English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / There's no rush

There's no rush Çeviri Türkçe

383 parallel translation
Oh! Oh, well, then, there's no immediate rush.
İyi o zaman, aceleye gerek yok.
Wait, Jeff! There's no rush.
Aceleye gerek yok.
But there's no rush.
Ama acele etmeyin.
Well, there's no rush now.
Telaşa gerek yok.
But there's no reason to rush into anything.
Ancak acele etmenin hiç gereği yok.
If it hadn't been for you, there'd be no land rush.
Eğer sen olmamış olsaydın, arazilere hücum olmazdı
There's no rush.
Acelemiz yok.
There's no reason to rush.
Aceleye gerek yok.
There's no need to rush.
Acele etmene gerek yok.
Well, there's no rush.
Acele etmeyin.
There's no need to rush away yet.
Artık acele etmeme gerek kalmadı.
There's no rush, is there?
Eh, acelen yok, değil mi?
Well, don't worry about that, there's no big rush.
Öyle mi? O konuda endişelenme, aceleye gerek yok.
There's no rush.
Aceleye gerek yok.
There's no point to rush
Aceleye gerek yok!
There's no rush.
Tamam. Acele etme.
There's no need to rush.
Babandan kaçman gerekmez.
Now, ladies and gentlemen, there's... there's no reason to rush.
Bayanlar ve baylar, acele etmek için bir neden yok.
- There's no rush to return the keys.
- Anahtarları getirmek için acele etmeyin. - Tamam, teşekkürler.
There's no rush, is there?
Acelesi yok, değil mi?
There's no need to rush.
Acele etmeye gerek yok.
Yeah, send an ambulance. Tell them... Tell them there's no rush.
Buraya bir ambulans gönder ve..... onlara de ki, acele etmesinler.
There's no rush.
Telaşlanmayın.
There's no rush.
Acelesi yok.
- There's no rush. - There ain't?
- Acele etmeyin.
There's no rush.
Telaşa mahal yok.
There's no need to rush.
Aceleye gerek yok.
Well, there's certainly no need to rush.
Acele etmeye de gerek yok tabii.
There's no rush to go, you should take your time!
Dağa gitmek için, bu kadar acele etmemelisiniz.
There's no need to rush home.
Hemen dönmemize gerek yok.
There's no rush.
Acele etme.
Well, there's no rush.
Acele etmiyorum.
There's no rush.
Su önemli bir sorun.
Well, there's no rush, honey.
Acelesi yok ki, canım.
Just wait a bit, there's no need to rush!
Biraz beklermisin, aceleye gerek yok!
- There's no rush, Holly.
- Aceleye gerek yok Holly.
Don't worry, there's no rush.
Endişelenme, aceleye gerek yok.
I'll quickly go through these and get them back to you tomorrow. Fine, but there's no rush.
Peki ama acele etmeyin.
There's absolutely no rush on that.
Kesinlikle acelesi yok.
- Wait, there's no rush.
- Bekle, aceleye gerek yok.
Oh, there's no rush.
Aceleye gerek yok.
I talked to Father Flanagan, and he said there's no need to rush into these things.
Peder Flanagan'la konuştum, acele etmemize gerek olmadığını söyledi.
There's no rush, don't worry.
Aceleye gerek yok, endişelenme.
take your time, think it over, there's no rush.
Acele etme, düşün taşın, aceleye gerek yok falan dedi.
- There's no rush.
- Aceleye gerek yok.
You must exercise your memory, and there's no rush here.
Hafıza egzersizi yapmalısın, ve buna acelen yok.
There's no rush, we've waited for days already
Acelemiz yok, günlerdir bekliyoruz zaten.
There's no need to rush now.
Acele etmen için bir sebep yok
There's no need to rush things.
Aceleye gerek yok.
There's no rush.
Acele etmeye gerek yok.
- Better. But there's no need to rush.
Bu daha iyi ama acele etmeyelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]