That's all i needed Çeviri Türkçe
273 parallel translation
- That's all I needed.
- Bir bu eksikti.
Shelby needed some money, and I lent it to him. That's all.
Shelby'nin biraz paraya ihtiyacı vardı ve ben de ona borç verdim.
That's all I needed.
Bir bu eksikti.
That's all I needed, what are you doing here?
Tam da sırası, ne işiniz var burada?
I have all that's needed!
Gereken her şeye sahibim.
That's all I needed.
En gerektiği zamanda şu işe bak?
That's all I needed.
Tek ihtiyacım olan buydu.
I really ought to walk you back to your school. That's all I needed... to be seen with a man.
- Bir erkekle görünmek istemem.
And all this luxury is needed so that above they'll know just what a lad I was.
# Bu kadar lüks zarurî bir şey # # Böylece nasıl bir adammışım # # Öğrenmiş olacaklar #
That's all I needed.
Tek ihtiyacım buydu.
Look, a dog - that's all I needed!
Bak, bir köpek! Bir bu eksikti!
I needed him, that's all.
- Çok garip.
That's great. That's all I needed to hear.
Duymak istediğim de buydu.
I told myself I had all that I needed in the way of human companionship.
Kendi kendime arkadaşlık açısından tüm gerekene sahip olduğu söylerdim.
I would like to remind my illustrious colleagues of our astonishment when during the first meeting convened by His Majesty, we were told that the only necessary and urgent thing that needed to be done was tracing immediately Maestro Wagner and trying everything in our power to convince him to move to our country. What is all this?
Ünlü meslektaşlarımıza, Majeste tarafından çağrısı yapılan ilk toplantımızdaki şaşkınlıklarını hatırlatmak isterim, bize denmişti ki, yapılması gereken tek lüzumlu ve acil şey derhal Maystro Wagner'in izini bulup onu ülkemize taşınmaya ikna etmek için herşeyi yapmaktır.
I hope it's all right, but you said that if I ever needed you again, to come back.
Umarım sorun yoktur ama ihtiyacım olursa geri gelmemi söylemiştiniz.
That's all I needed.
Bir tek bu eksikti.
That's all I needed!
Bir bu eksikti!
That's all I needed.
Tam da ihtiyacım olan şey.
I guess what I needed was- - was a release from all that tension.
Sanırım gevşemeye ihtiyacım varmış.
That's all I needed to know.
Bu kadarı bana yeter.
That's all I needed.
Tek ihtiyacımız olan buydu.
That's all I needed.
İhtiyacım buymuş.
That's all I needed, just to feel your passion.
Tek ihtiyacım buymuş. Senin tutkunu hissetmek.
- That's all I needed to hear.
- Benim duymak istediğim de buydu.
I suppose Mr. Wallace and his supporters would say that the Earth needed all that time to prepare itself for our illustrious arrival.
Bence Bay Wallace ve destekçileri... Dünya'nın tüm bu süreyi,... insanoğlunun meşhur varışı için hazırlanmakta kullandığını söyleyeceklerdir.
Thank you That's all I needed to know Thanks
Bu bilgi bana yeter.
That's all I needed!
Bir o eksikti zaten!
- That's all I needed to hear.
İşte bütün duymak istediğim buydu.
- Thank you. Thank you. That's all I needed.
Teşekkürler.
That's all I needed to hear!
Duymak istediğim de buydu!
That's all I needed to know.
Bütün öğrenmek istediğim buydu.
That's, that's, that's all I needed to know.
Sadece bunu öğrenmek istemiştim.
- That's all I needed to know.
Tüm bilmem gereken bu.
That's all I needed to know.
Tüm bilmem gereken buydu.
That's all I needed to know.
Bütün bilmek istediğim buydu.
This is a problem. That's all I needed.
Bu bize dert olacak.
I just told you what you needed to know, that's all.
Sana sadece bilmen gerekenleri söyledim, o kadar.
Think of all the times I needed something from you... and you just sit here with that stupid-ass grin on your face singing "doodah."
Senden bir şeylere ihtiyaç duyduğum zamanları düşün... ve senin yüzünde o aptalca sırıtışla burada oturup şarkı söylemeni.
- That's all I needed to hear.
Tüm duymam gereken buydu.
Meredith and I had each other, and that's all we needed.
Meredith ve ben birbirimize sahibiz, başka bir şeye ihtiyacımız yok.
I needed somebody to massage my bunions. I had stuff to do with Stray and Butch, that's all.
Stray ve Butch ile yapılacak işlerimiz vardı.
That's all I needed to know.
Bütün bilmek istediğim bu.
A woman... that's all I needed now.
Her neyse buraya gelmemen gerekirdi.
- All right, that's all I needed.
- Tamam, tek ihtiyacım olan şey buydu.
- You know I haven't seen him for a while, and I know that you two hang out and I guess I just needed to know that he's doing all right.
Bir süredir onu görmüyorum. İkinizin birlikte takıldığını biliyorum. Sadece iyi olup olmadığını bilmek istedim.
I just thought I'd finally found something you'd really love and you--you needed, and I just thought it'd be real special, that's all.
Nihayet beğeneceğin ve ihtiyacın olan bir şey bulduğumu sanmıştım. Gerçekten özel bir hediye olur diye düşünmüştüm, o kadar.
- I guess that's all he needed.
- Bu da yetmiş zaten.
That bigoted reaction he had to the Doctor's friend told me all I needed to know, but I ignored my instincts.
Onun Doktorun arkadaşına gösterdiği bağnaz tepkiden bunu anlamıştım ama içgüdülerime önemsemedim.
That's all I needed to hear.
Bunu duymak yeterli oldu.
That's all I needed to know.
Bilmem gereken tek şey bu.
that's all i needed to hear 30
that's all i needed to know 30
that's all 8171
that's all i got 169
that's all for now 108
that's all i wanted to say 33
that's all that matters 302
that's all i want 130
that's all right 2318
that's all i have to say 53
that's all i needed to know 30
that's all 8171
that's all i got 169
that's all for now 108
that's all i wanted to say 33
that's all that matters 302
that's all i want 130
that's all right 2318
that's all i have to say 53
that's all i need 222
that's all it takes 78
that's all i can say 75
that's all i know 422
that's all you got 125
that's all well and good 54
that's all there is to it 105
that's all for today 54
that's all you have to say 53
that's all i can tell you 52
that's all it takes 78
that's all i can say 75
that's all i know 422
that's all you got 125
that's all well and good 54
that's all there is to it 105
that's all for today 54
that's all you have to say 53
that's all i can tell you 52