There's nothing here Çeviri Türkçe
2,401 parallel translation
There's nothing wrong here.
Burada bir sorun yok.
Unsurprisingly, there's nothing about dark man in here.
Burada karanlık adamla ilgili bir şey olmamasına şaşırmadım.
There's nothing good that could come from you being here.
{ \ cH55BEEF \ 2cH17A3E4 \ 3cH000000 \ 4cH000000 \ fnComic Sans MS \ fs22 } Burada senin yapabileceğin hiç bir iyi şey yok.
Well, there's nothing here,... Or there, or anywhere,... That surprises me.
Burada ya da herhangi bir yerde beni şaşırtacak hiçbir şey yok.
Nathan, I'm sorry, but there's just nothing here.
Nathan, üzgünüm ama burada hiçbir şey yok.
There's nothing in here.
Burada hiçbir şey yok.
there's nothing in here, okay?
burada hiçbir şey yok, anladın mı?
I'm going to leave this room, and then I'm going to get Gabe out of West Campus, and we're going to get out of here and far, far away from you, and there's nothing, nothing
Şimdi bu odayı terk edeceğim ve Gabe'i de Batı Kampüs'ünden kaçırdıktan sonra buradan çıkacağız ve sizlerden çok ama çok uzaklara gideceğiz. Ve beni durdurabilmek için yapabileceğiniz hiç ama hiçbir şey yok.
There's nothing here.
Burada hiçbir şey yok.
There's nothing left to the imagination here.
Her şeyleri ortada...
No, there's nothing to do here, is there, really.
Aslında, burada yapılacak hiçbir şey yok.
Oh, well, I suppose there's nothing left to do but sit here in the dark and wait for the ghost.
Evet, sanırım yok. Ama karanlığın içinde oturarak hayaletleri bekleyebilirim.
There's absolutely nothing for me here in Shelby, so I'm out.
Shelby'de yerim yok artık. Ben de giderim.
There's literally nothing in here that anyone's ever heard of.
Kimsenin dinleyeceği bir şey yok burada.
There's nothing here to support a copycat theory.
- Anlaşılan burada taklitçi katil teorisini destekleyen hiçbir kanıt yok.
There's nothing here for you!
Size göre bir şey yok burada!
there`s nothing here. y ou come.
yürü. orada hic birsey yok, gel.
There's a big bucket with poop in here, and nothing to eat.
Butters'ın sıçmıkları var ve yiyecek bir şey yok!
The thing about being here is it looks like everything's been wiped clean, the glacier's come through and it's destroyed all life, there's nothing living.
Burada olan herşey silinip temizlenmiş gibi görünüyor. Buzullar gelip tüm yaşamı yok etmişler. Yaşayan hiç birşey yok.
The Taliban'll say, "There's nothing coming back at us here."
Taliban diyecek ki, "Burada bize karşı koyacak hiç kimse yok."
There's nothing about'Kiss'here!
Öpmekle ilgili bir şey yok burada.
There's nothing to see here, So Dam.
Burada bakılacak bir şey yok, So Dam.
There's nothing going on here that'll interest you.
Burada seni ilgilendiren hiçbir şey olmuyor.
Just like you, there's nothing I can't do inside here if I want to.
Tıpkı senin gibi istersem yapamayacağım şey yoktur.
There's nothing else to do around here.
Burada başka yapacak bir şey yok.
There's nothing about an exit clause in here.
İçinde iptal maddesi yok.
There's zero, nada, nothing new here.
Burada yeni bir şey yok.
There's nothing here worth taking.
Burada almaya değer hiçbir şey yok.
Million-and-one odds we'd get here in the first place we get here and there ain't nothing.
Buraya kadar gelmemiz bile milyonda bir şansken geldik ama hiçbir şey kalmamış.
My whole point is that there is nothing here for you to come back to, if that's what you're doing.
Bütün söylemek istediğim, geri dönmen için burada hiç bir şey olmadığı tabi yaptığın buysa eğer.
There's nothing for us here.
Burada kalmamızı gerektirecek bir şey yok.
"There's nothing for you here."
"Burada senin için bir şey yok." diyor.
Tell them there's nothing of value here!
Burada değerli bir şey olmadığını söyle!
There's nothing here anymore.
Burada artık bir şey yok.
There's nothing keeping me here, you know? Yeah.
- Beni burada tutan hiçbir şey yok.
It's none of your business. If you could get to the end...? There's nothing on here.
Patronumla iş konusunda yaşadığım bir takım özel sorunlar, önemli değil.
- There's nothing here that's usable.
- İşe yarar bir şey yok burada.
- Yeah, well, from way up here, there's nothing we can put down that's gonna save you.
Bu kadar yüksekteyken yere sereceğimiz hiçbir şey seni kurtaramaz.
You're obviously pretty bright and you appear perfectly adequate on paper. It's just that there's nothing special here.
Belli ki parlak zekâlısın ve yazmada iyisin, ancak burada özel bir şey yok.
I guess there's nothing much else interesting to draw around here. And I am?
- Burada daha ilginç bir şey yok.
There's nothing here.
Burada hiçbirşey yok.
- Well, there's nothing left here.
- Bıraktığı hiçbir şey yok.
- There's nothing more here to pull you up.
- Burada sizi yukarıya çekebilecek hiçbir şey yok.
There's nothing in here.
Buradan bir şey çıkmaz.
I'm sorry, there's nothing here.
Üzgünüm, burası da karışık.
This--there's nothing for us here.
Bizim için burada hiçbir şey yok.
And then when you get up here, there's nothing but charred rabbits and fucking coyotes.
Buraya ulaştığımızda ise kömür olmuş tavşanlar ve kır kurtlarından başka bir şey yoktu.
[Claire] So I guess what I'm saying here is that... as you get older and explore your sexuality, you will discover that as long as you are in a committed relationship... with consenting adults, there's really nothing to be embarrassed about.
Yani demek istediğim, yaşınız ilerledikçe cinselliğinizi keşfedeceksiniz ve sizinle olmak isteyen yetişkinlerle ciddi ilişkiler yaşadığınızda utanacak bir şey olmadığını anlayacaksınız.
There's nothing to do here!
Yapacak hiçbir şey yok burada.
I know now that there's... nothing here for me anymore.
Biliyorum artık burada benim için hiçbir şey yok.
There's nothing buried here but hopes and dreams.
Burada umutlar ve hayallerden başka gömülü bir şey yok.
there's nothing to see here 35
there's nothing to it 48
there's nothing to see 65
there's nothing i can do about it 58
there's nothing in here 52
there's nothing wrong with that 87
there's nothing to be scared of 52
there's nothing we can do 240
there's nothing i can do 295
there's nothing to do 49
there's nothing to it 48
there's nothing to see 65
there's nothing i can do about it 58
there's nothing in here 52
there's nothing wrong with that 87
there's nothing to be scared of 52
there's nothing we can do 240
there's nothing i can do 295
there's nothing to do 49