There's nothing we can do about it Çeviri Türkçe
201 parallel translation
There's nothing we can do about it, is there?
Yapabileceğimiz bir şey yok, değil mi?
Yes. You see, there's nothing we can do about it.
Gördünüz mü, yapabileceğimiz bir şey yok.
There's nothing we can do about it.
Yapabileceğimiz bir şey yok.
If she's determined to make a fool of herself, there's nothing we can do about it.
Kendini aptal yerine koymak istiyorsa yapabileceğimiz bir şey yok.
Apparently there's nothing we can do about it, but when you realize your mistake and try to come crawling back to us, don't expect any encouragement from me.
Bir şey yapamayacağımız belli. Ama hatanı anlayıp sürünerek yanımıza dönmeye çalıştığında benden bir sıcaklık bekleme.
I guess we've lost our chance, but there's nothing we can do about it now.
Şansımız buraya kadarmış artık elimizden bir şey gelmez.
The command is wiped out, sir, and there's nothing we can do about it.
Komutanız dağıldı efendim, elinizden bir şey gelmez.
There's nothing we can do about it.
Yapacak bir şeyimiz yok.
- There's nothing we can do about it.
- Yapabileceğimiz bir şey yok.
There's nothing we can do about it.
- Bu konuda yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
If they wanna cut our throats... there's nothing we can do about it.
Bizi boğazlamak isterlerse yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
There's nothing we can do about it.
Elimizden gelen bir şey yok.
Now, listen, Roberts, we're all aware of what happened, but there's nothing we can do about it.
Dinle, Roberts, hepimiz neler olduğunu biliyoruz, ama elimizden hiçbir şey gelmez. - Doğru. - Öyle mi?
The man's gonna die. There ain't nothing we can do about it.
Adam ölecek, bunun için yapabileceğimiz bir şey yok.
- l don't like it any more than you do, but there's nothing we can do about it.
- Ben de durumdan hoşlanmıyorum, ancak yapabileceğimiz bir şey yok.
There's nothing we can do about it.
Elbette O. Bu konuda yapabileceğimiz birşey yok.
There's nothing we can do about it.
- Yapabileceğimiz bir şey yok.
There's nothing we can do about it.
Elimizden bir şey gelmez.
And there's nothing we can do about it.
Ve bu konuda yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
Rose, there's nothing we can do about it.
Rose, bu konuda yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
There's nothing we can do about it now.
Onun için artık elimizden bir şey gelmez.
- There's nothing we can do about it.
- Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok.
Well, there's really nothing we can do about it down here.
Orada yapabileceğimiz herhangi birşey olduğunu sanmıyorum.
- There's nothing we can do about it.
Yapabileceğimiz bir şey yok bu konuda.
There's nothing we can do about it now.
Şu anda yapabileceğimiz bir şey yok.
Well, there's nothing we can do about it now.
Şu an bu konuda bir şey yapamayız.
There's nothing we can do about it now.
Şu anda bu konuda bir şey yapamayız.
It happened, and there's nothing we can do about it now.
Oldu ve artık geri çevirmeyiz. Ne kadar muhteşem olursa olsun...
like it or not, donald earth is a dead world now and there's nothing we can do about that.
Hoşlan veya hoşlanma, Donald Dünya artık ölü bir gezegen artık ve bunun için yapabileceğimiz bir şey yok.
there's nothing we can do about it now.
Bunun için yapabileceğimiz bir şey yok artık.
There's nothing we can do about it.
Başka çaremiz yok.
Look, Sergeant, we're already sorry for what's happened, but there's nothing we can do about it.
Bak, Çavuş, olanlardan dolayı üzgünüz, fakat yapabileceğimiz bir şey yok.
The government has capitulated ; there's nothing we can do about it.
Yönetim dağıtıldı, bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok.
But it's a natural thing, and there's nothing we can do about it.
ama bu natural birşey, ve kimse birşey yapamıyor.
There's nothing we can do about it.
Elimizden hiçbir şey gelmiyor.
Well, there's nothing we can do about it.
Bu konuda biz bir şey yapamayız.
But if he's unconscious, there's nothing we can do about it.
Ama şuursuz ise, yapabileceğimiz bir şey yok demektir.
There's nothing we can do about it.
Yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
There's nothing we can do about it.
Yapabileceğimiz birşey yok.
There's nothing we can do about it.
Bu konu hakkında yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Look, if Grandma wants to stay up there, there's nothing we can do about it.
Nineniz orada kalmak istiyorsa, bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Well, there's nothing we can do about it.
Bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Now, I'm sorry, Miss Alexander, but there's nothing we can do about it.
Üzgünüm, Bayan Alexander. Yapabileceğimiz bir şey yok.
And there's nothing we can do about it!
Bizim yapabileceğimiz hiç birşey yok!
There's nothing we can do about it.
Bir şey yapamayız.
But there's nothing that we can do about it now, so you just have to let it go.
Ama artık yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Yani bu konuyu kapatsan iyi olur.
Well, there's nothing we can do about it now.
Güzel, Bu konuda şuan hiçbir şey yapmayalim.
There's nothing we can do about it.
Elimizden bir şey gelmez maalesef.
There's nothing we can do about it now.
Şu an yapabileceğimiz bir şey yok.
There's nothing we can do about it now.
Bu konuda artık yapabileceğimiz bir şey yok.
There's nothing that we can do about it... so let's just drop it.
Yapabileceğimiz bir şey yok, bu nedenle unut gitsin.