Tension Çeviri Türkçe
2,309 parallel translation
Couriers carried their letters across the world, and after the months of tension they had gone through, he and Ruth made up.
Haberciler mektuplarını dünyanın öbür tarafına ulaştırdı ve gerilimli aylardan sonra o ve Ruth'un arası düzelmişti.
Tension, will and nerves every day over and over again?
Gerilim, arzu ve gayret, her gün ve defalarca?
So important to build the tension.
Heyecanı doruk noktasına çıkartmak çok önemlidir.
Still building the tension.
Hala heyecanı doruk noktasına çıkartıyoruz.
It was true! - Tension too.
Gerçek sade!
I mean, right now, there's no - - there's no scene, there's no tension - - I'm just...
Yani şu anda, sahne dekoru yok heyecan yok... Ben sadece...
This development will renew the tension between two nations.
Bu gelişme, iki ulus arasındaki gerilimi tekrar artıracağa benziyor.
I wanted to take some time to think about how to respond, but I realize that it's causing tension, so...
Nasıl bir cevap vereceğimi düşünmek için biraz beklemek istemiştim. Ama fark ettim ki bu gerilime neden oluyor, o yüzden...
Did that ever cause tension in your relationship?
Bu durum, ilişkinizde sorunlara neden oluyor muydu?
Hence, your tension headache.
Başın, bu yüzden ağrıyor.
He's a nice boy, but he carries a lot of tension in his belly.
İyi bir çocuk ama biraz fazla gergin.
My bosses are happy, the cubicle smurfs are happy, and the sexual tension between the janitors
Patronlarım mutlu, hücre şirinleri mutlu, ve hademeler arasındaki cinsel tansiyon
The tension in the air is incredible!
Havadaki gerilim inanılmaz!
The baby bump actually has the tension of an exercise ball.
Hamilelerin şişmiş karınları aslında bir egzersiz topunun gerginliğine sahiptir.
What if he senses, like, the major tension between us?
Ya aramızdaki devasa gerilimi de sezerse?
All of your banter and sexual tension.
Şakalarınıza ve cinsel çekiminize bayılıyorum.
It's not sexual. It's just tension.
Cinsel değil, sadece çekim.
Release any tension you may be holding onto in your neck, shoulders... Your jaw.
Boynunuzda, omuzlarınızda ya da çenenizdeki olası gerginlikten kurtulun.
I'm sensing some tension here.
Burasının çok gerildiğini hissediyorum.
Your sexual tension, lack of chemistry are putting us on edge, ironically, on every level, you're keeping us from being friends.
Cinsel geriliminiz ve uyumsuzluğunuz bizi zor durumda bırakıyor, bu yüzden de, ironik olarak ve bunu hep herkesten duyuyorum... Bizim "Friends" olmamamızı engelliyorsunuz.
Jeff and I do not have sexual tension.
Jeff ve benim aramda cinsel bir gerilim yok.
Yeah, can you feel that tension?
Evet, gerilimi hissedebiliyor musun?
Too much sexual tension.
Fazla... Cinsel... Gerilim!
We did need to relieve some tension.
Hakikaten biraz gerilimden kurtulmamız gerekiyormuş.
Tension relieving.
Stres atmak içindi.
Then why the tension?
Bu gerginlik neden?
No tension bro.
Gerginlik yok.
Hang on a minute, I don't want any tension later on so I'll explain the game for the last time.
Bir saniye, sonra başımın derde girmesini istemiyorum size son kez bu oyunu anlatacağım.
Tension is nothing more than a wrinkle on the forehead.
Stres bir kırışıklıktan başka bir şey vermez sahibine
I think Cam sent us both to the crime scene because of the tension between us.
Bence Cam bizi aynı anda yolladı çünkü aramızda bir gerginlik hissetti.
Tension?
Gerginlik mi?
There's no tension between us.
Bizim aramızda gerginlik falan yok yahu.
I mean, I used to eat chili cheese fries with Brad... so there's gonna be a lot of romantic tension on this ride!
Yani, Brad'le acılı ve peynirli patates kızartması yerdim. Çok aşk dolu bir yolculuk olacak.
... Days of tension and anxiety.
Gergin ve huzursuz günler.
There's a little tension.
Küçük bir gerginlik olabilir.
I use only primary colours, to better highlight the dynamic tension between geometric figures.
Sadece ana renkleri kullanırım. Geometrik şekiller arasındaki dinamiği daha belirgin kılmak amacındayım.
The sexual tension was unbearable.
Cinsel gerilim dayanılmazdı.
What is with the tension?
Gerginliğin nedeni ne? - Gerginlik yok.
- There's no tension.
- Tam burada oturuyordum.
I'm very good at relieving tension.
Gerginliği almada çok başarılıyımdır.
Well, this is none of my business, but I noticed that there was some tension between you two.
Üzerime vazife değil ama ikinizin arasında biraz gerginlik hissettim.
It has caused some tension. More than usual, that is.
Her zamankinden de yoğun gerginliğe yol açtı.
You're gonna come over the edge, And then what I want you to do is say "tension."
Kenarın üzerine geldiğinizde "gergin" demenizi istiyorum.
It's called surface tension.
İşte bunun ismi "yüzey gerilimi".
He's also using that elastic surface tension to catapult himself across the pond at the equivalent of about 600mph.
Suyun bu özelliğini aynı zamanda kendini havuzun içinde kendini havuzun içinde saatte yaklaşık 965 km hızla mancınıkvari bir şekilde fırlatmak için kullanıyor.
You're implying there was some kind of sexual tension involved. When that goes south, all bets are off. Right.
Ortada bir tür cinsel gerilim olduğunu ima ediyorsun sanırım.
Unrequited. Lots of sexual tension.
Karşılıksız bir sürü cinsel ilgi.
* And he's good for relieving my tension *
Gerginliğimi yatıştırmak için birebir.
He's having a tension pneumothorax. What the hell does that mean?
Tansiyonu yüzünden ciğerlerinde, pneunothorax ( gaz birikmesi ) oluşmuş.
Tight session You were really in the zone today I had a lot of tension to work out
Bugün formundasın.
I feel tension.
Gerginlik seziyorum.