English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / The best of the best

The best of the best Çeviri Türkçe

16,015 parallel translation
You show up out of nowhere like some mystery guru guy who's supposed to give me some life-affirming advice, and that's the best you got?
Durup dururken olumlu tavsiyelerde bulunan gurular gibi ortaya çıkıyorsun ve bunu mu tavsiye ediyorsun?
I have, uh, spent most of my time exploring, searching for a way out, mapping the place best I could.
Zamanımın çoğunu keşif yaparak geçirdim, kurtulmak için buranın haritasını çizdim.
Believe me when I tell you that the best thing for yourselves and for this mission is to make the repairs to the Waverider here in 2046 then head back to your own time and make sure that none of this ever comes to be.
Güvenin bana hem kendiniz hem de bu görev için yapabileceğiniz en iyi şey 2046'da Dalgagüdücü'yü tamir edip kendi zamanlarınıza dönmek ve bunların gerçekleşmemesinden emin olmanızdır.
Well, to avoid the risk of a paradox, it's probably best to refrain from killing anyone.
Paradoks riskine girmemek için kimseyi öldürmemek muhtemelen daha iyi olur.
That's the best batch of Farrell wine ever.
- Farrell Şarapları'nın en iyisi bu.
I don't suppose it helps if I say that I thought staying out of your life was the best thing for you.
Hayatından uzak durmam senin için en iyi şeydi desem faydası olmaz herhalde.
You were faced with an impossible situation, and you found the best way out of it.
Acayip zorlu bir durumla karşı karşıya kaldın ve en iyi yolu buldun.
John's made it pretty clear that, uh, I should have made more of an effort to be a part of William's life and that the best way to keep him safe would have been to keep him close, even with all of this.
William'ın hayatının bir parçası olmak için daha çok çaba göstermem gerektiğini ve onu güvende tutmanın tek yolunun yanında olmak olduğunu John gayet açıkça belli etti.
I probably don't. But whatever has happened, whatever will happen, the way that you make me feel is the best part of my life.
Muhtemelen hak etmiyorumdur ama şu ana kadar başımıza ne geldiyse, ya da bundan sonra ne gelecekse bana hissettirdiğin duygular hayatımın en iyi parçaları oluyor.
I became the very best version of myself.
Kendimin en iyi versiyonu oldum diyebilirim.
They like you here out of trouble, but they do wish you the best of luck with your trial.
Burada beladan uzakta olman hoşlarına gidiyor ama duruşman konusunda sana iyi şanslar diliyorlar.
Not the best choice of words.
Kelimelerimi düzgün seçmedim, pardon.
You've always seen the best in me because you've always been the best of me.
Her zaman en iyi yönlerimi gördün, çünkü en iyi yanım hep sendin.
Well, I wish you guys the best of luck with that.
- Size bol şans diliyorum o konuda.
I, Oliver Queen, do solemnly swear to support the charter and laws of Star City and to faithfully and impartially perform and discharge the duties of the office of mayor according to the law and to the very best of my ability.
Ben, Oliver Queen, Star City'e kanunlarla destek vereceğime bağlılıkla ve tarafsızca belediye başkanlığı görevimi sürdüreceğime ve kanunlara uyarak elimden gelenin en iyisini yapacağıma yemin ediyorum.
What's the best way out of here?
Buradan en kestirme çıkış nereden?
I mean, it's already ruined a friendship with one of the best guys I know!
Daha şimdiden tanıdığım en iyi adamlardan biriyle olan dostluğumu mahvetti!
The best part of you is your gentle part.
En güzel huyun uysallığın.
Only the best student of this academy can become the captain.
Yalnızca akademinin en iyi öğrencisi kaptan olabilir.
I wager the best course of action is to travel further back in time, but nothing here indicates where to find him.
-... ama onu bulmanın yolunu bulamadım.
This antitoxin might be the best chance we have to free Daisy of his hold on her.
Bu antitoksin Daisy'yi kurtarmak için en iyi fırsatımız olabilir.
There's an ancient Inhuman controlling one of my best agents, the same agent who helped reprogram the facial-recognition software that she just got flagged on.
En iyi ajanlarımdan birini kontrol eden antik bir Nainsan var. O ajan az önce kendi tasarladığı yüz tanıma sistemine yakalandı.
Hive is unlike anything we've ever faced, which is why each of you will be outfitted with the best S.H.I.E.L.D. has to offer... full Kevlar Tac, heat-sensitive infrared, and enough Splinter Bombs to turn a small army into pixie dust.
Hive karşılaştığımız hiçbir şeye benzemez. Bu yüzden her biriniz S.H.I.E.L.D.'ın sunabileceği en iyi ekipmanlarla donatılacaksınız. Çelik yelek, ısıya duyarlı kızıl ötesi ve ufak bir orduyu peri tozuna dönüştürecek kadar kıymık bombası alacaksınız.
