Ters Çeviri Türkçe
11,988 parallel translation
- She said on the video babies are moved into a breech position.
- Videoda dediğine göre,... bebekler ters doğum pozisyonuna getiriliyormuş.
At least somebody's helping. Because that kind of language is counterproductive.
Çünkü bu tür bir konuşma şekli ters tepki yaratır.
Wait... do not tell me the photo where I ran up against the wall and did that perfect flip was on there!
Dur, sakın bana duvara koşup mükemmel ters takla attığım resmin orada olduğunu söyleme.
- And how is that not reverse racism?
- Peki bu nasıl ters ırkçılık olmuyor?
- Yes, reverse racism... that dangerous
- Evet, ters ırkçılık... bu, toplumu etkisi altına alan...
But when things went sideways, and he had to undo the fire he was planning to set, he put the good batteries back into Eddie's smoke detector.
Ama işler ters gittiğinde ve planladığı yangını iptal etmek zorunda kalınca iyi bataryaları Eddie'nin duman detektörüne geri koydu.
No, no, no, something's wrong, it's filling up with blood.
Kaptın bu işi. Hayır, olamaz, bir şeyler ters gidiyor, içi kanla doluyor.
And the full inversion.
Ve tam ters dönüşü.
Lightning Flying Backwards Roundhouse Kick!
Ters Uçmalı Şimşek Ani Yumruk Tekmesi!
We cannot reverse the river without stopping it first.
Önce durdurmazsak, nehri ters akıtamayız.
Reversing the turbine.
Türbinleri ters çevireceğiz.
Um, unfortunately, as I look through my view finder, I see she's walking in the opposite direction.
Ama ne yazık ki, vizörümden baktığımda tam ters istikamette ilerlediğini görüyorum.
- It's upside down.
- Ama ters yapılmış.
Someone has painted the character of fire upside down.
Birisi ateş sembolünü ters yapmış.
Should we go in the opposite direction?
Ters istikametten mi gitsek?
They may be disagreeable to his formulas.
Onun formüllerine ters olabilirler.
That would be against hotel policy...
Bu, otel politikasına ters düşerdi.
I think my work's a little introspective for French taste.
Sanırım benim tarzım Fransız zevkine biraz ters.
When you get backed into a corner, remember your compliments, boomerang, random words.
Ne zaman köşeye sıkışırsan hatırla, iltifatlar, ters teptir, rastgele kelimeler.
You're the guy who struck the first 90 meters at Copper Peak, with no headwind, in 1970 Opening Trials, and they think you're just some old drunk.
Sen 1970 Açılış Denemelerinde Copper Zirvesi'nde ters rüzgar olmadan 90 metre atlayışı yapan ilk kişisin ve seni yaşlı bir ayyaş sanıyorlar.
I think that we've been doing this backwards.
Bence biz bu işi ters yapıyoruz.
- Getting a lot of dirty looks.
- Herkes ters ters bakıyor.
There are a million things that can go wrong and we still have to do the health checks and just everything.
Ters gidebilecek bir ton şey var ve daha sağlık kontrollerini yaptırmamız gerek.
Wrong choice of words.
Çok ters bir şey söyledim.
What could possibly go wrong?
Ters giden başka ne olabilir ki?
Forward... or reverse?
İleri mi... yoksa ters mi?
There's just something not quite right about that whole group.
O gruptaki herkeste ters bir şeyler var.
I don't wanna go back out there. The lady is giving me the stink eye. Okay.
Dışarı çıkmak istemiyorum, kadın ters ters bana bakıyor.
It's upside down, Daddy.
Ters tutuyorsun baba.
I thought it was another backfire.
Yine ters teper diye düşünmüştüm.
"That is against police protocol."
Bu protokole ters. " demiştim.
Mmm-mmm. - Do a gainer!
Ters atla!
And if anything goes wrong,
Ve bir şey ters giderse,
It's gonna flip.
Ters dönecek.
If I can turn it inside out, by reversing the polarity of some of the components, I might be able to turn it from a camera into a searchlight.
Eğer onu ters çevirirsem, içeriğindeki yapıların karşıtlığını kullanarak onu bir kameradan bir ışıldağa dönüştürebilirim.
Try to reverse-engineer it.
Ters mühendislik deneyecekler.
It went wrong, But I busted out, but I stole a car.
Ters gitti ama kaçtım, bir araba çaldım.
Something is wrong...
Bir şey ters gitti...
Something is wrong.
Bir şeyler ters gitti.
Sweetheart, didn't I tell you... backlight's the key to these photos?
Hayatım, ters ışık fotoğraf çekmenin en önemli noktasıdır demedim mi sana?
He wants an explanation for what went wrong last week.
Geçen hafta neyin ters gittiğine dair bir açıklama istiyor.
This was just the first time it didn't work out.
İşlerin ilk kez ters gittiği seferdi.
Tigress, Tornado Back Flip!
Kaplan, ters kasırga saltosu.
Something's wrong.
Ters bir şey var.
- Something wrong?
- Ters giden birşey mi var?
Reverse.
Ters.
Your crocodiles are sewn on backwards.
Sendekilerin timsahı ters dikilmiş.
I know a way you could get it in 20 minutes, but it may offend your delicate American ways.
20 dakikada kazanmanın bir yolunu biliyorum. Ama sizin narin Amerikan bünyenize ters gelebilir.
Wrong way! Wrong way, Chuy!
Ters yön Chuy!
- I thought something was amiss.
- Bir şeylerin ters gittiğini sanmıştım.
I'm not an obstetrician.
Bakıyorum da önünde... Aman Tanrım, kostümü ters giymiş.