English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / Thighs

Thighs Çeviri Türkçe

1,066 parallel translation
At the same time I felt her hot breath against my thighs and abdomen.
Aynı anda bacak aramda da ılık nefesini hissedebiliyordum.
Can you still feel the petals between your thighs?
Bacaklarının arasındaki yaprakları hala hissediyor musun?
Kneeling on the wool rug, perfectly straight, thighs well apart, hands held in the air... she didn't even dare wipe away the tears which ran slowly down her face.
Yerde diz çökmüş vaziyette bacakları ayrı, kolları yukarı doğru uzanmıştı. Ben bile, gözyaşlarımı tutamadım sonra yavaş yavaş yüzünü aşağı kaydırdı.
You'd better wise up Build your thighs up
Akıllan iyisi mi Havaya kaldır kalçalarını
And you ugly, miserable pig... put your disgusting thighs in display... in a musical... because that lousy rat said he'd make you famous.
Ve sen çirkin domuz... iğrenç baldırlarını millete gösterdin.. müzik eşliğinde. o sıçan seni meşhur edecek diye.
Sticky like the chicken's thighs, the guts and innards.
Tıpkı tavuğun kalçası, bağırsağı ve iç organları gibi.
Her thighs will be wide open.
Kalça kemikleri ayrılacak.
I'll start with her thighs.
Butlarından başlayacağım.
Oh, those thighs...
Oh, bu bacaklar...
To kiss her thighs.
Onun bacaklarını öpüyordu.
Spread your thighs.
Bacaklarını arala..
Ditto the thighs. and the little tuft of hair so snug between.
Keza kalçaların ve o sıcacık aralıktaki az bir tutam kıl.
His thighs are too big for his calves.
Uylukları kalçasına göre fazla büyük.
We're removing full-thickness skin grafting material from the patient's thighs as per normal graft acquisition procedure.
Hastanın normal kalınlıktaki derilerini normal prosedüre göre alıp gerekli yerlere yamayacağız.
He thought I had thick thighs.
- Galiba kalçalarımı kalın buldu.
Can I just massage your thighs while you eat?
Kalkıp gitmemi mi istiyorsun?
I guess God just figured that chubby thighs were enough.
Sanırım Tanrı tombul butların yeterli olacağını düşünmüş.
Your thighs
Bacakların...
Her thighs.
- Götü.
You have, erm... nice thighs.
Çok güzel... kalçalarınız var.
Lick my inner thighs.
Apışlarımı yala.
Hold on with your thighs.
Baldırlarınla ona tutun.
Supple, pouting breasts, firm thighs.
Yuvarlak, diri göğüsler, sıkı kalçalar.
Both lower leg bones severed from the thighs.
Her iki ayak kemiği de dizlerden kesilmiş.
Thighs in the stirrup, your Lordship.
Dik durun lordum
I know because the thighs aren't yours. And they don't belong to you.
Biliyordum, çünkü bu gözler senin gözlerin değil, bir başkasının.
Job was stricken with sores... from the soles of his feet to his thighs.
Job'un bacağını ayak tabanından kalçasına kadar yaralar sarmıştı.
Go ahead, I have steel thighs.
Baldırlarıma bakar mısın, çelik gibi sertler.
Her skirt was raised above her thighs
... eteği, uyluklarının yukarısına kadar açıktı.
I had thick hair then, and Francine had pink thighs...
O zamanlar saçlarım gürdü, Francine'im de fıstık gibiydi.
- You said something about your thighs?
- Uyluğunla ilgili bir şeyden bahsetmiştin?
I love to hear you oralise When I'm between your thighs
Bunu söylemene bayılıyorum Ben bacaklarının arasındayken
I can lie across your thighs like a Pietà... cradling a dead Jesus.
Yoksa senin şeylerini etrafa yayabilirim... beşiğinde sallanan ölü bir İsa gibi.
I wish to entwine him in my broad thighs.
Geniş kalçalarımla onu sarmalamak istiyorum.
Seen my thighs?
Basenlerimi gördün mü?
And in the storm scene, if you're gonna put your hands around my legs as Davenport Scott did, then around my calves, not my thighs.
Ve fırtına sahnesinde, ellerini bacaklarıma dolayacaksan Davenport Scott gibi butlarıma değil, baldırlarıma dola.
- I was just working on my new technique for walking in corduroy pants to eliminate the scraping when your thighs rub together.
- Ben sadece kadife pantolonla bacakları birbirine sürtmeden yürüme tekniğim üzerinde çalışıyordum.
- Stroking the thighs, sir?
- Bacakları okşamak hocam.
Sweet cheeks and velvet thighs.
Kalça ve mor tayt güzelmiş.
My thighs just grow, looking at that stuff.
Benim cips'e baksam bile kalçalarım büyüyor.
My thighs are as smooth as those of a young girl.
Kalçalarım bir genç kızınki kadar düzgündür.
He is not looking at my thighs and my breasts...
Kalçalarıma ve göğüslerime bakmaz...
Okay, let's see the thighs.
Tamam, şimdi de bacaklarını görelim.
The thighs.
Bacaklar.
I'd love to see your thighs.
Bacaklarını görmek isterdim.
For those slim-lookin ´ thighs, you have to kick ´ em to the skies!
İnce görünüşlü bacaklar için, onları göklere çıkartmalısınız!
The one who gave you the best years of her thighs.
Kalçalarının en güzel yıllarını sana vermiş olan kişi.
Her fingernails painted a rosy peach, she unfastens her taffeta nightgown and lets it slide smoothly down her thighs to the tile floor.
Tırnakları gül pembesi bir renkle boyalı. Tafta geceleğini üzerinden sıyırıp, kalçalarından aşağıya, yavaşça seramik zemine doğru bırakıyor.
Thighs?
- Götü mü?
- Her thighs.
Götü.
Her thighs.
Götü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]