That sounds like a plan Çeviri Türkçe
113 parallel translation
That sounds like a plan.
Güzel bir plana benziyor.
- Well, that sounds like a plan.
- Güzel bir plana benziyor.
That sounds like a plan.
Hoş bir plan gibi geliyor.
- That sounds like a plan.
- Evet. İyi bir fikre benziyor.
That sounds like a plan.
Bu bir plan gibi geldi.
That sounds like a plan.
Sanki bir planmış gibi geliyor.
Yeah, well. That sounds like a plan to me, all right.
Bu iyi bir plana benziyor.
Well, that sounds like a plan.
Plan gibi duruyor.
- Okay, that sounds like a plan.
- Güzel plana benziyor.
That sounds like a plan to me.
Bana güzel bir plan gibi geldi.
That sounds like a plan.
İyi plana benziyor.
That sounds like a plan.
Güzel bir plan.
Yes, that sounds like a plan.
Evet, en azından planın var.
That sounds like a plan.
Kulağa iyi bir plan gibi geliyor.
All right, that sounds like a plan.
Haklısın. İyi bir plan.
That sounds like a plan.
Bu bir plan gibi geldi bana.
That sounds like a plan.
Sanki bir plana benziyor.
That sounds like a plan I'd come up with back in the day.
Eski günlerde benim yapacağım bir plan gibi görünüyor.
That sounds like a great plan. There's just one problem.
Planın kulağa hoş geliyor ama bir problemimiz var.
That sounds like a really good plan, except for one little thing.
İyi plan, küçük bir şey hariç.
- Sounds like that's a good plan.
- İyi bir fikir gibi gorunuyor.
- No, that sounds like a good plan.
- Hayır bence güzel bir plan.
That sounds like a good plan.
Bu iyi bir plana benziyor.
that sounds like a good plan, but who's going to watch over them?
Kulağa güzel bir planmış gibi geliyor ama onlara kim göz kulak olacak?
That sounds like a good plan.
Güzel bir plana benziyor.
Right, but the plan sounds a lot better when you don't say it like that.
Doğru, ama planı öyle anlatınca iyi bir plan gibi durmuyor ki.
Now that sounds like a fascinating and brilliant plan.
Kulağa, etkileyici ve zekice bir planmış gibi geliyor.
That sounds like a good plan. Okay?
İyi bir plana benziyor.
That sounds like plans for a military action.
- Askeri bir görev planı gibi.
That sounds like a plan don't it?
Nasıl plan?
Yeah, that all sounds like a real good plan.
Evet, tüm bunlar gerçek bir plan gibi.
Look, it sounds like a perfectly good plan, but I can't be a part of that.
Bak, mükemmel bir plana benziyor ama, ben bu planının bir parçası olamam.
From the little Beltran clued me in on it sounds like he's starting up a money-laundering scheme that would make Ivan Boesky flinch.
Onunla konuştuğumda minik Beltran bir ipucu verdi,... Ivan Boesky'in yaptığı gibi kara para aklama planına başlıyor gibi.
Okay, well, I think that sounds like a good plan.
Tamam, bence güzel bir plana benziyor.
That sounds like a pretty good plan.
Bu plan kulağa hoş geliyor.
Oh, well, that sounds like a great plan.
- Gerçekten güzel plân olmuş bak.
Carl, that sounds like a pretty good plan to me.
Carl, kulağa güzel bir planmış gibi geliyor.
That sounds like a good plan.
Peki, seni ameliyat odasına alacağız.
Look, I'm not going to pretend to understand everything you guys are talking about, but it sounds like there's a chance that this plan could end badly.
Bakın, konuştuğunuz her şeyi anlıyormuş gibi yapmayacağım ama bu planın kötü sonuçlanması gibi bir ihtimal olduğunu anlıyorum.
That sounds like a great plan, but I have to think about my business.
Kulağa çok harikâ bir plân gibi geliyor. Ama bu iş yerini de düşünmek zorundayım.
- That sounds like a great plan.
- Harika bir plana benziyor.
That sounds like a great plan.
Harika bir plana benziyor.
Okay? That sounds like a really good plan.
Harika bir plana benziyor.
That sounds like a really good plan.
Kulağa iyi bir plan gibi geliyor.
Hey, that sounds like a good plan.
Bu iyi bir plâna benziyor.
- I think that sounds like a fine plan.
Harika bir plan bence.
That sounds like a great plan and I'd sign up immediately If you weren't a complete lunatic.
Harika bir plana benziyor ve delinin teki olmasaydın şipşak imzalardım.
That sounds like a good plan but for tonight, you're gonna have to settle for stream satellite-video.
İyi bir plan ama bu gece sadece uydu görüntülerini izleyeceksin.
That sounds like a Michael Westen plan to me.
Tam bir Michael Westen planı.
Yeah, that sounds like a great plan.
Evet, kulağa harika bir plân gibi geliyor.
Well, that sounds like a bullet-proof plan.
Mükemmel plan diye ben buna derim.