Tit for tat Çeviri Türkçe
126 parallel translation
That's fate, tit for tat
Onlar kaderin memelileridir.
That's fate, tit for tat
Kaderin göğüsleridir.
That's fate, tit for tat
Kıl ve Frambuaz Kaderin göğüsleridir.
A blight on tit for tat
Kıssadan hisse. Kıl ve göğüsler.
You'll excuse the expression, but tit for tat.
Tabiri mazur gör lütfen ama kısasa kısas.
You going tit for tat.
Kısasa kısas yapıyorsun.
- I'm not going tit for tat.
- Kısasa kısas yapmıyorum.
You know what I mean, tit for tat?
Ne demek istediğimi biliyorsun, dişe diş?
Tit for tat.
Hem de dişe diş bir ikili..
Tit for tat. Here.
İyiliğe karşı iyilik.
My lady's intrusion is tit for tat.
Leydim de ona misilleme yapıyor zaten.
Tit for tat.
Memeye pipi.
Tit for tat.
Kısasa kısas.
It's tit for tat.
İşin püf noktası bu.
It's only tit for tat.
Bu sadece kısasa kısas.
Miranda wanted to play fair, so she gave him a little tit for tat.
Miranda adil oynamaya ve bir kalçaya karşılık göğüs göstermeye karar verdi.
It was tit for tat.
Kısasa kısastı.
- Tit for tat, tat for tit...
- Benimki kötü, seninki az kötü...
This is not tit for tat here.
Burada takas yapmıyoruz.
Tit for tat... get it?
Birbirimize yardım etmek zorundayız ama değil mi?
Now how about I help you with your little show and you help me. Tit for tat.
Peki ya ben sana küçük programında yardım etsem ve sen de bana yardım etsen.
Tit for tat. That's the kind of guy I am.
Ben böyle bir adamım.
Tit for tat.
Yüzüme bak.
- Tit for tat.
- Misilleme.
Tit for tat, we're even.
Kısasa kısas. Ödeştik.
Marriage is a partnership, a little tit for tat.
Evlilik bir ortaklıktır. Bir çeşit kısasa kısastır.
"Tit for tat," you said.
Kısasa kısas dedin.
We think this might have been some kind of tit for tat in their war with the 5-3s.
Bu olay, onlarla 53'ler arasındaki bir tür kısasa kısas meselesi olabilir diye düşünüyoruz.
Is that the official legal term for revenge killing now, "tit for tat?"
İntikam cinayetinin yasal tabiri bu mu artık : "Kısasa kısas"?
Why shouldn't I? Tit for tat.
Seni becerenleri sen de becer.
We could go tit for tat on that one. So you better drop that subject.
Bu konuyu karışmasan iyi edersin.
Just to be clear, this is a tit for tat kind of deal, right?
Açık olursak, kısasa kısas yapıyorsun, değil mi?
When she saw there was no tit for Tat.
"Tat için verecek memesinin olmadığını görmüş."
Tit for tat.
- Kısasa kısas.
Tit for tat- - it's the most winning strategy in game theory for the prisoner's dilemma.
Kısasa kısas mahkumun çıkmazı için oyun kuramındaki en cazip taktiktir.
I mean people don't often forgive betrayal, but in tit for tat, if your opponent cooperates again, so do you.
İnsanlar ihaneti çoğu kez affetmezler ama kısasa kısasta, rakibin işbirliği yapıyorsa, sen de yaparsın.
Hey, are you sure about all this tit for tat stuff?
Hey, tüm bu kısasa kısas şeyinden emin misin?
Oh, yeah, tit for tat, huh?
Kısasa kısas, ha?
And this old cop is telling ya the tit for tat can't go on.
Ve bu eski polis, karşılıklı misillemelerin artık bitmesi gerektiğini söylüyor.
Yes, quid pro quo, tit for tat.
Evet, karşılıklı fayda, dişe diş.
Tit for tat?
Dişe diş mi?
I think the Americans understood it would be tit for-tat.
Bence Amerikalılar bunun'kısasa kısas'olacağını anladılar.
You know, tit-for-tat.
Bilirsin, yaptığının bedelini ödersin. Shroeder'ın bana yaptığı gibi.
The first hour, you both drank tit-for-tat, but by hour two, Ted started ordering doubles andyou quit drinking
İlk saat, bir o bir sen içmişsiniz. İkinci saat Ted içkileri duble söylemeye başladı. Sen artık içmedin.
- Tit for tat.
- Göze göz.
Tit for tat. No.
Hayır.
After a little tit for tat.
Biraz misillemeden sonra.
You say tit-for-tat, and we let slide on a little county caper.
Kısasa kısas demiştin, beni dolandırıcının peşinden yolladın.
Tit for tat, baby!
Dişe diş, yavrum!
Tit-for-tat, huh?
Kıasa kısas, öylemi?
'He believes that our closest living relatives'exhibit empathy and moral concern'that goes beyond the kin altruism and tit-for-tat of selfish genes.'
'Yaşayan en yakın akrabalarımızın, aile fedakarlığının've bugün sana yarın bana anlayışının'ötesine giden empati ve ahlaki ilgi sergilediklerine inanıyor.'