Togetherness Çeviri Türkçe
125 parallel translation
An inspiring example of togetherness.
Esin verici bir birliktelik.
Then we could always stay close to each other and not have to go in separate directions. Togetherness.
O zaman hep birbirimizin yakınında olur... ve ayrı yönlere gitmek zorunda kalmazdık.
Togetherness.
Birliktelik.
My non-Christian family was characterized by warmth togetherness and joy.
Hıristiyan olmayan ailem birliktelik ve sevincin sıcaklığıyla karakterizeydi.
Now don't you dig togetherness, daddy?
Bir arada olmak istemez misin, babalık?
Togetherness is just dandy, but I'd just as soon have foreverness.
Beraberlik iyi ama sonsuza kadar olanını yeğlerim.
I hadn't counted on there being quite so much togetherness.
Bu kadar kalabalık olacağını tahmin etmemiştim.
The code word will be "togetherness".
Parola "birliktelik" olacak.
"Togetherness". I got it.
"Birliktelik" Anladım.
I've never conceived of the idea of togetherness before.
Birlikteliği hiç düşünmedim. Beni heyecanlandırıyor.
Of course, but it's up to you and me to set an example... tonight, in togetherness.
Tabii ki. Ama seninle ben önayak olmalıyız bu akşam, birlikteliğimizle.
But, just a feeling of togetherness is too weak.
Ancak, sadece birliktelik hissi yetmez.
" A gift that is called many things : togetherness...
" Bir hediye ki birden çok ismi var : Beraberlik...
Lovers'lesson number two : togetherness.
Sevgililerin ikinci dersi : beraberlik.
Somewhere out there on the desert. Two young lovers are puffing their lives on the line and are defying the World in their bid for togetherness.
Orada, çölde bir yerde iki genç aşık hayatlarını ortaya koyuyor birlikte olabilmek adına dünyayı karşılarına alıyor.
Let us live together in intimate togetherness!
bizi yaşatmak samimi birliktelikle!
I'm here today to fuse it back again through togetherness.
Bugün burada yeniden birlikteliğimizin kaynaşmasını sağlayacağım.
Westerburg does not need mushy togetherness, it needs a strong leader.
Westerburg'un duygusal birlikteliğe ihtiyacı yok güçlü bir öndere ihtiyacı var.
O Lord, we thank thee for giving us one more crack at togetherness.
Tanrım, bize birliktelik adına bir tokat daha attığın için sana minnetarız.
We found each other that summer, and our togetherness made us strong.
O yaz birbirimizi bulduk ve birlikte çok güçlüydük.
Increased job satisfaction and family togetherness are poison for a purveyor of mind-numbing intoxicants.
İş başarılarının artması ve ailevi birliktelik....... insanı uçuran maddelerin satışı için tam bir zehir oldu.
There's a real sense of togetherness.
Birlikte olma hissi yaşıyoruz.
They all start out loving me, but a few years of togetherness soon cure them of that.
Hepsi başta beni sever, ama birlikte geçen birkaç yıldan sonra tedavi olmaları yakındır.
It really promotes togetherness.
Yakınlığı iyice arttırıyor.
This is the night we celebrate peace and togetherness!
Bu gece barışı ve birlikteliğimizi kutlamamız gerek!
- Oh, yes. It brings out togetherness, nursing.
Bunu yaptığım zaman, ortaya birliktelik çıkıyor, şefkat.
It's a little late for this family-togetherness crap now.
Aile bağları saçmalığı için biraz geç değilmi sence.
So they can share each others joys and sorrows in togetherness.
Bundan dolayı her sevinçleri ve üzüntüleri paylaşırlar
We two must have been blessed with togetherness only this far.
İkimizin beraberliği ancak buraya kadar kutsanmış olmalı.
All right, so we're all set for a sweet evening of sensual togetherness.
Tamam, şehvetli bir beraberlik akşamı için hazırız o halde.
Ever since Woody Allen described waving to Mia Farrow across the Park single men in Manhattan had yearned for that kind of separate togetherness.
Woody Allen parkın karşısından Mia Farrow'a nasıl el salladığını anlattığından beri Manhattan'daki erkekler öyle bir ayrı beraberliğin hasretini çeker.
I submitted "togetherness." A simple theme.
Ben "birlikteliği" teklif ettim. Basit bir konu.
Here's to togetherness!
İşte birlikteliğimiz!
Too much togetherness for you, Harry?
Bu beraberlik senin için çok mu fazla, Harry?
All this togetherness is making me sick.
Bütün bu birliktelikler beni hasta ediyor.
It might help us reach a deeper level of togetherness and you know, bring us closer together.
Daha derin bir birliktelik düzeyine ulaşmamızı ve yakınlaşmamızı sağlar.
I wish for a life endless enough to contain our togetherness
Sonsuz bir yaşam, birlikteliğimiz olsun yeter. Evet.
For carnal togetherness?
Eninde sonunda.
That desperate plea for family togetherness?
Umutsuz aile birliği savunman.
"Meant for Togetherness."
"Birlikte Olmak İçin Yaratılmak."
Togetherness is the key.
En önemlisi birliktelik.
And you were content to give lip service to all those other things... that are supposed to be part of a marriage... like affection and respect, and mutual support, and togetherness...
Ve göstermelik olarak, bir evlilikte olması gereken sevgi, saygı, karşılıklı destek ve birliktelik gibi şeyleri vermekten memnundun.
"Togetherness"!
"Birliktelik"!
You think togetherness is both of us naked in the same bed... while you grope my tits and ass and finger my cunt!
Birlikteliği, sen kıçımı ve göğüslerimi elleyip, amımı parmaklarken, aynı yatakta çıplak olmamız sanıyorsun!
It has to do with flocking, and togetherness... and, to be honest, I'm not that familiar with the particulars myself.
Toplanmayla ve birliktelikle ilgili olmalı, eğer dürüst olmak gerekirse, ayrıntılara aşina değilim.
Something as simple as holding hands could give someone a sense of togetherness.
El tutuşmak gibi basit bir şey bile insana birliktelik hissi verebilir.
Ladies, Chris and I would like you to join us on the dancefloor to help celebrate our togetherness.
Bayanlar, Chris ve ben, birlikteliğimizi kutlamak için sizleri de dans pistinde görmek istiyor.
Our togetherness today hasn't exactly been good luck.
Bugünkü birlikteliğimiz bana pek uğurlu gelmedi.
As we accomplish ultimate togetherness, we become healers of ourselves and the countless who embrace us and our message.
Nihai birlikteliği yakalarken kendi kendimizi ve bizi ve mesajımızı kucaklayan sayısız insanı iyileştiriyoruz.
He says they harm family togetherness.
Okuyorum.
It symbolizes world peace and togetherness. This float competed against hundreds from all over the country and- -
Ama izlemelisin.