We think that it's for the best for both of you, probably for everyone,
Biz en iyisi olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen herkes için ikinize de, için,
It was so crushing to watch her go through that, but, you know, it was the best year of our marriage.
Tahribatın yüzden onu o geçmesi izlemek kırma edildi, Ama bilirsin, o evliliğimizin en iyi yıl oldu.
It's pretty much the best part of the trip.
Gezinin It hemen hemen en iyi parçası.
I've been so lucky to be on the same track with the best drivers that ever put their hands on a steering wheel of a race car.
Aynı pistte olduğum için çok şanslıydım Bir yarış otomobilinin direksiyonuna el koyan en iyi sürücülerle.
Washington is leading a company of his very best men across the Delaware to take the Hessians by surprise.
Washington, Delawere'deki Hesselilere sürpriz yapmak için en iyi adamlarını görevlendirdi.
These are members of Knowlton's Rangers, the best militia fighters of their time.
Bunlar Knowlton Rangerları. Zamanının en iyi milis gücü.
He won't get the best of me again.
Beni tekrar atlatamayacak.
To the best of your knowledge, how was that evidence found?
Bildiğiniz kadarıyla delil nasıl bulundu?
I sent more salt to Heorot... but Varni gold corrupts even the best of hearts.
Heorot'a daha fazla tuz yolladım ama Varni altını en iyi yüreklileri bile yoldan çıkarıyor.
The last one's going to press next week, and it's got the best title of all.
Sonuncusu gelecek hafta basılacak ve hepsinin içinde en iyi isme sahip.
Of course, those are the best.
Tabii ki, onlar en iyisi.
The craftsmen there do the most marvelous decorations, so naturally we were thinking of creating a plate with your portrait right in the center, painted by the very best Vietri's craftsmen.
Oradaki zanaatkârlar şahane tasarımlar yapıyor. Doğal olarak düşüncemiz ortasında, Vietri'nin en iyi zanaatkârları tarafından yapılmış bir portreniz olan bir tabak tasarlatmak.
The Congregation for the Causes of Saints was in contact with him, doing their best to check his urgent demands.
Azizlik İşleri Kongregasyonu taleplerini incelemek için kendisiyle irtibat halindeydi.
I know we didn't leave things on the best of terms.
Çok iyi şartlar altında ayrılmadığımızı biliyorum.
You can make fun of me, but the best moment of the day is when I put Rosa to bed.
Belki bana güleceksiniz ama benim için günün en güzel anı, Rosa'yı yatırdığım an.
For the best outcome, we recommend checking into a hotel the night before, away from the distractions of loved ones.
En iyi sonuç için, yakınlarınız dikkatinizi dağıtmasın diye otele bir gece önceden kaydınızı yaptırmanızı öneririz.
Thank you, everybody, for attending the family and friends opening of the best new restaurant in Miami, Suh Casa.
Miami, Suh Cesa'nın en iyi yeni lokantalarından birinin açılışında bulunduğunuz için aile ve dostlarımız adına teşekkür ederim.
One of the best linebackers in the National Football League, T-Sizzle, Terrell Suggs.
NFL'deki en iyi sol beklerden birisi T-Sizzle, Terrell Suggs.
When I get back, I'm still gonna be one of the best linebackers in the league.
Döndüğümde, hala ligdeki en iyi sol beklerden biri olacağım.
The subtle nuance of client management used to be your best weapon.
Müşteri yönetiminde incelik farkı senin en iyi silahındı.
I'm sorry to be the bearer of unpleasant truths, Katie... but I'm the best there is. And I really am trying to help you.
Acı gerçekleri benden duyduğun için üzgünüm Katie ama elinizdeki en iyi vekil benim ve size gerçekten yardım etmeye çalışıyorum.
I know we are not on the best of terms, but I need you to listen to me, okay?
I biz değiliz biliyoruz. Pek iyi, ama ı tamam, beni dinle gerekiyor?
On this auspicious moment in the history of this here clan, I should say we require at least two good batches of our best wine.
Kabile tarihin bu uğurlu zamanında en iyi şarabımızdan en az iki şişe gerektiğini söylemeliyim.
Now, what you got right there... That's the best batch of Farrell wine ever, if I do say so myself.
Oradaki şeyin Farrell Şarapları'nın en iyisi olduğunu söyleyebilirim.
Fill this one out to the best of your ability.
Elinizden geldiğince doldurun bunu.
Best shine in the state of Kentucky.
Kentucky Eyaleti'ndeki en iyi yasa dışı içki.
- It's a list... Of the best defense attorneys I know.
- Bildiğim en iyi savunma avukatlarının bir listesi.
Yes, one of the best.
- Evet, en iyilerden biri hem de.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]