Then what is the point Çeviri Türkçe
66 parallel translation
Well, then what is the point of protecting yourself against a danger ofwhich you have no knowledge in pursuit of a knowledge you do not possess?
İyi, O zaman noktadadır Kendine karşı kendini koruduğun bir tehlikeye Sen sahipsin, hayır çıkıntıyı bilirsin Takip de çıkıntıyı bilir Olmaz!
Then what IS the point?
Nedir peki?
Look, if there's not a duel, then what is the point of this whole story?
Düello olmayacaksa bu hikayenin anlamı ne?
If a Rockefeller can't become president of the United States, then what is the point of democracy?
Eğer Rockefeller Birleşik devletler başkanı olamasaydı... peki demokrasiye ne olacaktı?
- Then what is the point?
- Mesele ne, peki?
Then what is the point?
Ya ne?
- Then what is the point of having a gun if you don't use the shit?
- Eğer kullanmayacaksan ne diye o boku bulunduruyorsun?
Then what is the point?
Öyleyse amacın ne?
Really? Then what is the point?
Gerçekten mi, olay ne peki?
Then what is the point of continuing his therapy?
O zaman bu terapiyi sürdürmenin amacı ne?
If he can't value it for what it is, then what is the point?
Eğer nedeninin ne olduğunu göremiyorsa, ne anlamı var ki zaten?
- Then what is the point?
- O zaman mesele ne?
If that is indeed true, Mother, then what is the point of all this training?
Eğer bu gerçekten doğruysa, Anne, o zaman bu antrenmanların önemi nedir?
Then what is the point?
Peki konumuz ne?
And if we behave like them, then what is the point in winning?
Onlar gibi davranacaksak, kazanmanın anlamı ne?
Then what is the point of you?
O zaman ne ise yararsin ki?
Then what is the point?
Anlamı ne o zaman? Ben anlayamıyorum.
And if I can't talk to you, then what is the point of you?
Eğer seninle konuşamıyosam, o zaman ne anlamı var? Senin?
Then what is the point in going out to dinner?
O zaman yemeğe çıkmanın anlamı nedir?
Then what is the point?
O zaman, amaç ne ki?
Then what is the point?
- O zaman neymiş olay?
Then what is the point?
- Ne peki?
- Then what is the point of me giving you a clue?
- O zaman ipucu vermemin anlamı ne?
Then what is the point of having you around?
O halde senin burada ne işin var?
- Then what is the point?
- O zaman konu nedir?
If you have to lie to keep the relationship goin', then what is the point, okay?
Eğer ilişkiyi ayakta tutmak için yalan söylemek zorundaysan, o zaman mantığı ne ki?
If we don't do everything we can to make advances, then what is the point?
Eğer elimizden gelen her şeyi yapmazsak işimizin ne anlamı kalır ki?
If what you say is true, then the Holy Father will soon point out the errors in my faith.
Fazlasıyla basit.
- Until then, what is the point of making trouble?
- O zamana kadar, sorun çıkarmanın amacı ne?
Take a look at what I did. I wrote a letter, which was then published, in which I said, " Look, things have reached a point where the French intellectual community simply is incapable of understanding the issues.
Bu büyük çocuğun onu döveceğini düşünüp yanına gittim.
What is the point then?
Konu ne o zaman?
And if there is no point, and there really isn't, then what's the point?
Ve bir anlamı yoksa, gerçekten yoksa o zaman ne önemi var?
But if life is only pain, then, what's the point of living?
Ama yaşam sadece acı ise, yaşamın amacı nedir?
What is the point, then?
- Nedir peki sorun o zaman? - Dürüstlük.
Listen to you. Now, the point is, if a person is determined to be unhappy and angry their whole life, then you know what?
Şimdi konu şu ki, eğer bir kişi kendini... tüm hayatı boyunca mutsuz ve üzgün tanımlıyorsa...
