That was a long time ago Çeviri Türkçe
1,005 parallel translation
That was a long time ago.
O uzun zaman önceydi.
That was a long time ago.
Ama uzun zaman önceydi.
That was a long time ago.
Öyle mi? Bu kötü işte.
That was a long time ago.
Uzun zaman önceydi.
That was a long time ago.
Çok uzun zaman önceydi.
That was a long time ago.
Bu uzun zaman önceydi.
I know, but that was a long time ago.
Biliyorum ama bu uzun zaman önceydi.
But that was a long time ago, back in my time.
Tabi uzun zaman önce, ben küçükken.
Oh, Philip, that was a long time ago.
Philip, o uzun bir zaman önceydi.
That was a long time ago.
O çok zaman önceydi.
That was a long time ago, Miss smith.
O çok uzun zaman önceydi, Bayan Smith.
Oh, me! That was a long time ago.
Bunlar uzun zaman önceydi.
That was a long time ago, Mary.
Bu uzun zaman önceydi, Mary.
That was a long time ago when all this was prairie.
Uzun zaman önceydi, bu olaylar daha başlangıcındaydı.
That was a long time ago.
Üzerinde çok zaman geçti.
That was a long time ago.
O çok eskidendi.
That was a long time ago.
Çok zaman önceydi o.
You knew once, but that was a long time ago.
Bir zamanlar biliyordunuz ama çok zaman geçti.
That was a long time ago.
Uzun zaman oluyor.
Well, that was a long time ago.
Pekâlâ, bu uzun zaman önceydi.
That was a long time ago, Mr. Ireton.
Bu çok uzun zaman önceydi, Bay Ireton.
Yeah, that was a long time ago, Lieutenant.
Evet, çok uzun zaman önceydi, Teğmen.
That was a long time ago.
Bu, uzun zaman önceydi.
- Yeah, but that was a long time ago.
- Evet ama bu uzun zaman önceydi.
That was a long time ago.
Uzun zaman oldu.
That was a long time ago.
Bunlar çok zaman önceydi.
I was in the olive oil business with his father, but that was a long time ago.
Bir zamanlar babası ile zeytinyağı işindeydik, ama bu çok zaman önceydi.
That was a long time ago.
Çok uzun zaman önceydi bu.
- That was a long time ago.
- Bu çok uzun zaman önceydi.
That was a long time ago.
BU uzun zaman önceydi.
That was a long time ago, 24 years.
Çok zaman geçti, 24 yıl.
That was a long time ago.
Bu olay olalı çok olmuş.
Well, that was a long time ago.
Ama çok uzun zaman oldu.
That was a long time ago.
Neydi o günler.
That caper was a long time ago.
Soygun uzun zaman önceydi
- I'm sorry. - It was a long time ago. When this is over and you're back on that plantation you were telling me about with the white cotton fields and the river you'll find someone again.
- Üzgünüm - bu çok zaman önceydi bu bittiği zaman çiftliğe geri döneceğini söyluyordun bana beyaz pamuk tarlasıyla ve ırmak sen tekrar birini bulacaksın
Perhaps that was true a long time ago, before the Ice Age.
Belki bu, çok uzun zaman önce doğruydu. Buzul devrinden önce.
There was a time not so long ago when learned men thought that was flat.
İnsanların dünyanın düz olduğunu düşündüğü zamanlardan beridir çok olmadı.
Even at my age, I couldn't help but reflect on my younger days although that was such a long time ago.
Bu yaşımda olmasa da gençliğimde ben de sevgimi belli ederdim gerçi üzerinden uzunca bir süre geçti.
It was because that happened a long time ago in Burma.
Uzun zaman önce Burma'da gerçekleşen bir şey yüzünden öldü.
- That was a very, very long time ago.
- Çok, çok, çok uzun zaman önceydi.
The property that Tohachi wants is very good land, and a long time ago it was my family's property.
Tohachi, çok iyi toprakları kendi mülküne katmak istiyor, ve uzun zaman önce burası ailemin mülküydü.
It's about somethin that happened a long time ago, before you was even born.
Bu uzun zaman önce belki sen daha doğmadan önce olan bir şeyle ilgili.
That was... a long, long time ago.
Bu çok ama çok zaman önceydi.
That was a real story a long time ago.
Bu uzun zaman önce yaşanmış gerçek bir hikâye.
... that hat was just like the one my Daddy gave me on a Sunday morning a long time ago, he knelt down and he kissed me then he put that hat on my head.
onu babam bana verdi. diz çöktü. beni öptü ve şapkasını... alıp başıma koydu Sonra onu gördüm.
Yes, you know, that fountain was part of a set... from a picture I made a long time ago called Sarah Goes to College.
Evet, bilirsiniz, o çeşme film setinin bir parçası... Sarah Goes to College adlı yıllar önce çektiğim bir filmden kaldı.
Yes, you know, that fountain was part of a set... from a picture I made a long time ago called Sarah Goes to College.
Bu çeşme çok eskiden oynadığım... bir filmin setinden "Sarah Goes to College".
Darling, that was such a very long time ago.
Hayatım, o çok uzun zaman önceydi.
I used to think maybe a long time ago, like like in the time of the pharaohs or Louis XIII that there was somebody made just perfect for me.
Düşünürdüm ki belki de uzun bir zaman önce mesela, firavunların zamanında ya da on altıncı Louis zamanında sadece benim için kusursuz biri yaratıldı.
The fact that we live in the outskirts of the galaxy was discovered a long time ago towards the end of the First World War by a man named Harlow Shapley who was mapping the position of these clusters of stars.
Galaksinin kenarında yer aldığımız gerçeği uzun yıllar önce birinci dünya savaşı sonlarında yıldız kümelerini haritalandıran Harlow Shapley tarafından şekillendirildi.