That's why i like you Çeviri Türkçe
432 parallel translation
Because I want to have you all to myself... that's why I'm acting like this.
Güvende olmak istediğin için böyle üzgünsün değil mi?
That's why I would like to review some details with you.
İşte bu yüzden size bazı detayları aktarmak istiyorum.
That's why I've waited to catch you like this
Bu yüzden sizi yakalayabilmek için bekledim.
That's why I dare to speak to you like this.
Bu yüzden böyle konuşma cüretini gösterdim.
Do you? Why, the very idea that I should have to spend my honeymoon watching her paint in watercolors just because she's like somebody from the buttercup family, I...
Sırf düğünçiçeği familyasından biri gibi olduğu için balayımı, onun suluboya yapışını seyrederek geçirmem biraz tuhaf.
That's why I can tell you like this, because you are brave and strong.
Cesur ve güçlü olduğun için böyle bir şeyi sana söyleyebilirim.
That's why it feels like I've known you for a long time.
Zaten bu yüzden seni uzun zamandır tanıyormuşum gibi hissediyorum.
And that's why I hoped I'd never meet anyone like you.
İşte bu yüzden senin gibi birisine hiç rastlamak istemedim.
Angie, why do you want to talk like that for? I told you it's just a trip.
Neden böyle konuşmak istiyorsun?
I like living, and that's why I'll survive the lot of you.
Yaşamayı seviyorum, bu yüzden hala hayattayım.
That's why I'm cutting myself in whether you like it or not.
İstemeseniz de bu işe bulaştınız.
Perhaps that's why I prefer my women more like you.
Belki de sizin gibi kadınları tercih ettiğim içindir.
That's why I like you.
Bu yüzden sizi severim.
That's why you'll take anything I hand out and learn to like it.
Benim herşeyimi kabul edeceksiniz ve beni böyle sevmeyi öğreneceksiniz.
That's why I like you.
Benim hakkımdaki düşünceleri, gerçekten düşündükleri.
That's why I suggest you lay it out for Haruji, just like you did for me.
Bu nedenle de tıpkı beni reddettiğin gibi Haruji'yi de uzaklaştırmanı tavsiye ederim.
That's why I said you mustn't worry about me, but if you like, you can keep me company.
Bu yüzden benim için endişelenmemeni söylemiştim ama istersen arkadaşın olarak kalabilirim.
Maybe that's why I like you.
Bu nedenle senden hoşlanıyorum belki de.
That's why I like you
- Seni bu yüzden seviyorum.
And that's why I was elected to come out and talk to you people, friendly-like, as people should talk to one another, and see, you know, if we could work this thing out.
Ve bu nedenle, bu işi halledip halledemeyeceğimizi görmek ve insanların birbirleriyle konuşmaları gerektiği gibi dostça gelip size durumu anlatmak için seçildim.
That's why I like you, Max.
Bu yüzden senden hoşlanıyorum, Max.
I've been observing you and I've been wondering why a gentleman like yourself that's able to live in a lovely hotel like that, is wanting to sleep in my bed?
Sizi gözetliyordum. Sizin gibi, böyle bir otelde kalabilen bir beyefendi niye yatağımda uyumak istesin ki?
I don't know why you keep humoring him like this. If the thing can't fly, it can't fly. That's all there is to it.
ona "bilmiyorum, siz neden bir komedyen olmadınız acaba bu şey ya uçamazsa, ya uçmasa" hepsi bu kadar.
So can you give me one good reason why I should send my family, that took me a lifetime to raise, down that road like a bunch of damn fools to do somebody else's fighting?
Çocuklarımı büyütmek benim tüm hayatıma maloldu, yolun aşağısında bir araya toplanmış lanet aptalların savaşına göndermek için, bana iyi bir neden gösterebilirmisin?
What I didn't understand yet is why a callous man like you is willing to risk his life - for a cause that's not his own.
Fakat hala anlamış değilim senin gibi duygusuz bir adam kendini ilgilendirmeyen bir sebep yüzünden neden hayatını riske atmak istesin ki.
