That's not gonna happen Çeviri Türkçe
1,349 parallel translation
Well, that's not gonna happen.
Öyle bir şey olmayacak.
That's not gonna happen.
- Öyle bir şey olmayacak.
I mean, Doyle and I were supposed to see a movie, but I guess that's not gonna happen.
İsterim. Demek istediğim, Doyle ve ben sinemaya gidecektik.
You know that's not gonna happen.
Böyle bir şeyin olmayacağını biliyorsun.
I've been real good about that, and frankly, it's not gonna happen to us.
Her zaman bunu düşünerek hareket ettim, ve açıkçası, bu bizim başımıza gelmeyecek.
That's not gonna happen.
Öyle bir şey olmayacak. Mücadele etmeliyim.
My arrogant brother at the CIA would love to see me fail, and that's not gonna happen.
CIA'deki kibirli kardeşim çuvallamamı istiyor. Bu asla olmayacak.
I mean, I'm not avoiding music now because I'm afraid that's gonna happen again, but...
Müziği geri plana atmamın sebebi, yine aynı şeyleri yaşamaktan korkmam değil.
That's not gonna happen to me.
Bu bana olmayacak.
That's not gonna happen.
Bu asla olmayacak.
That's not gonna happen here.
Bu burada yaşanmayacak.
That's not gonna happen.
Çıkmayacağız.
You have been wandering around here like this is some great big joke waiting for hollywood Sam to come rescue you, but that's not gonna happen now, is it?
Buralarda dolanıyorsun, bu kocaman bir şakaymış ve Hollywood'dan Sam'in gelip seni kurtaracakmış, ama bu olmayacak değil mi?
As much as I'd love to believe someone's gonna swoop in and save the day, the fact that no one has tells me it's probably not gonna happen. I'm sorry if that's bleak and horrible and fatalistic, but there it is.
Bu kasvetli, yazgıcı ve korkutucuysa, üzgünüm, ama öyle.
That's not gonna happen.
- Bu olmayacak.
That's not gonna happen.
Böyle birşey olmayacak.
Oh, that's not gonna happen.
Böyle birşey olmayacak.
That's not gonna happen.
Neden biliyor musun?
That's not gonna happen now.
O-la-la. " Bu gerçekleşmeyecek artık.
And that's not gonna happen.
Ve bu olmayacak.
Well, that's not gonna happen to us.
Bize öyle olmaz.
Well, that's not gonna happen.
Böyle bir şey olmayacak.
No, that's not gonna happen.
Hayır, bu olmayacak.
Cos that's not gonna happen.
Çünkü bu olmayacak.
- Well, that's not gonna happen.
- Öyle bir şey olmayacak.
- That's not gonna happen.
- Bu olmayacak.
That's not gonna happen.
Böyle bir şey olmayacak.
That's not gonna happen.
Böyle bir şey mümkün değil.
That's not gonna happen.
Bu olmayacak.
That's not gonna happen while I'm here.
Ben buradayken öyle bir şey olmayacak.
And if daddy's not on board, that is exactly what's gonna happen.
Ve eğer babamın rızası olmazsa, aynen böyle olacak.
Oh, that's not gonna happen, Kitt...
Böyle bir şey olmayacak, Kitt.
Well, Yuki, that's not gonna happen
Pekâlâ Yuki, öyle bir şey olmayacak.
Yuki, that's not gonna happen.
Yuki, böyle bir şey olmayacak.
That's not gonna happen.
Bunu yapamam.
And I'm not gonna pretend this didn't happen because it might be easier to break up that way.
Bu olmamış gibi davranmayacağım çünkü bu yolla ayrılmak, kolaylaşır.
- That's just not gonna happen.
Hiç sanmıyorum.
That's not gonna happen.
- Olmaz öyle şey.
Yeah, that's not gonna happen.
Evet, bu olmayacak.
You can't guarantee that it's not gonna happen when I have a new map!
50 ton demir çocuğu ezsin ve zehirli tanker zehrini saçsın da yarım saat içinde hepimiz ölelim istiyorsan buyur, gir içeri!
No, that's not gonna happen ;
hayır, bu olmayacak ;
You know that's not gonna happen
Asla olmaz.
A, that's not gonna happen.
Bir ; Böyle bir şey olmayacak.
That's why I'm not gonna let that happen.
- Bu yüzden buna izin vermeyeceğim.
But I just know that's not gonna happen now, so...
Ama bunun şimdi olamayacağını biliyorum.
But after that I thought :'lf l keep doing drugs and if I keep doing porn, this is what's gonna happen to me again and again.. # l just felt, it was not the right thing for me to do.
Sonra düşündüm ve dedim ki, eğer uyuşturucu kullanmaya ve porno çekmeye devam edersem tekrar tekrar başıma gelecek olan bu. Benim için doğru olanın bu olmadığını hissetmiştim.
Well, calm down,'cause here's one thing that's not gonna happen.
Valla, sakin ol, çünkü bu hiçbir zaman olmayacak.
I guess that's not gonna happen, huh?
- Sanırım bu hiç olmayacak değil mi?
No. No, that's- - that's not gonna happen.
Hayır, hayır bu olmayacak.
No, let's just assume that's not gonna happen.
Hayır, öyle birşey olmayacak.
It's not gonna happen like that, Tim.
Öyle bir şey olmayacak Tim.
that's not fair 860
that's not good 589
that's not it 900
that's not true 2932
that's not funny 501
that's not the point 702
that's not possible 749
that's not how it works 183
that's not me 321
that's not mine 140
that's not good 589
that's not it 900
that's not true 2932
that's not funny 501
that's not the point 702
that's not possible 749
that's not how it works 183
that's not me 321
that's not mine 140