To base Çeviri Türkçe
4,180 parallel translation
Stallions One and Two, return to base.
Stallions bir ve iki, üsse geri dönün.
The way society has conditioned women to base their self-worth on their engagement ring.
Kadınların kendine olan saygılarının nişan yüzüğünden kaynaklandığının düşünülmesi.
And then I went right back to base, that's it.
Sonra da üsse döndüm. Hepsi bu kadar.
Witness says Lance Corporal Crowe returned to base pretty wobbly last night.
Görgü tanığı, Onbaşı Crowe'un dün gece üsse, bayağı sendeleyerek döndüğünü söyledi.
Dewey and I are gonna head back to base.
Dewey ve ben üsse geri dönüyoruz.
Hydra agents to base.
HYDRA ajanları üsse dönün.
Oh! Remember when you told me to base my characters on people from my own life?
Hani bana karakterlerimde hayatımdan esinlenmemi söylemiştin ya?
I'll head back to base.
Üsse geri döneceğim.
What's our next move, Jackie... circle back to base?
Bir sonraki hareketin ne Jackie... üsse geri dönmek mi?
We're establishing a base camp about a mile from here, we're gathering a team to coordinate the search effort, and a helicopter is being brought in from Goose Bay.
Buraya yaklaşık iki kilometre uzakta bir kamp kuruyoruz, arama çalışmaları için bir takım oluşturacağız ve ayrıca bir helikopter Goose körfezinden yardım için getirtilecek.
Base to chopper.
Merkezden helikoptere...
Base camp, pilot is alive and conscious, appears to have nonlife-threatening injuries.
Merkez kamp.. pilot haatta ve kendinde ve hayati olmayan bazı yaraları var görünüyor
If they hit this base, they're going to hit the rest.
Merkez vurulursa kalanlari da vururlar.
But the ability to control your base impulses is what separates man from beasts, and I cannot have a wife who is in constant need. Sex good.
Ama temel içgüdüleri kontrol etme yeteneği insanı hayvandan ayırır ve ben sürekli böyle ihtiyaçları olan bir kadın istemiyorum.
Hitters will have more success shooting for gaps in base hits than they will trying to hit the long ball. Here's a ball hit hard along the ground...' 'Cross swings and misses as he strikes out for out number two.'
.
We used to bunk beside each other on base.
Üstte yan yana yatardık.
Yeah, but this guy's whole mojo is about making himself invisible, and if he had time to set those traps, you know he took his time hiding his base.
Evet, ama bu adamın yeteneği kendini görünmez yapmak. Eğer o tuzakları kurmaya vakti olduysa, mekanını gizlemek için de olmuştur.
While the conspirators prepare to attack the Mandalorian capital of Sundari from a base on Zanbar, the fate of 2,000 other neutral systems is under threat as Darth Maul moves closer to establishing a vast criminal empire.
Komplocular, Zanbar'daki bir üsten Mandalore'un başkenti Sundari'ye saldırmaya hazırlanırlarken diğer 2000 bağımsız sistemin kaderi Darth Maul'un büyük bir suç imparatorluğu kurma amacına daha da yaklaşmasıyla tehdit altında.
We now have a base, an army, and the means to expand to other neutral systems.
Artık biz üssümüz, bir ordumuz var ve bu diğer tarafsız sistemlere yayılmak anlamına geliyor.
And the IP address traces to a web cafe two miles from the air base.
IP adresi, üsten üç kilometre uzakta olan bir internet kafeye ait.
He said before he left he took a box of clothes to a thrift store next to the base.
Gitmeden önce üssün yakınındaki bir ikinci el dükkânına bir kutu kıyafet bırakmış.
What can you tell me about this visit to the Marine base at Quantico?
Bu Quantico'daki deniz piyade üssü ziyareti hakkında ne söyleyebilirsin bana?
No. You pick her up, bring her to the air base. All right?
Onu alıp, hava üssüne getir, tamam mı?
Head back to the base.
Ana üsse geri dönün.
Getting to a surprise party for the base commander's wife.
Karargâh komutanının karısı için sürpriz bir parti veriliyordu.
Until one day, he passed by an army base, right after the soldiers'lunchtime. And he realized that all he had to do was stand there and open his box.
