To that Çeviri Türkçe
742,334 parallel translation
I'm not sure if we'll still be alive if it comes to that.
hayatta olacağımızın garantisi yok çünkü.
This only brings further credibility to that hypothesis.
Bu da varsayımımızın güvenilirliğini artırdı.
I think they all escaped, so there's that to be thankful for.
Bana sorarsanız hepsi kaçıp kurtuldu. Bu da bir şeydir sonuçta.
If this theory of yours is correct, that means your father had to be a Titan, too.
o zaman baban da Titan olmalı.
I thought I'd use this time to scavenge for something that might fill my stomach.
Ben de gecenin bu saati ortalıkta in cin top oynarken bir şeyler atıştırayım dedim.
But that doesn't mean we'll be able to help you though.
Ama yine de yardım edemeyebiliriz.
All you want to do is die in a way that makes you seem like a hero.
değil mi?
Try to remember... that promise we made training on that snowy mountain.
Hatırlamaya çalış... O karlı dağda eğitimdeyken verdiğimiz sözü hatırlamaya çalış!
If you're so eager, use that passion to change your own fate!
Madem o kadar heveslisin ; bunu kaderini değiştirmek için kullan!
I'm saying that's one hell of a power to hide.
Bizden sakladığı büyük bir gücü varmış diyorum.
Then how is it that Titans appeared on the inside of the wall? Thrown into confusion, the Scouts decide to return to
O zaman nasıl oluyor da Titanlar surun içinde beliriyorlardı? kafalarında binbir şüpheyle...
The hole will be hard to find in that case.
O zaman gediği bulmak iyice zor olur.
Our primary goal was to ensure all of humanity was wiped out, but now there's no need for that.
tüm insanlığı ortadan kaldırmak. Ama artık buna gerek kalmadı.
That it's possible they passed on that information to Annie...
o bilgiyi Eni'ye ulaştırmış olabilirler...
By itself, that's not enough to prove anything.
Ancak bu tek başına bir şeyi kanıtlamaz.
I don't recall ever seeing the pair talking to Annie that much.
O ikisini Eni ile konuşurlarken hiç görmedim.
No... Everyone, listen up! Supposing that we find Reiner or Bertholdt, act in such a way as to not reveal any suspicions.
Herkes dinlesin!... hiç şüphe çekmeyecek bir şekilde davranın.
Reiner's just really tired. Besides, if you were really the Armored Titan that wants to destroy humanity why would you be asking me this in the first place?
Reiner çok yoruldu.... neden benden böyle bir şey istiyorsun ki?
We wait for that moment to attack.
İşte o an saldırıya geçeceğiz.
Do you want to learn that badly?
Bu kadar çok mu istiyorsun öğrenmeyi?
I don't know... That move is meant to be used against humans, so I don't think you have any use for it.
Bilmem ki... insanlara karşı kullanılır.
To protect Eren through his reckless behavior... to stand proudly at his side that is, and has always been, the wish of Mikasa and Armin.
Eren'i fevri tavırlarından korumak... ve son ana dek onun yanında durmak Mikasa ile Armin'in tek arzularıdır.
I guess that's just the way things are meant to happen... for Eren at least.
Sanırım işlerin böyle olması gerekiyor Eren için.
Ever since the good old days, you two have been there to clean up the mess of that brat.
değil mi?
Until you or I show up to help. That's how Eren's always been.
Ben ya da sizler yardımına gelene kadar... değil mi?
Though, it's not like they have a way to hide the Armored Titan's footsteps, but I think that's where they're headed.
Gerçi Zırhlı Dev'in ayak izlerini saklama şansları yok ama buraya gittiklerini düşünüyorum.
Then... the villagers of Ragako were able to safely evacuate? If that's the case, then the Titans were having a field day in a completely empty village.
Ragakolular kaçabildiler mi demek oluyor bu?... bu bomboş köyde cirit atıyor olurlardı.
That's hard to believe.
Gel de inan şu işe.
That way we won't have to come here anymore.
bir daha dönmek zorunda kalmayız.
That day... was the first time I lied to myself.
O gün... kendime ilk yalanı söylemiştim.
To be honest... it wasn't all that bad.
İşin aslı... şikayetçi değildim hani.
To me, that was more precious than anything else.
Bu benim için her şeyden önemliydi.
If that's what it took to save everyone else...
Madem bu yalanla herkes kurtulacaksa...
And in that moment I made a promise to myself.
Ve o an kendime bir söz verdim.
That you were someone desperately trying to convince yourself... But you know, Christa...
Sen de çaresizce kendini kandırmaya çalışıyordun... bil ki...
That's why... I won't ask you to understand.
Bu yüzden de... anlamanı istemeyeceğim.
Just that that you give me one last time to be honest with myself.
Sadece... Sadece kendime karşı dürüst olmam için son bir şans ver.
Listen to me, Historia... Outside the walls isn't as bad as you think. Especially... because there won't be anyone saying that you're better off not being born.
Historia... sandığın kadar kötü değil.
I'm pretty sure Titans won't be saying that to me because they'll be too busy trying to eat me!
Titanların öyle demeyeceğinden eminim çünkü hepsi beni yemek isteyecek!
That's all there is to know.
Şimdilik bunu bilin yeter.
Sasha is right. You think the one who fought like a maniac to save you would do something like that? The only time Ymir ever shows some effort is when you're in trouble.
Saşa haklı.... hiç böyle bir şey yapar mı?
Even if I can somehow live through all this there's no avoiding the hell that's to come trapped inside the walls.
Buradan sağ çıkmayı başarsam bile surların içi cehenneme döndüğünde kaçacak yerim olmayacak.
Why was it you were trying to take me away? You said it was to save yourself, but was that a lie?
Beni yakalayıp götürmenin sebebinin kendini kurtarmak olduğu yalan mıydı?
If you hadn't come to bust up this wall I would've never woken up from that nightmare.
Siz bu suru yıkmasaydınız ben o kabustan hiç uyanamazdım.
With reports declaring the possibility that Wall Rose has been breached, the citizens of Wall Rose were forced to take refuge in an underground city within Wall Sina.
Sur Rose'un yarıldığı ihtimalini bildiren raporlarla birlikte Sur Rose vatandaşları Sur Sina'daki yeraltı şehrine sığınmak zorunda bırakıldılar.
Any longer than that, and people would turn on each other, stealing and killing to survive.
Bundan daha fazlasında insanların hayatta kalmak için hırsızlık yapıp birbirini öldürmeleri kaçınılmazdı.
To stop this from happening, within one week from the initial outset, authorities declared that Wall Rose was secure.
Bunu önlemek için yetkililer sorunun üstünden bir hafta geçtikten sonra Sur Rose'un güvenli olduğunu ilan ettiler.
About that, Jean and I sat down to try and figure it out.
Bu konuyu Jean'la konuşup anlamaya çalıştık.
That's what I've gotta do to atone for all those lives lost.
Bu benim tüm o hayatlar için ödemem gereken kefaret.
I got to tell Aku that jacky boy lost his sword.
Aku'ya Jacky'nin kılıcını kaybettiğini iletmem lazım.
You made me see that there's so much more to me than I knew existed.
Bana bildiklerimden çok daha fazlasının var olduğunu öğrettin.
to that end 82
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25