So, if we imagine that common sense... the way common sense literally meaning what your senses tell you about the world... if that's the way the world is actually constructed... then things like psychic and mystical experience don't make any sense at all... because the whole point about psychic and mystical experience that makes them strange... is the sense there's some kind of connection between what's going on inside your head... and things elsewhere - elsewhere in space and in time.
Yani bu sağduyuyu hayal edersek, sağduyu derken duyu organlarınızın size dünya hakkında söylediklerinden bahsediyoruz, eğer dünya gerçekten bu şekilde yapılandırıldıysa, o zaman mistik deneyimler gibi şeyler çok anlamsız gelir, çünkü bunları tuhaf kılan kafanızın içinde olup bitenlerle dışarda olup bitenler arasında bir bağlantı olduğu düşüncesidir.
This is what I do, I take one, memorize a talking point, then tear the card,
Ben böyle yapıyorum. Birini alıp konuşacağım konuyu ezberleyip sonra da kartı yırtarım.
- What is the point, then, Barrister?
- O zaman konu ne, avukat?
Well, hopefully, sometime in the next two-and-a-half years, you'll have this dream again. And maybe then you'll make it a point to notice what make and model the car is.
Ve belki o zaman hangi model araba olduğuna dikkat edersin.
If people like you don't learn from what happened to people like me, then what the hell is the point of anything?
Eğer senin gibi insanlar, benim gibilerden ne olduğunu öğrenmezse o halde neyin anlamı olabilir ki?
All right, well, then, what is the point?
Peki o zaman mesele nedir?
What we're finding right now is that children really start to do this at the point where they start to understand that artefacts are objects that have been made by someone for a purpose, and that might be orienting them towards an understanding that things are intentionally caused, intentionally designed and then, once they understand that, yes, they're surrounded by these objects that are intentionally designed, then going, "Well, that's quite a good way to understand everything."
Şimdi buluyor olduğumuz şey, çocukların, bu eşyaların, birileri tarafından bir amaç için yapılmış nesneler olduklarını anlamaya başladıkları noktada gerçekten bu işi yapmaya başladıklarıdır ; bu, onları'nesneler kasten üretilmiştir'şeklinde bir anlayışa doğru yöneltiyor olabilir ve bir kez böyle anladıklarında, - ki bilinçli tasarlanmış bu nesneler tarafından kuşantılıdırlar - "iyi öyleyse bu, her şeyi anlamak için oldukça iyi bir yol" muş diyerek devam ederler.
What is the point, then?
Ne o zaman?
What is the point then?
Onemli olan ne o zaman?
Some things about some girls, but then there are other girls who have other things, and the thing is, what you want to do- - not now, but at some point in the future- - is find... the person... That likes the things that you have that... are good.
Bazı kızların bazı şeylerinden hoşlanır, ayrıca bazı başka kızların başka şeyleri vardır, ve durum şu ki, yapmak istediğin- - şimdi değil, ama ileride bir gün- - birini... bulmak... senin sahip olduğun şeylerden hoşlanan.
Well, then, what exactly is the point, sir?
Öyleyse, konu tam olarak ne, bayım?
I-I was gonna go through with it, and then I realized this is who I am, and if you don't like me for who I am, then what's the point?
Dediğin şekilde yapacaktım, ama sonra fark ettim ki ben buyum ve beni olduğum şekilde kabul etmiyorsan aramızdakilerin ne anlamı var?
Is this the point where you ask us what we think, and then you ignore what we say, and do whatever you want?
Bize ne düşündüğümüzü sorduğun sonra da dediğimizi yok sayıp istediğini yaptığın nokta bu mu?
What is the point then?
- Asıl noktası neymiş diyorum?
Look, the point is, if they have no control over what's going on, if it's all about this spell, then there's no reason to do anything crazy, you know?
Olay şu eğer kontrol dışında bir durum varsa eğer her şey büyü yüzündense delirmek için bir sebep yok.
Then what exactly is the point of you? !
- O zaman ne işe yarıyorsun sen?