Ama bir gün askerlerin öğle yemeği vaktinin ardından bir ordu üssünün yanından geçerken yapması gereken tek şeyin durup şeker kutusunu açmak olduğunu fark etti.
So you come here regularly to monitor the base of the building.
Yani gözlem yapmak için buraya düzenli olarak geliyorsun.
Tell them we need to search the entire base.
Onlara bütün üssü aramamız gerektiğini söyle. Hemen!
In return, give me leave to go off-base and authorize direct debit.
Karşılığında bana üs dışına çıkma ve doğrudan ödeme yetkisi ver.
Since it's an official investigation, you should get leave to go off-base.
Resmi bir soruşturma olduğu için üs dışına rahatlıkla çıkabilirsin.
The bad news is the cars belong to the FBI, so we're gonna need intelligence on the cars, license plates, base locations.
Kötü haber ise bu arabalar FBI'a ait. Yani bu arabaların bilgilerine ulaşmamız gerekecek. Plakalarına, toplandıkları mekâna.
So that's basically 2,000,000 base pairs of DNA where nothing seems to sit.
Bu esasen hiç bir şeyin yerinde oturmadığı DNA'nın 2.000.000 baz çifti.
I want rudy confined to the base.
Rudy'nin üsten çıkmamasını istiyorum.
We must not give in to our base instincts.
Temel içgüdülerimize teslim olmamalıyız.
Base commander needs to see you.
Üs komutanının sizi görmesi gerekiyor.
I base it on suffering... prognosis, will to live, whether they're a pain in the ass or not.
Çekilen acıya, teşhise, yaşama azmine baş belası olup olmadıklarına dayalı olarak karar veriyorum.
I got to second base with a bearded woman.
Sakallı kadınla ikinci aşamaya geçtim.
He's a hell of a bat but he can barely make it to first base without oxygen.
Sopası epey kuvvetliydi ama ilk köşeye oksijen takviyesiz ulaşamazdı.
Lebanese girls sprint to third base and then stay there?
Lübnanlı kızlar hemen üçüncü aşamaya geçer ve orada kalırlar mı?
I want to talk to you about targeted base closings.
Üslerin kapatılmasından bahsetmek istiyorum.
We're cornered by an amphibious sea monster In an underwater base that's about to blow up.
Yüzergezer bir deniz canavarı tarafından patlamaya yakın bir su altı üssünde köşeye sıkıştırıldık.
Well, you don't have to make it sound so base, but yes.
Bu kadar değersizleştirmek zorunda değildin, ama evet.
You take everyone else to Echo Base.
Geri kalanları Echo Üssü'ne götür.
Welcome to Echo Base.
Echo Üssü'ne hoş geldiniz.
Multiple contusions to the head, evidence of fracturing at the base of the skull.
Kafasında birden fazla ezik, kafatasında kırılma.
But women who base their self-esteem on their looks are usually pretty insecure, so when you point out a flaw, it freaks them out and they would do anything to get you to like them.
... ama özsaygısını dış görünüşüne dayandıran kadınların kendine güveni fazla yoktur. Bu yüzden ne zaman bir kusur belirtsen, bu onları çileden çıkarır ve kendisinden hoşlanman için her şeyi yaparlar.
Santiago, that little weasel's not coming back- - he's probably halfway to third base by now.
Şu küçük çakal Santiago'nun döneceği yok. Şu an muhtemelen birbirlerini parmaklıyorlardır.
Who were Ben's high school girlfriends, and what base do you think he got to?
Ben'in lisedeki kız arkadaşları kimlerdi ve en çok kaçıncı seviyeye geçtiğini düşünüyorsun?
The awkward bit is out of the way. We've already got to third base.
Tuhaf olan tarafı, çoktan üçüncü aşamaya geçtik.
In that case, she gets to third base with several men every day.
Öyleyse, her gün bir sürü erkekle üçüncü aşamaya geçiyor.
Now we need to know how long it would take to drive to each of these locations, assuming a home base in the district.
Burasını merkez olarak farz edersek bu yerlere araba ile gitmek ne kadar sürüyor onu bilmemiz gerekiyor.
base 131
basement 96
baseball 151
based 128
based on 37
based on what 147
bases loaded 17
based on what evidence 19
to battle 18
basement 96
baseball 151
based 128
based on 37
based on what 147
bases loaded 17
based on what evidence 19
to battle 18