That's why i wanted to talk to you Çeviri Türkçe
62 parallel translation
- That's why I wanted to talk to you.
Ben de seninle bu konuyu konuşmak istiyordum.
That's why I wanted to ask you to talk it over with her.
Ben de tam olarak senden bu konuyu onunla konuşmanı istemiştim.
It is serious, Tommy, that's why I wanted to talk to you.
Ciddi, Tommy, bu nedenle seninle konuşmak istedim.
I know. That's why I wanted to talk to you.
Biliyorum. bu nedenle seninle konuşmak istedim.
That's why I wanted you to talk to him about me and the collecting job.
Bu yüzden ona benden bahsetmeni istedim.
That's why I wanted to talk to you.
O yüzden seninle konuşmak istedim.
That's why I wanted to talk to you today.
Bu yüzden konuşmak istedim.
And that's why I wanted to talk to you.
Bu yüzden konuşmak istiyorum.
That's why I wanted to talk with you.
Bu yüzden seninle konuşmak istedim.
That's why I wanted to talk to you.
Sizinle de bu yüzden konuşmak istedim.
That's why I wanted to talk to you.
- İşte bu yüzden sizinle konuşmak istedim.
Actually, that's w-why I wanted to talk to you.
Aslında, sizinle konuşmak istememin nedeni bu.
That's why I wanted to, uh, apologize, if you let me talk for a second.
Biraz konuşmama izin verirsen senden özür dilemek için burdayım.
That's why I wanted to talk to you.
Seninle de bu yüzden konuşmak istedim.
That's why I wanted to meet you and talk to you.
Bu yüzden sizinle tanışmak, biraz sohbet etmek istedim.
That's why I wanted to talk to you.
Bu nedenle seninle konuşmak istedim.
- That's why I wanted to talk to you.
- Seninle bunu konuşmak istiyordum.
THAT'S NOT WHY I WANTED TO TALK WITH YOU.
Seninle konuşmak istediğim şey de bu.
That's why I wanted to talk to you.
Bu yüzden seninle konuşmak istedim.
Why're you so insistent that I'm wasting my time with you when every time I approach you, it's been because I wanted to talk?
Sana her yaklaşmak istediğimde sadece konuşmak istiyorum. Ama her seferinde vaktimi boşa harcıyormuşum gibi hissettiriyorsun.
That's why I wanted to talk to you.
Seninle bu yüzden konuşmak istedim.
That's why I wanted to talk to you, in case you saw or heard anything.
O yüzden sizinle konuşmak istedim, belki bir şey duymuş veya görmüşsünüzdür.
That's why I wanted to talk to you, because you spent a lot of time with him.
Seninle konuşmayı bu yüzden istedim, çünkü sen onunla çok zaman geçirdin.
Well, that's actually why I wanted to talk to you, Maggie.
Aslında ben de bunun için seninle konuşmak istemiştim, Maggie.
Yeah, that's why I wanted to talk to you face to face.
Evet, bu yüzden seninle yüz yüze konuşmak istedim.
We had stuff to do. That's why I wanted to talk to you, too.
İşimiz vardı bu yüzden seninle de konuşmak istedim.
That's why I wanted to talk to you.
Bu yüzden sizinle konuşmak istedim.
See, that's why I wanted to talk to Christian instead of you.
Gördün mü? İşte bu yüzden seninle konuşmak yerine Christian'la konuşmak istiyordum.
Well, see again, that's why I wanted to talk to you because since your boss just inherited millions,
İşte bu yüzden seninle konuşmak istedim. Patronuna milyonlar miras kaldığına göre bence Kathleen'e ödeme yapman için seni gönderdi.
And that's why... that's why I wanted to talk to you, I do not want to be alone.
İşte bu yüzden Bu yüzden seninle konuşmak istedim, yalnız kalmak istemiyorum.
You know, it just don't feel... right. And that's why - That's why I wanted to talk to you, you know.
İşte bu yüzden Bu yüzden seninle konuşmak istedim, yalnız kalmak istemiyorum.
Well, actually that's why I wanted talk to you.
Aslında bununla ilgili seninle konuşmak istiyordum.
That's why I wanted to talk to you.
O yüzden konuşmak istiyorum.
But that's not why I wanted to talk to you.
Ama sizinle konuşmak istediğim konu o değildi.
No, no, see that's why I wanted to talk to you.
Hayır, hayır bak ben de bu yüzden konuşmaya geldim.
That's part of why I wanted to talk to you today.
Bugün seninle konuşmak istediğim şuydu.
That's why I wanted to talk to you.
Ben de bu yüzden seninle konuşmak istedim.
That's why I wanted to talk to you, Justin.
Bu yüzden konuşmak istedim, Justin.
See, that's why I wanted to talk to you.
İşte bu yüzden ben de seninle konuşmak istiyorum.
That's precisely why I wanted to talk to you.
Ben de bu yüzden seninle konuşmak istiyordum.
Yeah... that's actually why I wanted to talk to you.
Evet.. ... aslında seninle konuşmak isteme sebebim bu.
That's why I wanted to talk to you.
İşte bu yüzden seninle konuşmak istedim.
That's why I wanted to talk to you.
- Seninle bu yüzden konuşmak istiyordum.
That's why I wanted to talk to you.
Onun için sizinle konuşmak istiyordum.
That's why I wanted to talk. I need you to find Barry.
Seninle bu yüzden konuşmak istedim.
And that's why I wanted to talk to you, Henry.
Seninle bu yüzden konuşmak istedim Henry.
That's why I wanted to talk to you
Ben de sizinle bu konuyu konuşmak istemiştim.
FOR THREE MONTHS TO BE WITH THE BABY. THAT'S WHY I WANTED TO TALK YOU.
Bebek için üç ay olmayacağımı biliyorsun.
And one reason why I wanted to show you this painting is to talk about saints and things, but also to talk about storytelling, because I think that's really, really important.
Bu resmi gösterirken size azizlerden ve diğer şeylerden bahsedeceğim. Ama asıl, öykü anlatıcılığı hakkında konuşmak istiyorum. Öykü anlatıcılığının çok önemli olduğuna inanıyorum.
Yeah, actually, that's... that's why I wanted to come and talk to you.
Evet, aslında bu yüzden gelip seninle konuşmak istedim.
That's why I wanted you to talk.
- O yüzden konuş demiştim.