That's so sweet of you Çeviri Türkçe
112 parallel translation
That scene was added, and I think that scene is so important to understand Allison's mind-set moving forward, because you see her as this, you know, this sort of sweet, naive girl, and then something massive happens. And then it's, you know...
Bu sahnenin önemli olacağını düşündüm çünkü çok büyük bir şey meydana geliyor ve bu da tatlı, saf bir kız olan Allison'ın düşüncelerinin değişmesine yol açıyor ve zaten sonrasında çok üzgün ve intikam almak istiyor.
Oh, that's so sweet of you.
Ah, çok tatlısınız.
It's sweet of you to say so, but you needn't pretend that you like everything I like.
Bunu söylemen çok hoş, ama benim hoşlandığım herşeyden sen de hoşlanıyormuş gibi yapmamalısın.
- Oh, that's so sweet of you.
- Çok şirinsin.
Oh, honey, that was so sweet of you to pretend to be the peeper just to make me feel good.
Hayatım sırf benim moralimi düzeltmek için röntgenci gibi davranman çok hoştu.
Oh, honey, that was so sweet of you to pretend to be the peeper just to make me feel good.
Merhaba hayatım. Uyuya kalmışım. Biliyorum.
It's so sweet of you to say that.
Bunu söylemeniz çok hoş.
- Oh, that's so sweet of you.
- Oh, çok tatlısın!
So while it may look like a little thing to you... when I ask for a packet of Sweet'N Low... that's what I want.
Bu yüzden, sana küçük bir şeymiş gibi.. .. gelmiş olsa da bir paket tatlandırıcılı şeker istediğimde.. .. istediğim odur.
Well, that's so sweet of you.
Bir katili, soğuk kanlı infazının ahlaki doğruluğuyla serbest bıraktırdın.
That's so sweet of you.
Çok tatlısın.
That was so sweet of you.
Çok tatlısın.
Wow. That's so sweet of you.
Ne kadar... naziksin.
That is so sweet of you.
Çok tatlısınız.
Oh, daddy, that is so sweet of you.
Çok tatlısın, baba. Ama bak, ne diyeceğim.
Don't worry about that. That's so sweet of you.
Merak etme, çok naziksin.
Oh, that's so sweet of you.
Çok teşekkür ederim.
That's so sweet of you, but Neil just brought me a glass.
- Ama Neil bana bir bardak getirdi. - Opus 1.
Oh... that's so sweet of you, but no.
Çok naziksiniz, ama olmaz.
Oh, that's so sweet of you. Oh, yum.
Çok tatlısın.
That's so sweet of you.
Çok incesin.
It's sweet that you're so concerned about this boy, but he's in the system now. He's being taken care of.
Bu çocuk için endişelenmen gerçekten çok harika ama o artık Hükümetin elinde, Ona iyi bakacaklardır.
Oh coach, that's so sweet of you, thank you, but I'm not pregnant.
Koç, çok tatlısınız. Teşekkürler. Ama ben hamile değilim.
That's so sweet of you to get involved.
- Sizin de onlara destek vermeniz ne güzel.
Oh, that's so sweet of you, Nicole.
Ne kadar tatlısın Nicole.
Oh, that's so sweet of you.
Çok tatlısın.
Well, that's so sweet of you.
- Çok tatlısın.
That's so sweet of you. Thanks very much.
Çok tatlısın.Hiç gerek yoktu.
That's so sweet of you to invite me but maybe another time.
Beni davet ettiğin için çok teşekkür ederim ama belki başka sefere yaparız.
Oh, my God, Doug, that's so sweet of you.
Tanrım, Doug, çok tatlısın.
- Well, that is so sweet of you.
- Çok tatlısın.
Oh, god, that's so sweet of you to still come, but, you know, i-I brought dena.
Çok tatlısın, yine de buraya gelmişsin fakat ben Dena'yla birlikte geldim.
To honor the event that all of you have certainly heard about, we re kicking off a program of musical bonding, so to speak, with Romanian music and sweet American songs for the soul, meant to bring us a bit of warmth,
Hepinizin pek tabi duymuş olduğu olayı onurlandırmak için, deyim yerindeyse, müzikal bir bağ oluşturmak amacıyla, kalplerimizi ısıtması için, ki bu tabi ki kalplerimiz zaten yeterince sıcak değil demek değildir,
Oh, that's so sweet of you.
Ah, ne tatlısınız.
Oh, that's so sweet of you.
- Çok naziksin.
Whoa, senator, that's so sweet of you, and un-senatorial.
Senatör, bu çok hoş. ve senatörce değil.
That's so sweet of you, but not to worry.
Çok tatlısın, ama merak etme.
That is so sweet of you, thank you.
Çok tatlısın, sağ ol.
That's so sweet of you.
Sağ ol, çok tatlısın.
Will, that's so sweet of you to call.
Will, araman ne hoş.
That's so sweet of you guys.
Çok tatlısınız.
Oh, you're so sweet.But you know what, seriously, I just got out of a relationship that did such a number on my..
Çok tatlısın, ama, gerçekten biliyor musun, daha yeni bir ilişkiden çıktım.
Oh, Annie, that is so sweet of you... [glass shatters ] [ screams] 3P0!
Annie, çok tatlısın... 3P0!
That's so sweet of you to say.
Çok naziksiniz.
Oh, that's so sweet of you, darling.
Çok tatlısın hayatım.
That's so sweet of you, but I already ate, Mr. Funk.
Çok naziksiniz ama yemeğimi yedim Bay Funk.
That's so sweet of you.
Çok naziksin.
That's so sweet of you, honey.
Bu çok kibar, tatlım.
- Oh, that's so sweet of you.
- Çok naziksin.
That's so sweet of you.
Senin adına sevindim.
That is so sweet of you. I really wish I could. But my parents have a lake house in Oaks town... and I gotta get back before dark in case my car breaks down again.
Çok tatlısınız, keşke bu mümkün olsaydı, ama ailemin Oakstown'da göl kıyısında bir evi var ve maalesef karanlık basmadan dönmeliyim, arabam tekrar arıza çıkarabilir.