Top of the stairs Çeviri Türkçe
249 parallel translation
First door on the left at the top of the stairs.
Merdivenlerden çıkınca soldaki ilk kapı.
And when we got to the top of the stairs, what did we find?
Peki merdivenlerin tepesine vardığımızda karşımızda ne bulmuştuk?
Second door, top of the stairs.
Merdivenleri çıkınca, ikinci kapı.
Oh, you mean those at the top of the stairs?
Ah, şu merdivenin başındakileri mi kastediyorsunuz?
Top of the stairs and the third door on the left.
Merdivenlerin sonunda, soldan üçüncü kapı.
That's right, at the top of the stairs.
Evet, en yukarıda.
Go on to the top of the stairs.
Çık yukarıya! Hadi!
I'll leave the front door unlocked, and you come straight up to the top of the stairs.
Ön kapıyı açık bırakırım. Merdivenden en yukarıya çıkarsın.
Crowe says photograph the position of the body from the top of the stairs.
Crowe, cesedin pozisyonunu yukarıdan fotoğraflamanı istiyor.
You've admitted you were quarrelling at the top of the stairs.
Merdivenlerin başında tartıştığınızı zaten kabul ettiniz.
Your room is at the top of the stairs.
- Odan, merdivenlerden çıkınca.
We tried to get back to the company, but he only made it to the top of the stairs.
Birliğe dönmeye çalışıyordu ama ancak merdivenlerin başına ulaşabildi.
- He was at the top of the stairs, huh?
- Merdivenin başındaydı, demek?
That'll be room number seven, to the right at the top of the stairs.
Merdivenleri çıkınca sağdaki yedi numaralı oda.
I used to creep to the top of the stairs to listen.
Onları dinleyebilmek için merdivenin en üst basamağına tünerdim.
I'm standing. At the top of the stairs.
En üst basamakta dikiliyorum.
Top of the stairs, first door on the right.
Üst kata çıkın. Sağdan ilk kapı.
Well. top of the stairs. number 7.
Peki, merdivenlerin sonunda, 7 numara.
There's a dress shop at the top of the stairs.
Yukarıda bir mağaza var.
- Number 7. On top of the stairs.
Merdivenlerin yukarısında.
Top of the stairs.
En yukarıda.
- Top of the stairs.
- Merdivenlerin yukarısında.
Your room is at the top of the stairs.
Odanız merdivenlerin sonunda.
Now, Mr. Clayton, right there at the top of the stairs, that's where Dudek fell.
Şimdi, Bay Clayton, tam burada merdivenlerin başında, Dudek buradan düştü.
One was in the top of the stairs e the other entered in our house.
Birisi merdivenlerin başında durdu.
"I am the toad, and I sit right at the top of the stairs."
"Ben Karakurbağa.. Merdivenlerdeyim."
And give you a push At the top of the stairs
Merdivenlerden iterim.
Top of the stairs making her entrance.
Merdivenlerin en üstünden bakışını atıyor.
- At the top of the stairs, sir.
- Teşekkürler.
Last year, for a while, I lived in one of the guest rooms... Under the top of the stairs.
Geçen yıl bir süre merdivenin altındaki misafir odalarından birinde kalmıştım.
Top of the stairs on the right.
Merdivenden çıkınca sağda.
Your room is at the top of the stairs and on to the left. Oh, I see!
Odanız, merdivenlerden çıkınca solda.
There's a jack at the top of the stairs all night long.
Merdivenlerin yukarısında bütün gece bir bekçi bekliyor.
Not bad, but the intruder might leap right on top of the stairs
Fena değil, ama hırsız atik olup.... merdivenlere çıkabilir!
If there are any, they'll be at the top of the stairs.
Eğer varsa, üst katta vardır.
At the top of the stairs is a pair of glass slippers.
Merdivenlerin üstünde bir çift cam ayakkabı.
Go through that door. Climb to the top of the stairs.
Şu kapıdan gir, yukarı git.
Room 12, top of the stairs.
Oda 12, merdivenleri çıkınca.
Put your things in the bedroom at the top of the stairs.
Merdivenlerden çıkıp, eşyalarınızı yatak odasına koyun.
It's the first door at the top of the stairs.
Merdivenlerden çıkınca ilk kapı.
Mm-mm! You go straight to the top of the stairs.
Merdivenlerle en yukarı kata çıkın.
There's a room at the top of the stairs.
Yukarıda bir oda var. Üzerini değiştirebilirsin.
Top of the stairs.
Yukarı çıkın.
It's at the top of the stairs.
Yukarı çıkın.
you didn't move again and then He stepped out into the hallway at the top of the stairs and then he saw me.
Hareketsiz kaldın ve o merdivenlerin başına geldi. Ve sonra beni gördü.
At the top of the stairs there's a place overlooking the terrace.
Merdivenin sonunda terası tepeden gören bir yer var.
Top of the stairs.
Üst katta.
Man, he sure caught a storm of lead at the top of them stairs, didn't he?
Merdivenin başına bile ulaşamadan, Almanlar delik deşik etti?
It's right up at the top of the stairs.
Merdivenden çıkacaksın.
It just means I can't climb stairs that are too steep or go to high places like the bar at the Top of the Mark.
Çok dik merdivenlere tırmanamıyorum yüksek yerlerde bulunamıyorum Mark'ın tepesindeki bar gibi.
She was running up the stairs and through the trapdoor at the top of the tower.
Merdivenleri çıkıyordu ve kulenin tepesindeki dar kapıdan çıktı.