That's why i said Çeviri Türkçe
416 parallel translation
That's why I said we'd never carry a gun!
'Asla silah yok'dememin nedeni buydu, işte!
I said, "Thanks all the same But that's not why I came"
Bende ona dedim ki : "Herşey için sağol ama buraya bunun için gelmedim ben"
I said, "Thanks all the same But that's not why I came"
Dedim ki ona : "Herşey için sağol ama buraya bunun için gelmedim ben"
That's why I asked him if you could come home, and he said, "Yes."
Bu yüzden ona senin eve gelip gelemeyeceğini sordum ve "evet" dedi.
Why, that's the first time you ever said I talked sense.
İlk defa benim mantıklı konuştuğumu söylediniz.
That's why you said... the tragedy was something I could never understand.
O yüzden... sizin de dediğiniz gibi trajediyi anlayamıyorum.
I don't know why I said that. I suppose it's because of his whole manner.
Neden böyle bir şey söyledim bilmiyorum.
- That's why I said we'd plead guilty.
- Bu nedenle suçu kabul ettiğimizi söyledim.
You think that's why I said it?
Sence ben de mi onlar gibiyim?
That's why I said to myself...
Bu yüzden kendime dedim ki -
Mark, I know you think it's silly. When you get to know Tony, you'll understand why I said that.
Mark, bunu aptalca bulduğunu biliyorum, ama Tony'yi tanısan neden öyle dediğimi anlarsın.
That's why I said, "If you let her die, nobody will ever know we were up here."
"Onu bıraksaydın ve ölseydi, oraya niye çıktığımızı kimse anlamazdı" dedim.
That's why I said you mustn't worry about me, but if you like, you can keep me company.
Bu yüzden benim için endişelenmemeni söylemiştim ama istersen arkadaşın olarak kalabilirim.
That's why. Listen, I don't want to be here and I wouldn't be, except she said the treatment wouldn't be complete until I confronted you.
Bak, burada olmak istemiyorum... olmazdım da, ama seninle karşılaşmadan... tedavinin tamamlanmayacağını söyledi.
When Sophie called and said her brother-in-law wanted to marry someone, that's why I went to meet you.
Sophie arayıp kayınbiraderinin evlenmek istediğini söylediğinde- - Seninle o yüzden buluşmak istedim.
So that's the reason why I said OK to my brother Mario, he should bring you over to meet me, so I could borrow the money off of him.
Kardeşim Mario'ya da o yüzden tamam dedim. Ondan para alabilmek için seninle buluşmam gerekiyordu.
I... I don't know why I said that, Steve, except that I haven't been this happy with anyone for years.
Bunu niçin söyledim bilmiyorum Steve bu yıl benim dışında heralde kimse mutlu olmamıştır.
That's why I said to let him in.
Bu yüzden onu içeri almalarını söyledim, anlıyor musunuz?
Well, you've never said you were married and I was thinking if you were already married, then that's why...
Şey, evli olduğunu hiç söylemedin ve ben düşündüm ki, zaten evliysen, o zaman neden...
That's why I said it in front of so many witnesses... untrustworthy though they may be.
O yüzden onca tanığın önünde söyledim her ne kadar güvenilmez olsalar da.
The'Roaming Knight'said that there's a woman... called Fan Ying who looks like me Why do I have so many look-alikes?
"gezgin silahşör" dedi ki Fan Ying adındaki kişide bana çok benzermiş neden herkes bana çok benziyor ki?
So that's why, as you said, I took out an ad.
Sizin de söylediğiniz gibi bu yüzden bir duyuru çıkarttım.
I can't imagine why he's so angry. All I said was that he reminded me of Romeo.
Tek söylediğim, bana Romeo'yu andırdığıydı.
I was very alarmed when I heard about this. So that's why you got so upset yesterday when I said that Porfiry was questioning people who had pawned things.
Dün Porfiry rehin eşya bırakan kişileri sorguluyormuş dediğimde demek bu yüzden o kadar heyecanlanmıştın.
That's it... master said that once Why didn't I think of it!
Tabi ya... nasıl da unutmuşum hocam bunun bir yolu olduğunu söylemişti.
Well, that's why I said it looked like an accident, sir.
Bu yüzden kaza gibi görünüyor dedim.
That's why I said worse.
Bu nedenle daha beter dedim.
That's why I just said I'm sorry I didn't go to church.
Bu yüzden özür diledim ya demin.
And eventually I figured out why you said'em, because I also remember... that you said, "Forget about Michael's ballet, there'll be others."
Ve sonunda neden söylediğini anladım çünkü şunu da söylemiştin : "Michael'ın balesini unut, başkaları da olacak."
- I said so, that's why. I-I don't want you to.
- Söyledim, istemiyorum.
Because I said so, that's why.
Çünkü ben öyle istiyorum.
That's why I said to call me Bogie.
Bu yüzden kendime Bogie derim.
It's not that I don't believe you but this matter involves grave issues and is incredible lf Brother Cao has killed teacher... I only said there are such rumours and that's why I ask you back to find the truth
Sana inanmadığımdan değil! Ama söylediğin şeyler çok inanılmaz.... ve aşırı kötü! Biraderin Ustamızı öldürmesi..
Because I said so, that's why.
Öyle dedim de ondan.
"Are you one of the family?" He said, "No. That's why I'm crying."
"Akrabası mısınız?" deyince, adam "Hayır, o yüzden ağlıyorum ya." demiş.
- That's why I said it.
- O yüzden söyledim.
That's why I said nothing
Evet bu yüzden hiçbir şey söylemedim.
That's why I came I said I was out
Ben de bu yüzden geldim. Sana orada kimse için bulunmadığımı söylemiştim.
That's why I will never allow it to be said that youth is wasted on the young.
iste bu yüzden,'gençlik gençlerle heba oldu'denmesine hiç bir zaman müsaade etmeyecegim.
That's why I said I was going out too.
Ben de dışarı gidiyorum.
That's why I got upset when Harry said he didn't like it.
Bu yüzden Harry beğenmediğini söyleyince o kadar sinirlendim.
Because I said so, that's why and so far, I've been right about everything.
Çünkü ben öyle diyorum... nedeni bu, şu ana kadar ne dediysem haklıydım.
- No, that's why I said you have to add it.
Bu yüzden eklemek lazım dedim.
i already did. but... that's not why i said, "psst."
Zaten söyledim. Ama... Bu yüzden "pısst" demedim.
And I said that's why it happened.
Ve, bu yüzden oldu dedim.
That's why I said my rabbit meat usually went...
O yüzden sattığım tavşan etleri genellikle...
That's why I insisted he leave that girl, since he said it was over.
Bu yüzden, "Bitti!" diyene dek o kadından ayrılması için ısrar ettim.
That's why I said that to win sometimes, one has to lose too.
bunun nedeni zaman zaman kazanmak için, bazen kaybetmek zorundasındır.
That's why I said I was the one who had the affair.
Bu yüzden olayı üstlendim.
That's why I said "Give me."
O yüzden ver dedim zaten.
That's why Carl said he had to get up early, because I stink.
Bu yüzden Carl erken kalkacağını söyledi. Çünkü, leş gibi kokuyorum.
that's why i said it 17
that's why 1344
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why you're here 287
that's why i'm here 723
that's why i'm asking you 36
that's why i'm telling you 23
that's why i'm asking 41
that's why 1344
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why you're here 287
that's why i'm here 723
that's why i'm asking you 36
that's why i'm telling you 23
that's why i'm asking 41