Tell us where you are Çeviri Türkçe
172 parallel translation
Tell us where you are, lady.
Yerinizi söyleyin, bayan.
Marvin, will you please tell us where you are!
Marvin, nerede olduğunu söyler misin? Araba parkındayım.
Now, you tell us where you are.
Şimdi bize nerede olduğunu söyle!
The boots tell us where you are.
Botların bize nerde olduğunu gösterecek.
- Alison. - You don't always tell us where you are.
- Bize neredesin diye sormayı kes.
Tell us where you are.
Yerini söyle.
Tell us where you are.
Neredesin?
- Tell us where you are. - [Trunk Closes]
- Bize nerede olduğunu söyle.
It's a little electrical device that can tell us where you are anywhere on Earth.
Dünyanın neresinde olursan ol bu aygıt bize yerini bildirecek.
- Tell us where you are.
- Bize nerede olduğunu söyle.
- Just tell us where you are!
- Sadece nerede olduğunu söyle!
And me a lot of time, if you will tell us where these people are.
O insanların yerini söylerseniz, ben de boşa zaman harcamaktan kurtulurum.
Martha, if you know where it is or where the boys are you better tell us.
Martha, paranın ya da çocukların yerini biliyorsan bize söylesen iyi edersin.
Tell us, son, where are you going?
Söyle bize, oğul, nereye gidiyorsun?
But I thought you were supposed to tell us where we are going.
Ama bize nereye gideceğimizi söyleyeceğinizi sanıyordum.
Are you gonna tell us where White is?
White'ın yerini söyleyecek misin?
If you would be enough for you to tell us where we are!
Keşke en azından nerede olduğumuzu söyleyecek kadar insan olsalardı!
You wish us good luck and then you tell everybody where we are.
Bize iyi şanslar diliyorsun. Sonra da herkese yerimizi söylüyorsun.
[Laughing] Now, you are going to tell us Where that money is sooner or
Er yada geç bize nerede olduğunu söyleyeceksin.
Damn it, Henry, when are you going to tell us where you've hidden your key?
Lanet olsun, Henry, anahtarı nereye sakladığını bize ne zaman söyleyeceksin?
Well, Mr. Pupkin, are you gonna tell us where Jerry Langford is or not?
Rupert Pupkin. Bay Pumpkin, bize Jerry Langford'un nerede olduğunu söyleyecek misiniz, söylemeyecek misiniz?
We go where you tell us to We were on a holiday but we are on the road again
Sen nereye dersen oraya. 40 yılda bir tatil yapacaktık, tatilimiz güme gitti. Gene yollara düştük.
Janey, why don't you tell us where are you from?
Janey, bize nerdeli olduğunu neden söylemiyosun?
If you're through clearing your gill slits, maybe you can tell us where we are?
Eğer temizlenme işini hallettiysen, belki bize nerede olduğumuzu söyleyebilirsin.
You can just tell us where the drugs are and save yourself a whole lot of trouble, or you can sit there with your mouths shut and we're gonna tear this place apart board by board.
Ya uyuşturucunun yerini söyleyip bize zaman kazandırırsınız,.. ... ya da susup oturursunuz, biz de burayı didik didik ederiz. Hangisi?
You just tell me who they are and where I can find them and I'll take real good care of them for both of us.
Bana kim olduklarını söyle ve onları nerede bulabileceğimi. Ben ikimiz içinde onlarla ilgilenirim.
Tell us where the chemicals are and we'll take you to her.
Kimyasalların nerede olduğunu söyle ve seni ona götürelim.
This may sound like an odd question but could you tell us where we are?
Tuhaf bir soru gibi görünebilir ama söyler misiniz biz neredeyiz?
So, tell us, Mr. Sutton, since we now have such a clear picture of how you two met... where are you from?
Anlatın Bay Sutton. Şimdiye kadar tanışmanızla ilgili açık bir tablo çizemediniz. Nerelisiniz?
