English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / The catch

The catch Çeviri Türkçe

8,985 parallel translation
What's the catch?
- Bundan çıkarın ne?
Hold on, now. What's the catch?
Bit yeniği nedir?
We want to catch him and if that means every man of the right age having to give a tiny bit of blood in order to do so then, for God's sake, let's get on with it.
Onu yakalamak istiyoruz ve bu amaçla belli yaştaki her erkeğin az miktarda kan vermesi gerekiyorsa Tanrı aşkına anlaşın.
'Thousands of men from Narborough, Littlethorpe and Enderby'have been attending voluntary blood tests in the attempt to catch the killer of two schoolgirls.'
Narborough, Littlethorpe ve Enderby köylerinden binlerce erkek bu hafta Leicester'daki iki okullu kızın katilinin yakalanması için kan vermeye gönüllü oldu.
What if they don't catch the killer?
- Ya katili yakalayamazlarsa?
As I speak, genetic fingerprinting is being used to catch the killer of two local girls - Dawn Ashworth and Lynda Mann.
Söylediğim gibi genetik parmak izi bölge halkından olan iki kızın Dawn Ashworth ve Lynda Mann'nin katili yakalamak için kullanılıyor.
My hope is that genetic fingerprinting will not only help us understand who WE are, but will also help us catch the man who committed these terrible crimes, so that we all may have life.
Genetik parmak izinin sadece kim olduğumuzu anlamamıza yardım etmesini değil korkunç suçlar işleyen insanları da yakalamamıza yardım etmesini umuyorum. Böylece hepimizin hayatı olabilir.
The newspaper said it could change how the police catch criminals in the future. Mm.
Gazetede yazdığına göre bu durum gelecekte polisin suçluları yakalama yöntemini değiştirebilirmiş.
If you leave now, you may even catch the end of Benny Goodman.
Şimdi ayrılırsanız, Benny Goodman'ın sonuna bile yetişebilirsiniz.
Guess you G-men catch stuff like this all the time.
Ajanların böyle şeyleri sürekli görüyordur herhâlde.
After shooting those cops, police are probably looking to settle things the old-fashioned way if they catch up to him.
O polisleri vurduktan sonra, polis yakalarsa işi muhtemelen eski usul şekilde halleder.
That can help us catch his groupie. I'll analyze the video and see if I can figure out the source.
Kaynağını bulmak için videoyu analiz edeceğim ben de.
But let's just bury the hatchet, and we'll go back to S.T.A.R. Labs. Figure out how to catch this everyman.
Aramızda bir barış yapalım ve S.T.A.R. Laboratuvarlarına gidip bu "Herkesçi" yi nasıl yakalayacağımızı çözelim.
You know, when we were trying to catch the Reverse-Flash?
Zıt Flash'ı yakalamaya çalışıyorduk ya hani?
She's the way we're gonna catch this guy.
O biz yakalayacağız bu adam olan yoludur.
You're gonna spend the night at his house tomorrow, and then he'll drive you up to catch the bus to the farm next morning.
Yarın gece onun evinde kalacaksın. Sabah olunca da sizi otobüse o bırakacak.
Not only did I catch a turtle, I know exactly where the other freaks are going.
Diğerlerinin tam olarak nerede olduğunu da buldum.
Did you catch any of the football games yesterday?
Dünkü futbol maçlarından izlediğin oldu mu hiç?
I need you to catch him in flagrante. You know, in the act...
Onu suçüstü yakalamanızı istiyorum, şey esnasında yani...
Did he catch movies at the Nitehawk?
Nitehawk'ta film izlemeye gider miydi?
He wants us to catch up on the case file while he looks into something.
O bir şeylerle ilgilenirken dava dosyasını araştırmamızı istiyor.
We'll need to hurry to town if you want to catch the last night bus.
Son otobüse yetişmek istiyorsanız, acele etmemiz gerek.
I did happen to catch an FC Barcelona match and while the fans were as wild as advertised, that's nothing compared to a Niners game.
Barçelona'nın bir maçını yakalama şansı buldum. Taraftarlar reklamlardaki gibi çılgıncaydı. Hiçbir Niners maçıyla kıyaslanamaz ama.
Well, this is a great excuse for the two of you to catch up.
Bu ikinizi yakalamak için çok iyi bir bahane oldu.
