Tis true Çeviri Türkçe
64 parallel translation
- As I do live, my honoured lord,'tis true.
- Yaşadığım doğruysa, bu da o kadar doğru.
And that he is mad,'tis true. 'Tis true'tis pity. And pity'tis'tis true.
Deli olduğu bir gerçek, gerçek olması acı, acı olması gerçek.
If not,'tis true this parting was well made.
Buluşamazsak da güzel ayrılıyoruz gerçekten.
'Tis true.'Tis true.
Bu doğru maalesef.
Now I see'tis true.
Bu doğru olmalı.
'Tis true!
'Tis true!
- As I do live, my honored lord,'tis true.
- Yemin ederim hepsi doğru sayın lordum.
That he is mad,'tis pity,'tis true.
Deli olduğu gerçek, Gerçekten yazık.
'Tis true'tis pity, and pity'tis'tis true.
ama ne yazık ki gerçek.
'Tis true, Peter time does fly.
Bu doğru Peter, zaman uçuyor.
- Aye,'tis true. My debauchery was my way of compensating'.
Ahlaksızca davranarak bunu telafi etmeye çalıştım.
'Tis true, most worthy signor.
Doğru söylüyor sinyor.
'Tis true.
Bu bir gerçek.
As I do live, my honor'd lord,'tis true.
Yaşadığım doğruysa, bu da o kadar doğru.
'Tis true'tis pity, and pity'tis'tis true.
Gerçek olması acı, acı olması gerçek.
'Tis true.'Tis true!
Onları bıçağımla ince ince kıydım.
Ah,'tis true.
Doğru.
I like to dance, Miss Day.'Tis true.
Dans etmeyi severim Bayan Day.
'Tis true then, is it, Dick Dewy?
Doğru mu Dewey?
Yes,'tis true.
Evet, bu doğru.
If it be true that good wine needs no bush'tis true that a good play needs no epilogue.
"İyi şaraba asma dalı gerekmez" sözü doğruysa iyi bir oyunun da son söze ihtiyacı yoktur o zaman.
-'Tis true.
- Doğru.
'Tis true, sir, love can still inspire The blood to pound, the heart leap higher
Doğru, aşk ilham verir kana aksın diye Kalbe çarpsın diye
'Tis true.
Doğru.
As I do live, my honour'd lord,'tis true.
Yaşadığım doğruysa, bu da öylesine doğru.
Madam, I swear I use no art at all. That he is mad,'tis true,'tis true'tis pity, and pity'tis'tis true, a foolish figure.
Hiç oyun değil, yemin ederim, deli olduğu bir gerçek.
But'tis true.
Ama bu doğru.
Aye,'tis true.
He canım, doğru.
'Tis true, Babi tend to exaggerate, just a little bit.
Bu doğru, Babi abartmayı sever, sadece birazcık.
'Tis true, indeed, so your daughter says, "Shall I,"
Doğru, kızınız da öyle diyor. Beatrice demiş ki " Bu kadar...
'Tis true you have committed savageries in Astapor, but the Yunkai are a forgiving and generous people.
Astapor'daki vahşetiniz doğru ama... Yunkai'liler bağışlayıcı ve cömert bir halktır.
'Tis true I hid in a bush as Mr Trower and his men were set upon.
Bu doğru. Çalılıkta saklandım. Trower ve adamları üzerime saldırdı.
'Tis true I have been mostly amongst books.
Bu doğru. Çoğunlukla kitapların arasındaydım.
'Tis true.
Doğru söylüyor.
'Tis very true.
'Ah soylu yargıç!
'Tis a true marvel.
'Gerçek bir mucize.
'Tis most true, and he beseeched me to entreat your Majesties to here and see the matter.
Çok doğru, Siz majestelerinin de bu konuyu duymak ve görmek için gelmenizi rica etmemi istedi benden.
'Tis very true.
- Çok doğru.
'Tis true.
Bu doğru.
Most potent, grave and reverend signors my very noble and approved good masters that I have taken away this old man's daughter'tis most true.
Kudretli, yüce ve saygıdeğer sinyorler soylu ve değerli efendilerim bu yaşlı adamın kızını kaçırdığım doğru.
That he is mad,'tis true.
Deli olduğu bir gerçek.
'Tis most true, and he beseeched me to entreat your majesties...
Evet, doğru.
O'tis too true.
Evet, çok doğru.
And'tis all true.
Üstelik her şeye rağmen bunlar doğru.
'Tis very true, O wise and upright judge.
Çok doğru. Oh yüce ve adil yargıç...
You are a true Roman. besides,'tis a glorious thing, they say, to guard the new Caesar.
Ayrıca, en şerefli görev, yeni Sezar'ı korumakmış.
Madam, it so fell out, that certain players we o'er-raught on the way, of these we told him, and there did seem in him a kind of joy to hear of it.'Tis most true.
İyi bir tesadüf oldu, kraliçem : oyunculara rastlamıştık yolda. Bundan söz edince bir çeşit sevinç duyar gibi oldu.
'Tis my duty to ensure only a true hero carries the blade from this tomb.
Benim görevim korumak Sadece gerçek kahraman o kılıcı buradan alabilir.
If you have writ your annals true,'tis there that, like an eagle in a dovecote, I fluttered your Volscians in Corioles. Alone I did it.
Eğer tarihinizi doğru yazdıysanız, Corioli'de sizin Volskleri nasıl da kumru yuvasına dalan kartal gibi dağıttığımı görebilirsiniz.
That eye my daughter lent her'tis most true.
Kızımın verdiği gözlerle bakıyor, doğru.
Although I have gazed upon thine visage before,'tis only by the light of yon moon hast thou true nature revealed itself!
Dik dik bakışların ve siman tanıdık gelmesine rağmen, Ay ışığı yüzünden, Gerçek yüzün ortaya çıkıyor.
true 2501
true love's kiss 17
true or false 68
true love 107
true blood 17
true dat 39
true story 133
true enough 79
true or not 24
true that 75
true love's kiss 17
true or false 68
true love 107
true blood 17
true dat 39
true story 133
true enough 79
true or not 24
true that 75