Now, therefore, if you give me this assurance... that like a father you will deal with him... and pass my daughter a sufficient dowry... and covenants be signed... at thy son's lodging... for walls have ears and I have many servants... why, then, he has consent to wed Bianca.
Eğer bana bu teminatı verirseniz, Onunla babası gibi ilgilenip, Kızıma yeterli çeyiz verirseniz, Ve teminatları imzalarsanız.
And that's why I'd like you to go.
Ve neden senle gitmek istiyorum, biliyor musun?
Why, as long as I'm taking advantage of your hospitality you can certainly ask me to handle a chore like that.
Konukseverliğinize karşı her zaman böyle can sıkıcı işleri bana rahatlıkla havale edebilirsiniz.
That's why I thought you'd like to be here.
Sizin burada olmanızı ondan istedim.
That's why I like you.
Senden bunun için hoşlanıyorum.
Why don't you just put that thing down and come and fold yourself up in my arms and I'll make all this crap go away, like it's never been.
Neden elindekini bırakıp kucağıma gelmiyorsun? Sanki hiç yaşanmamış gibi, tüm bu saçmalıkları unutalım.
Very special hands. And that's why I'd like to know, why you don't... take it!
Bu yüzden neden almak istemediğinizi öğrenmek istiyorum!
That's why I like you.
O yüzden seninleyim ya.
That's why I like you.
Seni bu yüzden seviyorum.
That's why I like you.
Senden hoşlandığım gibi.
That's why I like with a limp, you know, if you limp, some people go ooh, that's not right, a guy who limps don't do that, unless he just got the limp.
Suç bende değil. İşte topallıkla ilgili sevdiğim şey de bu. Eğer topallıyorsanız insanlar hemen bakar.
- That's why I'll give you some clues. You know, it's like..
Peki evladım, peki.
I keep telling him it looks just like his, and he keeps saying,'That's why I want you to change it.'
Ben de ona bunu söyledim. Bana değişmem gerektiğini söyledi.
That's why I thought you'd like the play.
Bu yüzden senin oyunu seveceğini düşünmüştüm.
Maybe that's why I didn't like you or take you seriously.
Belki de bu yüzden senden hoşlanmadım, ya da seni ciddiye almadım.
You know, it's because I like your look more and more that's why I'm unwilling to leave
Tipini o kadar çok beğendim ki anlatamam! o nedenle burda kalacam!
So you say something brilliant, like, "Look, I don't want anybody in this house to touch another person as long as you live." And that's why people look the way they look.
Sonra şöyle akıllıca bir laf edersiniz, "Yaşadığınız sürece bu evde bir daha kimse birbirine dokunmayacak." Bu yüzden insanlar böyle görünüyor.
Why do you have to talk to me like that all the time, like I got to know something?
Neden sürekli benimle böyle konuşuyorsun? - Bilmem gereken bir şey varmış gibi.
It's just that I don't know why, I just feel like I can talk to you.
Neden........ bilmem, ama seninle konuşabileceğimi hissettim.
That's why I like you so much, because you're always so late.
İşte bu yüzden senden çok hoşlanıyorum hep çok geç geliyorsun.
The eternal optimist. That's why I like you.
İşte bu yüzden seni seviyorum.
That's why I thank Almighty God you're both built like Adonises.
Bu yüzden, Tanrı'ya şükrediyorum.
So, that's why I respect you and like you... and hope that you feel the same way about me.
Seni sayıp sevmemin nedeni bu. Umarım, sen de benim için aynı şeyleri hissediyorsundur.
That's why I don't like you staying out so late.
Bu yüzden geç saatlere kadar kalmanı istemiyorum.
that's why i came back with jeff- - to play with him just like i did with you.
Bu yüzden Jeff'le geri döndüm. aynı seninle oynadığımız gibi oynamak için.
- That's why I like you.
Seni tanıyorum ve tanıdıkça daha çok seviyorum, sevgili Kouebi.