Tillie Çeviri Türkçe
114 parallel translation
Sorry, Tillie.
- Üzgünüm Tillie.
There you are, Tillie.
Sen burada dur Tillie.
I'm lookin'for Tillie Wiecek.
Ben Tillie Wiecek'i arıyorum.
- I'm Tillie.
- Tillie benim.
I got your address from your former mother-in-law, Tillie Wiecek.
Adresini eski kaynanan Tillie Wiecek'ten aldım.
No, that's what Tillie might think.
Hayır, muhtemelen Tillie böyle düşünüyor olabilir.
Did you contribute to the reward money, or did Tillie earn all that by herself?
Ödül parasına katkın oldu mu yoksa Tillie mi bütün o parayı kazandı?
Oh, you mustn't regard me as company, Tillie.
Oh, beni konuk olarak görmeyin, Tillie.
I really can't stay, Tillie.
Ben - ben gerçekten kalamam, Tillie.
- Tillie, I must tell you this.
- Tillie, sana şunu söylemem gerekiyor.
But don't you see, Tillie?
Fakat anlamıyor musun. Tillie?
I can't tell you how sorry I am, Tillie.
Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam, Tillie.
No, Tillie.
Hayır, Tillie.
- Tillie, Herman. - Who are they?
- Tillie, Herman.
Tillie, Herman.
Tillie, Herman.
Well, we're just talking, Tillie.
Şey, Biz sadece konuşuyoruz, Tillie.
TILLIE : Ooh, I just hate them!
Ben sadece onlardan nefret ediyorum!
- You talking to me? - No, your Aunt Tillie.
- Hayır, Tillie Teyzene söylüyorum.
John, come meet Tillie.
John, Tillie'yle tanış!
Tillie, this is Dr. Prentice.
Tillie, bu Dr. Prentice.
She helps Tillie during the week.
Tillie'ye yardım ediyor.
Oh, Tillie, I'm sorry.
Tillie, özür dilerim.
- Tillie's made food. Let's go outside.
- Tillie yiyecek hazırladı.
Thank you, Tillie.
Teşekkürler Tillie.
- Hi, Tillie.
- Selam Tillie.
- Tillie said there was a doctor...
- Tillie bir doktorun...
Tillie said...
Tillie bana...
Tillie's behaving very strangely.
Tillie bugün biraz garip. Kahve ister misin?
- Fine. Tell Tillie.
Tillie'ye söyle.
I'll get it, Tillie.
Bakıyorum Tillie.
Excuse me a second, I forgot to tell Tillie something.
İzin verirseniz Tillie'ye bir şey söyleyip geleceğim.
I'd better tell Tillie.
Tillie'ye haber vereyim.
- Oh, Tillie.
- Tillie!
Tillie's baked pies.
Tillie tart yaptı.
- It's fine, Tillie.
- Evet Tillie.
I don't know, Tillie.
Bilmiyorum Tillie.
Tillie, I don't want to put a stop to anything.
Ben hiçbir şeye son vermek istemiyorum.
- We're not ready, Tillie.
- Ama biz hazır değiliz Tillie.
The day began for me when I came in and Tillie said to me...
Gün benim için eve döndüğümde Tillie'nin bana...
Tillie!
Tillie!
- All right, Tillie.
- Tamam, Tillie.
Well, Tillie.
Tillie.
Oh, Tillie, look at the baby doll.
Tillie, şu bebeklere bak.
It's all right, Miss Tillie.
Sorun yok, Bayan Tillie.
I will now take my partner, Miss Tillie Wong... out of her state of hypnosis.
Şimdi, hipnoz ettiğim Bayan Tillie Wong'u hipnozdan çıkaracağım.
Anybody can do that. A round of applause, ladies and gentlemen, for Miss Tillie.
Bayan Tillie için bir alkış, baylar bayanlar.
I have money.
Param var. Tillie.
Tillie. Come on out.
Dışarı çık.
Tillie, don't you think I look kinda cute?
- Ne dersin, Tillie?
Once upon a time, there were three little sisters named Elsie, Lacie and Tillie and they lived at the bottom of a well.
Bir zamanlar, üç küçük kız kardeş varmış. Adları Elsie, Lacie and Tillie imiş ve bir kuyunun dibinde yaşarlarmış.
Tillie, don't.
Tillie yapma.