Sylvia, Sylvia, Sylvia, Sylvia... You just tell us who you are and where you live.
Sylvia, Sylvia, Sylvia, Sylvia... bize sadece kim olduğunu ve nerede yaşadığını söyledin
WeΙI, of course, darling. It's just that Ι wish you'd tell us when you were going somewhere - so we'd know where you are.
Sadece nereye gideceğini söyle ki, nerede olduğunu bilelim.
So can you tell us where your friends are?
Söyler misin nerede o arkadaşların?
Take it easy Anna. lf you kill the guy he can't tell us where the kids are...
Sakin ol Anna, adamı öldürürsen bize çocukların nerede olduğunu söyleyemez.
So tell us about yourself, who you are, where you're from.
Bize kendinden bahset, kimsin nerelisin?
Can you tell us where these people are, Kim?
- Bu insanlar nerede söyleyebilir misin Kim?
Honey, it'd really help if you could tell us everything you know about where you are.
Tatlım, olduğun yerle ilgili bütün bildiklerini anlatırsan epey yardımı dokunur.
Copperhead, when are you gonna get some sense and tell us where Luthor is?
BakırYılan, ne zaman kendine gelip Luthor nerde olduğunu bize söyleyeceksin.
Luis, tell us where you and your mom are staying.
Luis, annenle nerede kaldığınızı söyle.
Come on, Greggs, tell us where the fuck you are.
Haydi, Greggs, nerede olduğunu söyle bize.
Paul, why don't you just tell us where the cocaine is, because we are happy to test every tile in here.
Paul, neden bize kokainin yerini söylemiyorsun? Çünkü söylemezsen, buradaki bütün taşları test etmekten mutluluk duyarız.
I tell you where Sydney is... you come running in here with the cavalry and kill us. What are you talking about, Barry?
Sen neden bahsediyorsun Barry?
If Ian tries to double-cross us, we can call the FBI and tell them right where you are.
Yerinizi FBI'ya bildiriceğiz.
I gotta tell ya, this was a struggle for us, because the last thing you want to do is broadcast to the world, which includes your enemy, exactly where your troops are, exactly what they're doing, or exactly when they'll be there and what they plan on doing.
Size, bunun bizim için bir mücadele olduğunu söylemek zorundayım,... çünkü yapmak istediğiniz en son şey dünyaya, düşmanlarınızdan bahseden,... yayınlar yapmak,... askerlerinizin tam olarak nerede olduğu, onların tam olarak neler yaptığı,... veya tam olarak ne zaman orada olacakları ve ne yapmayı planladıkları.
Tell us how you got to where you are.
Bulunduğun yere nasıl geldiğini anlat.
So, Elliot, tell us. Where are you two going on your honeymoon?
Elliot bize balayınızda nereye gideceğinizi anlatsana.
Tell us where your men are, and we'll kill you painlessly.
Bize nerde olduklarını söyle ki sana ıstırapsız bir ölüm sunalım.
So if you know where these guys are this would be the time to tell us
Eğer bu adamların nerede olduğunu biliyorsan bu bize söylemen için en uygun zaman.
You tell yourself that. The fact remains that terrorists are at large with 19 canisters of Sentox, and we don't know where or when they'll hit us next.
Bunları kendinize anlatın, Bayan Raines... ama teröristlerin ellerinde 19 kutu Sentox sinir gazıyla... ortalarda olduğu gerçeği duruyor.
You tell us where the Nephilim are, and we let you live.
Nefilim'in nerede olduğunu söyle Bizde yaşamana izin verelim.
Yeah, dead men can't tell us where their friends are. You got it.
Ölüler, bize arkadaşlarının nerede olduklarını, söyleyemezler.
You're gonna tell us where the rest of those packages are in the next 30 seconds... or everything you've ever been afraid of is about to happen.
30 saniye içinde paketlerin geri kalanlarının nerede olduğunu... bize söyleyeceksin. Yoksa korktuğun her şey başına gelmek üzere.