Taxi driver Çeviri Türkçe
550 parallel translation
There's a newsboy and a peddler and a taxi driver out there.
Dışarıda bir gazete satıcısı, bir işportacı ve bir de taksi şoförü var.
Yesterday I said to a taxi driver...
Dün bir taksi sürücüsüne şöyle dedim :
Do you know a taxi driver named Eddie Bartlett?
Eddie Bartlett adlı bir taksi şoförü tanıyor musunuz?
A taxi driver finally told me where you were.
Bir taksi şoförü yerini söyledi.
Do you happen to remember how much tip I gave the taxi driver?
Taksiye ne kadar bahşiş verdiğimi hatırlıyor musun?
- The taxi driver.
- Taksi şöförü.
Dedic... what about the taxi driver?
Dedic... ya taksi şöförü?
Ernie the taxi driver parachuted into France.
Marty, Remegan Köprüsü'nün alımına yardımcı oldu.
" Taxi driver helped me.
" Taksi şoförü bana yardım etti.
And that taxi driver.
- Bir de o taksi şoförü.
the taxi driver who took you from Pauline's apartment.
Pauline'nin dairesinden sizi alan taksici.
When he was a taxi driver, His cab fell in the river with him.
Taksi şoförüyken taksisiyle ırmağa uçmuş.
Just a taxi driver, Miss Harrington.
Sadece bir taksi şöförü Bayan Harrington.
There's a taxi driver been waiting outside.
Dışarıda bekleyen bir taksi şoförü var.
He's a taxi driver.
Kendisi taksici.
A taxi driver had asked me if I'd called a cab.
Bir taksi şoförü araba çağırıp çağırmadığımı sormuştu.
A taxi driver brought him in.
Bir taksi sürücüsü getirdi.
Tony Vetto, poor taxi driver, stabbed.
Tony Vetto, zavallı taksi şoförü bıçaklandı.
Your quip about the taxi driver was most humorous.
Taksi şoförü hakkındaki şakanız çok komikti.
Remember I told you about the taxi driver who found $ 100 and got only $ 2 reward?
Sözünü ettiğim taksi sürücüsünü anımsıyor musun? 200 dolar bulmuştu da sadece 2 dolar almıştı.
I've been a taxi driver.
Ben bir taksi şoförüydüm.
What you want is a seagoing taxi driver.
Yolu bilen birini arıyorsun.
You won't be a taxi driver for long
Taksicilik yapamayacaksın artık.
A taxi driver to a taxi driver
Taksi şoförlüğünden taksi şoförlüğüne.
Am I to be a taxi driver all my life?
Hayatım boyunca şoförlük mü yapacağım?
Geez, you could be a taxi driver.
Taksi şoförü olabilirsin.
Listen, I'm sure you're an expert taxi driver... and I don't mean to belittle your profession... but why should I listen to your opinion on art?
Bakın, eminim çok iyi bir taksi şoförüsünüzdür benim de mesleğinizi aşağılamak gibi bir niyetim yok ama sizin sanat konusundaki fikrinizi neden dinleyeyim?
Just being friendly-like like back home you call a taxi driver "Mac" or a Pullman porter "George."
Sadece yakınlık gösteriyordum. Tıpkı ülkemde taksi şoförüne Mac ya da yataklı vagon hademesine George demek gibi.
Well, the taxi driver.
Cevap çok basit.
Captain, you are an excellent starship commander, but as a taxi driver, you leave much to be desired.
Kaptan, mükemmel bir yıldız gemisi kumandanısınız, ama taksi şoförü olarak, yapmanız gereken çok şey var.
He's not a taxi driver.
Taksi şoförü değil.
I never left the hotel room, I couldn't speak to anyone, a friend, a waiter in a restaurant, even a taxi driver without starting to cry.
Otel odasından hiç çıkmadım ; ağlamadan ne bir arkadaşla, ne restoranttaki garsonla hatta taksi şoförüyle bile konuşamadım.
- Nah, the taxi driver pinched it.
- Taksici araklamıştır.
A taxi driver thumped a passenger.
Taksi şoförü yolcusunu dövmüş.
If you lose your way, show that card and any taxi driver will bring you back.
Eğer yolu bulamazsan, bu kartı göster ve taksi şoförü seni geri getirir.
Do you believe a taxi driver wouldn't let me in with the cat?
Bir taksi şoförünün kedi ile binmeme izin vermediğine inanabiliyor musun?
I imagined the taxi driver asking her whether he should take her home.
Taksi şoförünün onu eve bırakmasını isteyip istemediğini sormasını gözümde canlandırdım.
The taxi driver is George Carlin.
Taksi şoförü George Carlin ve ayakkabılar :
Gervaso Fabbri, taxi driver.
Gervaso Fabbri, taksi şoförü.
That taxi driver's been staring at us.
Şu taksi şöförü bizi dikizliyor.
What taxi driver?
Hangi taksi şöförü?
Giovanni, according to the law today, our children are equal to the children of a taxi driver, of a mason.
Giovanni, günümüz kanunlarına göre bizim çocuklarımızın, bir taksi şoförünün ya da bir duvar ustasının oğlundan bir ayrıcalığı yok.
But I have a taxi driver waiting.
Taksici bekliyor ama.
Now that I'm a taxi driver I feel more free
Şimdi taksi şoförüyüm. Kendimi özgür hissediyorum.
I'm just the taxi driver, nothing more.
Yani sadece size taksi şoförlüğü yapacağım, başka da bir şey yok.
That taxi cab driver.
- O taksi şoförü var ya?
I'm taxi driver.
Müzisyen mi?
- The taxi got stuck in traffic, so I slipped out without the driver seeing me.
- Taksi, trafikte takılı kaldı. Bende sürücü görmeden inip yürüyerek geldim.
I got into the back seat of the taxi and I told the driver to drive away.
Taksinin arka koltuğuna oturdum ve şoföre sürmesini söyledim.
They got into their car and followed the taxi only they didn't suspect that I've been to the cinema many times and knew to crawl out of the other side of the taxi before my driver even left which means that their car is still following my taxi.
Onlar da kendi arabalarına bindi ve beni takip ettiler... Ancak sinemada daha önce pek çok kez olduğumu ve taksinin diğer tarafından şoförüm hareket etmeden önce çıktığımı bilmiyorlardı. Bunun anlamı da şu ki hâlâ taksimi takip ediyorlar.
I took a taxi so he wouldn't recognize the car, and the driver's outside.
Taksiye bindim, yani arabayı tanıyamazdı. Şoför de dışarıda.