To do the right thing Çeviri Türkçe
3,265 parallel translation
Now is your chance to do the right thing for this team.
Git. Bu takım için doğru olanı yapma şansın var.
pregnancy stuff. You know, I think that there are probably a number of reasons, but the main one is that he just wants to do the right thing.
Muhtemelen bir dizi nedeni olduğunu düşünüyorum ama en önemli olanı doğru olanı yapmak istemesi.
It's hard to do the right thing.
Doğru olan şeyi yapmak zor.
If you can't count on someone to do the right thing, don't give them the choice. Hello.
Eğer birine doğru şeyi yapması için güvenmiyorsan, onlara seçim şansı verme.
I want to do the right thing.
Doğru olan şeyi yapmak istedim.
But I believe you want to do the right thing here.
Ama doğru olanı yapacağına inanıyorum.
Look, I was just trying to do the right thing, ok.
Bak, doğru şeyi yapmaya çalışıyordum, tamam mı?
I try... to do the right thing.
Doğru olanı yapmaya çalıştım.
Every time he's been involved, it's been because he is trying to do the right thing.
Her seferinde karışmasının nedeni, doğru şeyi yapmaya çalışmasıydı.
If ever there was a moment to do the right thing, this is it.
Eğer doğru bir şeyi yapmak için bir zaman varsa, o an bu andır.
And they will also find out... that under... very difficult circumstances and against your own best interests that Rusty Beck was the kind of person who was brave enough to do the right thing.
Ama aynı zamanda şunu da öğrenecekler çok zor şartlar altında olsa bile kendi çıkarlarına aykırı olsa bile Rusty Beck doğru olan neyse onu yapacak kadar cesur bir insandır.
It doesn't mean you weren't trying to do the right thing.
Yine de bu doğru olanı yapmaya çalışmadığın anlamına gelmiyor.
In fact... this would be a good time... for you to do the right thing for once in your stinkin'life. Yeah?
Aslında bu berbat hayatında bir kez olsun doğru olanı yapman için iyi bir zamandayız.
I just want to do the right thing the wrong way.
Ben sadece doğru şeyi doğru şekilde yapmak istiyorum.
Because I know how to do the right thing the wrong way.
Çünkü neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu çok iyi biliyorum.
When I came back, tried to do the right thing,
Sonra geri dönüp doğru şeyi yapmaya çalıştım.
And we've earned the right to do one thing, and that is live our truth.
Tek bir şeyi yapma hakkını kazandık. Kendi gerçeğimizi yaşamak.
The right thing to do is reciprocate by going to see her play.
Oyuna giderek buna karşılık vermen gerekirdi.
I'm asking his killer to please do the right thing and surrender to the authorities.
Katilinden doğru olan şeyi yapmasını ve yetkililere teslim olmasını istiyorum
If they don't have the right colour, here is how to ask for the same thing in blue. Do you have this in blue?
"İstediğiniz renk yoksa, aynı modelin mavi rengi için şöyle sorunuz bunun mavi olanı var mı?"
I just wish we had a clear-cut sign that letting go of this place was the right thing to do.
Keşke buradan gitmenin yapılacak doğru şey olduğunu gösteren kesin bir işaret olsa.
Because you believe it's the right thing to do... - Yes. - Don't you?
Çünkü doğru olanın bu olduğunu düşünüyorsun değil mi?
- Take your $ 14.26 and tell your boss To [bleep]'fess up and do the right thing.
Al 14.26 dolarını ve patronuna söyle de doğru şeyi yapıp, itiraf etsin.
Well, it seemed like the right thing to do at the time.
O an doğru olanı yapıyormuşum gibi geldi.
It was the right thing to do.
Yapılacak en doğru şey oydu.
Defying orders is never the right thing to do.
Emirlere karşı çıkmak hiçbir zaman doğru değildir.
It's the right thing to do.
Doğru olan bu.
No, I think it's been long enough, and... it's the right thing to do.
Hayır, bence yeterince zaman geçti. Doğru olan da bu.
And he knows the right thing to do, I suppose. Or I hope so.
Neyin yapılması gerektiğini de biliyordur, sanırım.
Putting Yoo Dong Hoon's name will be the right thing to do.
Yaptığı çalışmalara Yoo Dong Hoon'nun adı da koyulacak.
Are you doing this'cause you think it's the right thing to do or are you doing this to impress that piece of ass that's taken over your life?
Bunu doğru olduğu için mi yapıyorsun yoksa hayatını elinden alan götvereni etkilemek için mi yapıyorsun?
Right, because when you're ready to settle down, the first thing you do is go to another country for a year.
Doğru, çünkü durulmaya hazır olduğun zaman ilk yaptığın şey, bir yıllığına başka bir ülkeye gitmektir.
It's the right thing to do.
Doğrusu budur.
Killing them isn't the right thing to do.
Onları öldürmek yapılacak doğru şey değil.
Right now, the best thing you can do is go back to school.
Şu an için yapabileceğin en iyi şey okuluna geri dönmek.
I don't know, leaving just seemed like the right thing to do.
Bilmiyorum ayrılmak yapılması gereken şey gibi göründü.
I think the best thing for us to do right now is just stay out of the way.
Sanırım şu an yapacağımız en iyi şey ondan uzak durmak.
It was the right thing to do.
- Yapılması gereken şey oydu.
Seemed like the right thing to do.
Yapılacak en doğru şeymiş gibi geldi.
I think checking as soon as we see the brother is right the right thing to do.
Yapılacak en doğru şey abisini en kısa zamanda görüp doğrulamak.
Well, it's the right thing to do.
Doğru olanı bu.
It was the right thing to do.
Doğrusu buydu.
Well, we like to bring in professionals we know will do the right thing.
Doğru şeyi yapacağını bildiğimiz profesyonellerle çalışmayı severiz.
This is the right thing to do.
Yapılması gereken bu.
Pretty much the last thing I want to do right now is act out some adolescent male fantasy.
şu anda son istediğim, ergen bir erkeğin fantezi malzemesi olmak.
I think that's probably the right thing to do, Karl.
- Doğru şeyi yapıyorsun, Karl.
I just thought it was the right thing to do.
Bu davada yaptığım şeyin doğru şey olduğunu düşündüm.
So, I want the work we do going forward to prove that this was the right thing to do and that our town does have a bright future to look forward to, thanks to the generosity of Mr Reid.
Yapılması doğru ve şehrimizi bekleyen parlak bir gelecek olduğunu kanıtlamak için, Bay Reid'in de katkıları sayesinde çalışmamıza hız vermek istiyorum.
You were just trying to cool off, and that was the right thing to do...
Sakinleşmeye çalışıyordun ve yapılacak şey de buydu...
And even if it's a bad thing, that's the right reason to do something, isn't it?
Kötü bir şey olsa bile bu haklı bir gerekçe olur, değil mi?
You're saying that was the right thing to do?
Yapılması gereken doğru şeyin bu olduğunu mu söylüyorsun?