English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / That doesn't concern you

That doesn't concern you Çeviri Türkçe

76 parallel translation
Jim, that doesn't concern you.
Jim seni ilgilendirmez.
DON'T TOUCH ANYTHING THAT DOESN'T CONCERN YOU.
Seni alakadar etmeyen şeylere dokunma.
While you're not exactly a saint....... besides, that doesn't concern me,... you should know what's happening.
Kesinlikle bir aziz değilsin....... ayrıca bu beni ilgilendirmez,... neler olduğunu bilmelisin.
That doesn't concern you.
Seni hiç ilgilendirmez.
That doesn't concern you.
Bu seni ilgilendirmez.
That doesn't concern you.
Seni ilgilendirmez.
You involved yourself in business that doesn't concern you.
Sizi ilgilendirmeyen bir işe karıştınız.
That's something that really doesn't concern you.
- Bu seni hiç ilgilendirmez.
Excuse me, but that doesn't concern you.
Pardon ama bu sizi ilgilendirmez.
I realize it's hard to relate to something... that doesn't concern you.
Seni ilgilendirmeyen bir şeyle meşgul olmanın zor olduğunu biliyorum.
- Have you come to interfere in yet more business that doesn't concern you, to ruin a few more reputations?
Sizi ilgilendirmeyen işlere burnunuzu daha çok sokmaya mı geldiniz? Birkaç itibarı daha zedelemeye?
Doesn't that concern you in the fuckin least?
Bu seni hiç mi endişelendirmiyor?
I mean, doesn't that concern you?
Yani, bu seni hiç endişelendirmiyor mu?
That's something that doesn't concern either you or me.
Ve bu ne seni, ne de beni ilgilendirir.
But that's really- - That's technical talk. That doesn't really concern you.
Ama bu işin tekteknik kısmı, seni ilgilendirmiyor.
That doesn't really concern you, Bill.
Bu seni ilgilendirmez.
That doesn't concern you?
Bu seni endişelendirmiyor mu?
That doesn't concern you.
Bu sizi ilgilendirmez.
- Doesn't that concern you?
- Bu seni endişelendirmiyor mu?
That doesn't concern you?
Bu seni de endişelendirmiyor mu?
- That doesn't concern you.
- Bu seni ilgilendirmez.
Doesn't that concern you?
Bu sizi rahatsız etmedi mi?
That's doesn't concern you.
- Sizi ilgilendirmez.
That doesn't concern you.
Bu, sizi ilgilendirmez.
- That doesn't concern you.
- Bu sizi ilgilendirmez.
And that doesn't concern you, Mother?
Ve bu seni endişelendirmiyor, değil mi anne?
Well you're sort of dead so that doesn't really concern you.
Şey, sen ölüsün bu seni ilgilendirmez.
That doesn't concern you.
- Bu seni ilgilendirmez.
Doesn't that concern you?
Bu seni endişelendirmiyor mu?
Well, that really doesn't concern you.
Aslında bu seni pek ilgilendirmez.
Doesn't it concern you, though, that this man, for whatever reason, one of the people in your group...
Peki rahatsızlık duymuyor musunuz? Her ne sebeple olursa olsun cemaatinizden birinin böyle...
Doesn't that concern you?
Sence de öyle değil mi?
Oh, that really doesn't need to concern you, my sweet, sweet Eve.
Bu seni hiç ilgilendirmez, tatlı Eve.
The fact that he, you know, rocks, rocks your world, surprisingly that... really, you know doesn't concern me.
Gerçek şu ki, O dünyanı şaşırtıcı şekilde altüst etti gerçekten, beni ilgilendirmez.
- That doesn't concern you
- Bu seni ilgilendirmez.
That's for getting involved in something that doesn't concern you.
Bu, seni ilgilendirmeyen işlere burnunu soktuğun içindi.
But that doesn't concern you.
Ama bu seni ilgilendirmez.
I don't understand how that doesn't concern you.
Bu seni nasıl endişelendirmez anlamıyorum.
It doesn't concern you, Sister, that kind of absolutist view of the universe?
Evrene böylesine mutlakıyetçi bir bakış açısı, sizi de endişelendirmiyor mu, rahibe?
And that doesn't concern you, Ari?
Bu seni endişelendirmiyor mu, Ari?
So, tell me, Mr Sullivan, since you've suddenly acquired the ability to speak, doesn't it concern you a little that Lily's grades have dropped from A's to D's in three months?
Söyleyin, Bay Sullivan, birden konuşma yeteneğine sahip olduğunuzdan beri Lily'nin üç ayda A'dan D'ye düşmesi sizi endişelendirmiyor mu?
Yeah, with McScary. You know, they look busy doing stuff that doesn't really concern us non-undead types.
Bizi ilgilendirmeyen meselelerle meşguller gibi görünüyorlar.
Even though it doesn't concern me, But you're phone's turned off and you can't be contacted. Isn't that too much?
Beni ilgilendirmez ama telefonun kapalıydı ve haber vermedin.
My only concern, Duque, is that the hat doesn't make you look gay enough. Oh, yeah.
Tek bir endişem var, Duque bu şapka seni yeterince eşcinsel göstermemiş.
Doesn't that even concern you?
Bu seni düşündürmüyor mu?
Miss Laia, that doesn't concern you.
Bayan Laia, bu sizi ilgilendirmez.
History shows that us ignoring your problems doesn't really work out well for anyone, so, if you don't mind, we will maintain the current level of care and concern.
Tarih, sorunlarımızı göz ardı etmemizin hiç kimseye bir faydası olmadığını gösteriyor, yani, eğer düşünmezsen, endişelerin olduğu gibi devam edecek.
That doesn't concern you?
Bu seni ilgilendirmiyor mu?
Remus has business that doesn't concern you.
Remus'un seni ilgilendirmeyecek işleri var.
And that doesn't concern you?
- Bu seni rahatsız etmiyor mu peki?
Doesn't that concern you?
- Bu sizi endişelendirmiyor mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]