Trades Çeviri Türkçe
556 parallel translation
Teaches trades
Esnafa eğitmenlik
You're a real jack-of-all-trades.
Senin de on parmağında on marifet var bakıyorum.
All trades are equal on this earth
Bu dünyada bütün meslekler eştir
You're like a little trades union, all of you, aren't you?
Ufak bir tacirler birliği gibisiniz, hepiniz, öyle değil mi?
Sir, I've heard they pay very high wages to people in dangerous trades.
Aslında efendim tehlikeli işlerde çalışanlara iyi para verildiğini duydum.
Yes, we can give them real work, teach them trades, produce things.
Evet onlara gerçek iş sağlayabilir, ticareti öğretebilir, üretim yapabiliriz.
It's a regular mobilization of women of all ages and trades.
Bütün yaş ve işlerden kadınların düzenli işidir.
Yes, a kind of a fixer, jack of all trades and master of none, like they say.
Evet, "10 parmağında 10 marifet var" dedikleri türden bir ustaydım.
Trades with the bandits in Mexico and the outlaws in the States.
Meksikalı haydutlarla, Amerikalı kanun kaçaklarıyla iş yapar.
Emmanuel Trades.
Emmanuel Trades.
To make some more trades.
Değiş tokuş yapmaya.
The man is a jack of all trades.
Adamın on parmağında on marifet var.
So you took out advertisements in all the trades, describing her in detail... and asking her to come back, is that right?
Sonra sen de her yere onunla ilgili afişler astın ve geri gelmesini istedin, doğru mu?
Nikko Regas is a shy, retiring bloodsucker of all trades.
Nikko Regas utangaç, emekli bir yolsuzun teki.
But the pressure of modern commerce... Is gradually pushing the independent trades out of existence.
Ama modern ticaret baskısı, varlığının dışındaki bağımsız ticareti yavaş yavaş bastırıyor.
The prostitute trades on her charms to build up a good clientele and establish lucrative conditions
Fahişe, cazibesini kullanarak, kazançlı koşullar oluşturmak ve müşteri sayısını artırmak için çalışır
The oval portrait. Raoul trades Nana
- OVAL PORTRE - RAOUL NANA'YI TAKAS EDER
That's where Jean-Louis trades his stamps.
Jean-Louis pullarını burada satar.
I changed trades.
Ben de meslek değiştirdim.
I changed trades too.
Mesela ben de meslek değiştirdim.
You don't have to look at the trades, it's in every paper.
Sadece sanat gazetelerinde değil hepsinde var.
Robbed in Los Angeles, where one trades in dreams I concealed the theft, committed by an immigrant such as I a reader of my poems as I feared the deed might be observed by... animals, let us say.
Los Angeles'taki bir hırsızlık mağduru, düşleri tamamlayan biri. Kendim gibi bir yabancı tarafından işlenen bu hırsızlığı örtbas ettim. Tüm şiirlerimi okumuş biri.
Wait, was that the picture where Jeffrey Hunter is supposed to be trading rugs and he trades for an Indian bride?
Dur, bu film Jeffrey Hunter'ın halıyı, KızıIderili gelinle takas ettiği film mi?
A man who trades with the apaches ought to be able to find their camp.
Son olarak şu kampın yerini kim biliyor?
- Byron, you see our ad in the trades?
- Byron, reklamımızı gördün mü?
Jack of all trades.
Her işi.
... the Mattei affair, comma drugs, comma corruption in the building trades, comma all under the cover of the Mafia.
Mattei ilişkisi, virgül uyuşturucu, virgül emlak ticaretindeki yozlaşma, virgül hepsi de mafya başlığının altında.
Got good reviews in the trades.
Çok önemli işler başardınız.
We're building Italy here, and the uniform makes trades easier.
Burada İtalya'yı inşa ediyoruz, ve üniforma ticareti kolaylaştırıyor.
There are lots of building trades.
Bir sürü inşaat işi var.
- I could change trades...
- Meslek değiş...
An Employer and a Trades Unionist.
Bir İşveren ve bir sendikacı.
- Our protection trades that off.
- Himayemizdeyken telafi edilebilir.
- Have you seen the trades?
- Yorumları gördün mü?
- The trades?
- Yorumlar mı?
He trades in an Olds 98 every year.
Her yıl bir 98 Olds alır.
There it trades off carbon dioxide for oxygen.
Karbondioksit ile oksijen burada yer değiştirir.
You can't believe that have had you seen how the horde trades people?
Buna inanamazsın. Horde'un bu insanlara nasıl davrandığını hiç görmedin mi?
"We need masons, electricians, all the trades."
"Bize duvar ustası, elektrikçi her tür usta lazım."
Jack-of-all-trades.
Her işin adamı.
He trades kids.
Çocuk taciri.
Trades union leaders... sporting personalities... members of the royal family.
İşçi sendikası liderleri... sporcular... kraliyet ailesi üyeleri.
Anacott trades at six.
( simsar ) Anacott altıda satılıyor.
Sometimes it seems like a bad trade... but bad trades is a part of baseball.
Bazen bu kötü bir takas gibi gözükebilir. Fakat kötü takaslar da beyzbolun bir parçasıdır.
Cinema and archeology are two separate trades.
Sinema ve arkeoloji iki farklı sanattır.
In China, we say that there is a mountain between trades.
Çin'de, sanatlar arasında dağlar kadar fark olduğu söylenir.
At the hospital, I learned lots of trades.
Hastanede ticarete ilişkin çok şey öğrendim.
"Followers of obsolete, unthinkable trades... " doodling in Etruscan...
"Var olmayan sanatın hayranları Etruscan'da amaçsızca bir şeyler karalıyorlar."
- Followers of obsolete, unthinkable trades...
- Eski moda ve olanaksız sanatın hayranları.
MR. ARCHIE HAMMER, JACK OF ALL TRADES,
İstediği her şekle sokabilir.
Highlights of that broadcast will be discussed later by Lord George-Brown, ex-foreign secretary Mr. Sven Olafson, the ex-Norwegian minister of finance Sir Charles Ollendorff, ex-chairman of the Norwegian Trades Council Mr. Hamish McLavell, the mayor of Wick the nearest large town to Norway Mrs. Betty Norday, whose name sounds remarkably like Norway Mr. Brian Waynor, whose name is an anagram of Norway Mr. and Mrs. Ford, whose name sounds like fjord of which there are a lot in Norway Ron and Christine Boslow...
İyi akşamlar Önümüzdeki seçimde Norveç'e oy vermenizi istememiz tuhaf gelebilir Ama avantajları düşünün