Oh, I hope I don't catch whatever it is she has. It's just the cold.
Umarım bana bulaştırmaz.
Now I know the guys gotta catch a plane, so...
Biliyorum ki uçağınız var.
If you had been here on time, you would have heard us say they were hoping to catch Lobos and Egan in the commission of a crime... exchanging drugs, money, or weapons.
Eğer adam gibi zamanında gelseydin toplantıya suç komisyonunda Lobos ve Egan'ı tam olarak hangi suçlarla yakalamak istediklerini duymuş olurdun. Uyuşturucu takası, para veya silah.
Malina... you don't have to save the world alone, but if those men catch us...
Malina... Dünyayı yalnız başına kurtarmak zorunda değilsin. Ama o adamlar bizi yakalayacak olursa...
~ Hope they catch the French swine. ~ Mm.
Umarım o Fransız domuzu yakalanır.
And then I wanted to catch the sunlight flaring off the windows because it obscures the reflection of the viewer who's looking down at them.
Penceren sızan gün ışığını yakalamak istedim. Çünkü aşağıdan bakan biri için karanlık çıkacaktır.
Did they catch the guy, do you know?
- Yapanı yakaladılar mı, biliyor musun?
- All this time, I just wanted you to see what a catch I was, but now I realize that the real catch has always been you.
- Bunca zaman tek istediğim ne kadar cezbedici olduğumu görmendi ama şimdi fark ettim ki asıl cezbedici senmişsin.
Well, uh, catch you on the flippity.
Güzel. Şeyde görüşürüz.
Harlan P.D.'s hoping to catch him before he gets word of what happened here and decides to go on the run like his boys.
Harlan polisi, neler olduğunu duyup, diğer adamlar gibi kaçmaya karar vermeden önce yakalamayı ümit ediyor.
"I tried to catch up to him, " but the madness had already begun.
Ona yetişmeye çalıştım ama delilik başlamıştı bile.
He wanted to catch him on his own. And his last move is when the unsub targeted him.
Kendi başına yakalamak istedi ve son hamlesini de şüpheli kendisini hedef alınca yaptı.
Well, the security company's gonna be with you guys 24 hours a day until they catch this guy. OK.
Pekala.
Come on, go catch the bad guys but.
Git, o kötü adamaları ensele, ama,
Trap rabbits, squirrels, catch crawdads in the creek, get our water from the spring.
Tavşan avı, sincap yakalama,... doğal kaynak suyu...
We have to catch Boyd in the commission of a RICO-predicate crime.
Boyd'u RICO kapsamında bir suç işlerken yakalamamız gerekiyor.
- Well, I'm supposed to be staying out of sight, seeing if you're shooting straight about the getaway plan. If you are, follow you to Boyd, catch him with the money.
- Göze batmadan kaçış planı hakkında doğruyu mu söylüyordun diye izlemem söylüyorsan, seni izleyip, Boyd'u yakalamam gerekiyordu.
one every night. Dogs couldn't catch her, avoided the traps like she'd set'em herself.
Köpekler bir türlü yakalayamadı bütün tuzaklardan sanki kendi kurmuş gibi uzak durdu.
But if you manage to catch one, you break its wings, throw it out onto the sands, and watch all its little friends come runnin'.
Ama birini yakalamayı başarırsan kanatlarını kırıp, kuma atar ve minik arkadaşlarının gelmelerini izlersin.
Did you catch the drug dealer's name?
Uyuşturucu dağıtıcının adının yakalamak mı?
So the victim's throat was slashed over the toilet to catch the blood.
Yani kurbanın boğaz kan yakalamak için tuvalet üzerinde kesildi.
And if they do manage to catch him, then there's the whole zombie-in-a-prison problem.
Bir şekilde onu yakalamayı başarırlarsa o zaman da hapishanede zombi sorunu olur.
Catch this guy, and Ralph's off the hook.
- Bu elemanı yakalarsak, Ralph kurtulur.
The one you spilled a soda on me trying to catch?
Hani şu yakalamak için üzerime gazoz döktüğün.
I catch you in the middle of something?
Seni bir şeyin ortasında mı yakaladım?
Catch you on the flip.
Anlaştık. Görüşürüz.
I just went down to the river to catch some fish, and when I got back... Presto change-o... It was there.
Nehre balık tutmaya gittim, bir geldim buradalardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]