To get back at me Çeviri Türkçe
404 parallel translation
That bastard Fardiano is saying I cut a deal to get back at me!
O şerefsiz Fardiano benden intikam almak için anlaşma yaptığımı söylüyor!
Now you'll write an open letter to the press saying you lied about me to get back at me for not talking.
Şimdi basına, benim hakkımda yalan söylediğini ve konuşmadığım için benden intikam aldığını anlatan açık bir mektup yazacaksın.
Look at the way you chose to get back at me - by playing Inspector Doppler.
İntikam almak için seçtiğin yola bak - Müfettiş Doppler'i oynuyorsun.
Even if you want to get back at me.
Benden ayrılacaksan bile...
A vindictive piece of shrapnel like Maggie would gladly rip her to shreds to get back at me.
Maggie gibi benden nefret eden biri sırf benden intikam almak için onu paramparça edebilir.
I don't know whether it is God trying to get back at me... for something I have done, but... your passing through life makes me certain that you are marked... and that heaven is punishing me for my mistreatings.
Bilmiyorum ki Tanrı yaptığım bir şeyden ötürü... bir şeyler yapmam için yönlendiriyor mu beni, ama... senin hayatın önünde eriyip gitmen gösteriyor ki sen damgalanmışsın bir kere... ve ben yanlış davranışlarımdan dolayı cezalandırılıyorum.
See, he's trying to get back at me.
Beni sinir etmeye çalışıyor.
- Sure. When you married Gwen, was it, in some small way, to get back at me?
Gwen'le evlendiğinde aklında ufak da olsa bana dönme fikri var mıydı?
Boggs created this whole charade to get back at me for putting him on death row.
Boggs tüm bu kurmacayı onu idam ettireceğim için benden intikam almak için düzenledi.
Oh, I know. This is to get back at me... for that time I short-sheeted your bed in college. Is that it?
Anladım, üniversitedeyken yatağına yaptığım numaranın intikamı değil mi?
- She wants to get back at me.
- Benden öc almak istiyor.
She's just using you to get back at me.
Sadece beni etkileyebilmek için seni kullanıyor.
You're trying to get back at me'cause I didn't support you with your little stupid Christmas Day thing.
Senin o küçük, aptalca Noel planını desteklemediğim için benden öç almaya çalışıyorsun.
She is obviously only doing this to get back at me.
Ve bunu benden intikam almak için yaptığı belli.
Did you do this to get back at me for breaking your Tijuana Brass record?
Tijuana Brass plağını kırdım diye intikam almak için mi yaptın?
She's making something happen with you to get back at me.
Bana inat olsun diye seninle bir şeyler yaşamaya çalışıyor.
Ross, I am telling you, she is using you to get back at me.
Ross, bana kulak ver. Benden intikam almak için seni kullanıyor.
I'm sure he just hurt Emily to get back at me.
Sırf bana olan öfkesi yüzünden Emily'ye zarar verdiğinden eminim.
Well, when the white gentlemen stop me... I leave the horse and go walking across the back of the parish... because I'm bound to get back to Halcyon.
Beyaz bir beyefendi beni durdurduğunda atı bırakıp mahallenin arkasından karşıya doğru yürümeye devam ettim çünkü Halcyon'a geri dönmem gerekiyordu.
No! Get these off at once and come back to me.
Şunları bir an önce çıkar ve buraya gel.
If you get my claim back, Roy, turn her over to Banty and... kind of bury me at sea.
Eline geçtiginde, benim Banty'deki kazi haklarimi imzala. Beni denize atin.
And now, I want you to get that wrong number back for me at once.
Şimdi tekrar aynı yanlış numaraya hemen bağlanmak istiyorum.
Now if I was you and you was me, I'd mosey up them stairs... and I'd get a rig and drive around to the back... and wait there for both of us.
Yerinde olsam yukari çikardim. Bir at arabasi bulur, arka kapiya çeker... orada beklerdim.
You used me to get back at Lily.
Lily'i kaybetmek istemiyordun.
I thought you'd come off it for a chance to get back a bit of what you chucked at me last night.
Dün gece bana saçtığın paranın birazını... çıkarmak için fikir değiştirirsin dedim.
No I was picking up the new equipment at Key Largo. David called me, told me to come over and get you and bring you back.
David arayıp seni geri getirmemi söylediğinde buraya yeni cihazları almaya gelmiştim.
