That's why i'm asking Çeviri Türkçe
236 parallel translation
That's why I'm asking everyone to be careful.
O yüzden herkesten dikkatli olmalarını istiyorum.
Well, we don't have a record on you, that's why I'm asking.
Şey, bizde kaydın yok, bunun için soruyorum.
That's why I'm asking a fair price for it.
Bu nedenle onun için olur bir fiyat istiyorum.
That's why I was asking, are you a bureaucrat or not?
Bu yüzen soruyordum, bürokrat mısın değilmisin diye.
That's why I'm asking you.
Bu nedenle sizden istiyorum.
That's why I'm asking you to go there with me.
Orasını neden sorduğumu anlamışsınızdır. Birlikte gitmek için elbette.
That's why I'm asking you.
Bu yüzden size başvurdum.
That's why I'm asking you.
Bu yüzden sana soruyorum.
What I mean, God, is you have no pity for your living children, so that's why we're asking you to be a little kinder to'em when they dead.
Demek istediğim, Tanrım, yaşayan çocuklarına hiç acımıyorsun,... bu yüzden senden... öldüklerinde onlara biraz daha nazik davranmanı istiyoruz.
That's why I'm asking for a decision.
O yüzden karar vermeni istiyorum.
And that's why I'm asking you one big favor, one.
Bu nedenle senden bir iyilik rica ediyorum.
- No, that's why I'm asking.
- Bilmediğim için soruyorum ya!
That's why I'm asking you if you'll listen to my act and tell me what you think about it.
Bu yüzden beni dinlemeni istiyorum. Beni dinlemeni ve ne düşündüğünü söylemeni istiyorum.
That's why I'm asking.
Bu yüzden soruyorum.
That's why I'm asking you.
Sana o yüzden soruyorum.
That's why I'm asking what direction you're firing in.
Bunu sormamın nedeni, ne yönde ateş açacağınızı bilmeniz.
- I don't know. That's why I'm asking you.
- Bilmiyorum, bu yüzden sana sordum.
That's why I'm asking you...
Bu yüzden senden istiyorum.
That's why I'm asking you.
İstediğim bu zaten.
Yes, good family, Roedean, not especially bright, but essentially harmless, and that's why I'm asking you, Lucy, I am begging you, if you have seen anything, heard anything, even the slightest thing, that would give you cause to doubt him.
İyi bir aile, Roedean Koleji, fazla parlak olmamakla birlikte bütünüyle zararsız biri. İşte bu yüzden size soruyorum, size yalvarıyorum, Lucy. Bir şey gördüyseniz, herhangi bir şey duyduysanız önemsiz bir şey bile olsa, şüphelenmenizi gerektirecek bir şey...
That's why I'm asking you.
Onun için sana soruyorum.
Honey, I heard on the news that they've figured out that the gun, what happened is, is that there was an echo and Kennedy was, uh, asking Jackie what it was, and that that's why his head flew... "
- Ah iyi. Tatlım, haberlerde suikastı çözdüklerini duydum. Bir yankılanma olmuş ve Kennedy, Jackie'ye ne olduğunu sormuş.
I can't explain that, which is why I'm asking you to be there tonight, so you could see for yourselves Samuel doing God's work.
Bunu açıklayamam, işte bu yüzden bu gece burada olmanızı istiyorum,... Samuel'in nasıl tanrısal bir iş yaptığını görmeniz için.
That's why I'm asking.
O yüzden soruyorum ya.
That's why I'm asking you to show them the same compassion that you would want.
Bu yüzden sizden kendinize istediğiniz merhameti onlara da göstermenizi istiyorum.
I don't remember. That's why I'm asking.
Hatırlamıyorum, bu yüzden sordum.
The reason why I'm asking... there's this powerful new psychological technique that I'd like to try on you.
Bunu sana sormamın sebebi senin üstünde denemek istediğim bazı yeni güçlü psikolojik testler var.
That's why I'm asking. Mm-hmm.
O nedenle soruyorum.
That's why I'm asking you for help. So I can spend the rest of my life here in prison.
Bu sebeple, siz büyüklerimden kalan ömrümü burada geçirebilmem hususunda yardım dilemekteyim.
Anyhow, the reason why I'm asking is because I'm sure that he's gonna...
Bunu sormamın nedeni, eğer kısa sürede çıkacaksa...
No, that's why I'm asking.
Hayır, bu yüzden soruyorum.
That's why I'm asking you for hundreds of your best young men.
Gerçek bir savaş gerekli.
I don't know, that's why I'm asking,
Bilmiyorum, bu yüzden soruyorum ya!
So, that's why I'm asking.
Bu yüzden soruyorum.
That's why I'm asking you for hundreds of your best young men.
O yüzden en iyi adamlarınızdan yüzlercesini istiyorum.
That's why I'm asking you now.
O yüzden şu anda senden bir ricam var.
That's why I'm not asking you to fire three.
Bu yüzden üç atış yapmanızı istemiyorum.
I don't know, that's why I'm asking.
Bilmiyorum, zaten ondan soruyorum.
- Well, that's why I'm not asking.
- İşte bu yüzden sormuyorum.
I know, that's why I'm asking.
Biliyorum, o yüzden soruyorum.
That's why I'm asking.
O yüzden soruyorum.
That's why I'm asking you to stay and help me out.
Bu nedenle senden kalmanı ve bana yardım etmeni istiyorum.
That's why I'm asking you.
O nedenle soruyorum.
- That's why I'm asking.
- Bu yüzden soruyorum.
- So I was thinking of asking Karen and that's why I'm here I need your opinion
Bir adım önündeyim. Bay Freidman'dan bana ne.
- Isabel, that's why I'm asking you.
- lsabel, bu yüzden sana soruyorum.
I know it's not that simple, so that's why I'm asking you
Bu kadar basit olmadığını biliyorum, bu yüzden senden istiyorum.
That's why I'm asking you
O yüzden istiyorum.
That's why I'm asking. Listen, there is a lot more to this than you think there is.
Dinle, bu iş hakkında bilmediğin çok şey var.
That's why I'm asking for your help and your support.
İşte bu yüzden yardımınızı... ve desteğinizi istiyorum.
THAT'S WHY I'M ASKING YOU TO DROP THIS.
Bu nedenle sana onunla görüşme diyorum.
that's why i'm asking you 36
that's why 1344
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why you're here 287
that's why i'm here 723
that's why i'm telling you 23
that's why i brought you here 24
that's why i like you 22
that's why 1344
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why you're here 287
that's why i'm here 723
that's why i'm telling you 23
that's why i brought you here 24
that's why i like you 22