There's no time like the present Çeviri Türkçe
37 parallel translation
There's no time like the present.
Şu andan daha iyi bir zaman olamaz.
Well, there's no time like the present.
Dedikleri gibi, daha iyi bir zaman olamazdı.
There's no time like the present, man.
Şu andan daha iyi bir zaman yoktur, evlat.
There's no time like the present.
Şu andan daha iyisi yoktur.
If there's one thing that this experience has taught me, Captain, it's that there's no time like the present.
Bu yaşadığım tecrübeler bana bir şeyler öğrettiyse, Kaptan, o da şu anki gibi bir zaman olmadığıdır.
There's no time like the present.
Herz amanki gibi, zaman yok.
There's no time like the present, Hasan.
Bugünün işini yarına bırakma Hasan.
"There's no time like the present."
"Şu anki zaman gibisi yoktur."
Yes, yes, there's no time like the present, come on.
Evet. Bundan daha iyi bir vakit olamaz.
There's no time like the present.
Şimdiden daha iyi bir zaman yok.
There's no time like the present.
Şu an en uygun zaman.
- There's no time like the present.
- Bundan daha iyi bir fırsat olamaz. - Hayır.
There's no time like the present, as that swami called it.
Hocanın dediği gibi, şimdiki zamandan güzeli yoktur.
There's no time like the present... and it's gonna get colder and colder and it's gonna get colder and colder There's no time like the present...
Şimdiki gibi vakit yok...
There's no time like the present.
Hem her zaman vakit bulamıyorum.
There's no time like the present.
Bugünün işini yarına bırakma derler.
- And there's no time like the present.
- Ve şu andan daha uygun bir zaman bulunamaz.
Well, there's no time like the present.
Şimdi daha uygun olurdu.
Well, there's no-no time like the present.
Yapmak istediklerimizi ertelememeliyiz.
And there's no time like the present.
Ama şu anki gibi olmayacak hiçbiri.
- Well, there's no time like the present.
- Zaman içinde, umarım.
I'd say there's no time like the present.
Şu andan daha doğru bir zaman yok!
Nonsense. There's no time like the present.
Hayatta olmaz. "Şimdi" den daha uygun bir zaman yoktur.
There's no time like the present, Krull.
Şu andan daha iyi bir zaman olamaz, Krull.
There's no time like the present.
- Evet. Hemen yapalım dedim ben de.
Well, there's no time like the present.
Hediyenin vakti yoktur.
Now, there's no time like the present.
Anı yaşamak gibisi yoktur.
Well, there's no time like the present, Mike.
Günümüzde zaman yok Mike.
There's no time like the present.
Zamansızlık hediyedir.
Well, there's no time like the present. ( all screaming )
Bir şey yapmak için en güzel zaman şimdiki zamandır.
There's no present like the time.
Zaman en güzel hediyedir.
Because as I once heard someone say there's no present like the time.
Zira bir keresinde biri şöyle demişti zaman en güzel hediyedir.
There's no time like the present, Sameen.
Yaşadığın andan daha güzeli yoktur Sameen.
People change all the time, and there's no time like the present.
İnsanlar sürekli değişir. Ve şu andan daha önemlisi yok.
Well, there's no time like the present.
Daha fazla detaya girecek vaktimiz yok.
There's no time like the present.
Şimdi tam zamanı.
We all have to move forward sooner or later and there's no time like the present.
Hepimiz er ya da geç önümüze bakmalıyız. ve şimdi tam zamanı.