They embarrassed me to get back at you.
Size karşı beni mahcup ettiler.
When my folks left me at the orphanage 10 years ago they left a note saying they'd come back to get me.
Ailem 10 yıl önce beni yetimhaneye bıraktığında beni almaya geleceklerini söyleyen bir not bırakmışlar.
It's like they use me to get back at each other.
Beni birbirlerine karşı kullanıyorlar.
All right. Look, I admit I wanted to get back at Jane for dumping me.
Pekala, beni bıraktığı için Jane'den öç almak istediğimi itiraf ediyorum.
you can't get mad at mom and stay with me, and get mad at me and want to go back and stay with mom.
Anne'ne kızıp benimle kalamazsın, Ve bana kızıp tekrar annene geri dönüp kalamazsın.
Get back to me when you've activated the launch cycle.
Atış devrini başlattığında, bana haber ver.
You came here to look at me, to get the old scent back again, didn't you?
Beni görmeye geldiniz. - Kokuyu tekrar almak için.
At least that way if they get to me, I'll have a chance to fight back.
Eğer beni yakalarlarsa, karşı koymak için bu şekilde en azından bir şansım olur.
When he gets back and has shaken the sand out of his shoes... perhaps you could get him to call me.
Geri gelip ayakkabılarındaki kumu atınca belki beni aramasını sağlayabilirsin.
Get back to me when you've looked at it.
Baktıktan sonra bana gel.
I leaned against the car and we talked to him for a few minutes... and I told him that since he was looking for a job... and there hadn't been anybody at work... that if he wanted to stop back Monday morning... that sure, he could ride out and follow me to work... and he could talk to the boss. And he would probably get a job.
Arabaya yaslandım ve birkaç dakika sohbet ettik iş aradığını bildiğimden ve işe hiç kimsenin gelmemiş olmamasından eğer pazartesi sabahı yanıma gelirse birlikte iş yerime gidebileceğimizi ve patronla konuşabileceğini, muhtemelen de bir iş sahibi olabileceğini söyledim.
I think maybe that a lot of the things I did when I was younger... was an attempt to get back at him or something... for the way he treated me.
Sanırım küçükken yaptığım çoğu şeyi babamın bana karşı olan tavırlarını kırabilmek ve gözüne girebilmek için yapmıştım.
I figured Joel might be the one scaring everybody to get back at Carter and me.
Carter ve benden intikam almak için. Kokutanın, Joel olacağını düşünmüştüm.
Now, you just stay the course there and give your old shipmate time to get away... and I'll forget all about how you done me back there at the island.
Şimdi sen yoluna devam edip gemi arkadaşının kaçmasına izin ver ben de adada bana yaptıklarını unutayım.
Yeah, sometimes I think Charlie did it... to get back at his father and me.
Bazen Charlie'nin bizden intikam aldığını sanıyorum.
Maybe she's doing me because she wants to get back at you... for doing somebody else.
Belki benimle yatıyor, çünkü sen başkasıyla yattığın için... intikam almak istiyor.
I do know that when your father knew what was at stake, he tried to get back into the lab, steal it, and bring it to me.
Eminim ki, baban laboratuvara geri gidip onu çalarak bana getirmeyi deneyecek kadar tehlikenin farkındaydı.
You just married me to get back at him.
Benimle, sırf ondan öc almak için evlendiğini söyledi.
I'm going to kneel here, at your feet, and I'll not get up till you look back at me.
İşte burada ayaklarınıza kapanacağım, siz tekrar yüzüme bakana kadar da kalkmayacağım.
He sent me back to get it looked at.
Bakmam için geri gönderdi.
And if I don't get those medical supplies then the entire colonization schedule could be set back by at least... Listen to me!
Eğer o malzemeleri alamazsak kolonideki tüm planlamalar gecikebilir...
Take a look at the catalog and get back to me with your choice.
- Katalogdan bana ne seçtiğinizi söyleyin.
Excuse me, could we get back to the subject at hand, please?
- Konumuza geri dönebilir miyiz?
- She's come back to get at me. - Who has? Three guesses.
Çok iyi biliyorsun ki beni geri götürmeye geldi.
If you give me the freedom to get back at him then I might have a chance to get a little control over my life again.
Bana, onunla ödeşme fırsatı tanırsan hayatımın kontrolünü yeniden elime alabilirim.