Too soon Çeviri Türkçe
3,592 parallel translation
No, it's too soon, I'm afraid.
Hayır, korkarım daha çok erken.
Too soon.
Daha erken.
Spidey, might have spoke too soon.
Örümcek, fazla erken konuşuyor olabilirsin.
I went too soon, and I still can't poop right.
Ben erken çıkmıştım ve hala osurmakta güçlük çekiyorum.
♪ Made room for me ♪ ♪ It's too soon to see ♪
* Bana yer sundun ama çok erken daha *
- Too soon.
- Çok yakın...
It's too soon.
Henüz çok erken.
You put too much charcoal on too soon.
Mangal kömürünü çok erken atıyorsunuz.
And I spoke too soon.
Büyük laf ettim.
I went too soon.
Erken gitmişim.
Too soon, Dr. Wilson.
Çok erken, Dr. Wilson.
Too soon.
Çok erken.
Too soon, babe.
Çok erken, bebeğim.
But what if it's too soon to date her?
Ama ya çıkmak için daha erkense?
And I spoke too soon.
Ve ben de çok erken konuştum.
It's my job to keep an eye on you, to make sure you don't do too much, too soon, to make sure you don't break again.
Gözümü üzerinde tutmak benim görevim... çok erken zamanda çok şey yapmayasın da tekrar alt üst olmadığından emin olayım diye.
It's too soon...
Daha çok erken...
What's too soon?
Ney çok erken?
It's just happening two hundred years too soon.
İkiyüz yıl erken yaşanıyor.
- [Man] Told you it was too soon.
- Size çok erken olduğunu söylemiştim.
No, Fred. No. No, it's too soon.
Hayır Fred, hayır daha çok erken.
It's never too soon.
Hiçbir zaman erken değildir.
Too soon?
Çok mu erken oldu?
She said you wanted to get married, have kids, but, you know, it was too soon.
Evlenmek ve çocuk yapmak istediğini, ama bunun için çok erken olduğunu söyledi.
And not a minute too soon for Dalia.
Daila için de çok geçmeden.
Uh, spoke too soon.
Çok erken konuştum.
Did I speak too soon?
Yine mi erken konuştum?
It's much too soon.
Çok çabuk geldiler.
Well, it's too soon to talk about it.
- Şimdi konuşmak için biraz erken.
And a concerned mother, taken from us too soon by a terrible accident.
Korkunç bir kaza ile aramızdan çok erken ayrıldı.
It's too soon.
Çok erken.
It's too soon.
Çok çok erken.
I spoke too soon, huh?
Çok erken konuştum, ha?
Maybe she's back too soon.
Belki de çok çabuk göreve döndü.
It is too soon.
Çok erken.
Clearly, after last night, it's too soon to call it quits.
Açıkca, dün geceden sonra, bıraktım demek için çok erken.
No, but there is plenty of room for everybody, and they'd be thrilled to meet you, if that's not too much too soon?
Evet, ama eğer bunun için çok geç kalmazsak orada herkes için çok oda var ve seninle tanışmak için çok heyecanlılar.
It all seems too soon.
Hepsi çok erken görünüyor.
I am unlucky, because I was born too soon.
Ben şanssızım çünkü çok erken doğmuşum.
After all this trouble, I'd hate for our fun to be over too soon.
Tüm bu sorunlardan sonra, eğlencemizin çabuk bitmesinden nefret ederdim.
If we illuminate their operation too soon, it could trigger events by other conspirators.
Onların operasyonunu kısa zamanda aydınlatırsak, Diğer komplocular tarafından olaylar tetiklenir.
- Maybe he's rushing into something too soon.
- Bilmem. - Belki acele ettiği bir düğün falan vardır.
Still too soon.
Daha erken.
You were taken too soon, Big Lou.
Aramızdan çok erken ayrıldın, Koca Lou.
I think Sabrina left too soon.
Sanırım Sabrina çok erken ayrıldı.
I felt you look action too soon just now.
Az önce, çok erken harekete geçtin.
- It's too soon.
Bu kadar erken olur mu?
Maybe it is too soon, you know?
Belki çok erkendir.
[Laughs] And still too soon.
Hâlâ çok erken.
He's here too soon.
Buraya çok erken vakitte geldi.
And as soon as things get tough with this one, he'll split on you, too.
Ve bu seferkiyle de işler zorlaşmaya başladığı anda, seni de bırakacak. - Bay!
too soon to tell 18
soon 2051
sooner 34
soong 17
sooner than you think 21
sooner or later 669
sooner rather than later 23
sooner the better 24
soon after 36
soon enough 99
soon 2051
sooner 34
soong 17
sooner than you think 21
sooner or later 669
sooner rather than later 23
sooner the better 24
soon after 36
soon enough 99