America. Over a third of the world hates America.
Dünyanın üçte birinden fazlası Amerika'dan nefret ediyor.
The Taliban.
Taliban.