Tragedy Çeviri Türkçe
4,220 parallel translation
So does it mean... my family tragedy started from the tip of this sword, Master?
Yani bunun anlamı ailemin dağılmasına bu kılıcın mı sebep olduğu, usta?
But we do know that this was a crime and a tragedy.
Ama şunu biliyoruz ki bir suç işlendi ve bir trajedi gerçekleşti.
Don't you think some good should come out of that tragedy?
Sence bu trajediden güzel bir şey çıkamaz mı?
Such a tragedy.
Çok büyük bir trajedi.
You thought it was a tragedy the city was shutting down libraries.
Belediyenin kütüphaneleri kapatmasının trajedi olduğunu düşünüyordun.
I had completely repressed memory of the tragedy.
Trajedinin anılarını tamamen bastırmıştım.
- That would be a tragedy.
- Büyük bir trajedi olurdu.
It's always the revolution's tragedy.
Bu devrim trajedesidir.
Children act out a tragedy written by their parents.
çocuklar aileleri tarafından yazılmış bir trajedinin dışa vurumudur. Benim annemde yalnızdı.
The tragedy occurred by mechanical failures and human errors elementary!
Mekanik arızadan kaynaklanan bu trajediden insanlar hatalarını anladı!
I won't let that sort of tragedy happen again.
Böyle bir trajedinin tekrar yaşanmasına izin vermeyeceğim.
It seems he can't get enough of such tragedy. in order to steal Kurapika's eyes?
Bu dramın yaşanışını izlemeye de bayılır. Bu Omokage denen adam Pairo'nun kuklasını göndererek Kurapika'nın gözlerini çalmış olmalı.
A tragedy has the sweet taste of honey.
Dramda bal kadar tatlı bir lezzet vardır.
This is a fucking tragedy.
Tam bir felaket.
Do you want to know what the real tragedy is?
Asıl trajedi ne, bilmek ister misiniz?
The tragedy of dead children.
Ölü çocukların trajedisi.
Looks like we all have something to gain from this tragedy.
Öyle görünüyor ki hepimizin bu trajediden kazanacağı var.
You want to get onstage and you want to call him Tyler even though you told me you didn't know him so you can bathe in his reflected tragedy.
Sahneye çıkmak ve onu tanımadığını söylediğin halde ona Tyler diye hitap etmek istiyorsun. Sırf onun trajedisinden faydalanabilmek için.
What happened to your father is nothing short of a tragedy, but we cannot dwell on the past forever.
Babanın başına gelenler oldukça üzücüydü fakat geçmişe takılıp kalamayız.
What a tragedy
Ne üzücü.
This was a very high profile tragedy.
Çok büyük bir trajediydi.
We have had enough tragedy.
Yeterince trajedi yaşamıştık.
They had so much tragedy in their life with their dad and... Her husband, and then this thing creeps in and takes over.
Babalarının ve kocalarının ölümü ile büyük üzüntü yaşamışlardı zaten bir de bu korkunç şeyler ortaya çıktı.
It'll be a tragedy for this country.
Aksi takdirde ülkenin sonu olabilir.
That's a tragedy I'm being paid not to care about.
Tam bir trajedi ama bana bunları umursamamam için para veriyorlar.
I won't let a tragedy like that happen again.
Bir daha aynı trajedinin olmasına izin vermeyeceğim.
We must avert a second tragedy.
İkinci bir felaketi önlemek zorundayız!
We're all the losers in this tragedy. Hey!
Bu trajedide hepimiz kaybedenleriz.
Our thoughts are with the families and friends... of all those who have been affected by this appalling tragedy.
Kalbimiz bu trajediden etkilenen bütün ailelerle ve dostlarla birlikte.
He killed those people and himself, and it was a tragedy.
O insanları, sonrasında da kendi canına kıydı. Yaşanan olaylar şanssızlıktan ibaretti.
When one man dies it's a tragedy, when millions die, it's a statistic.
Bir kişinin ölümü trajedidir milyonlarcası ölürse istatistik olur.
And that would indeed be a tragedy.
Ve bu gerçekten de trajedi olurdu.
But if there is a crumb of solace to be taken from this tragedy, it is the knowledge that there is nothing any of us, any of us, could have done.
Ama bu trajediden çıkacak bir teselli varsa o da hiçbirimizi, hiçbirimizin elinden bir şey gelmeyeceğini bilmektir.
Egill was a spirited man and an ambitious man and a man with a knack for engines, as we all know his sudden departure is not only a great tragedy for his family and children but a great loss for all of us here in the valley.
Egill cesur bir adamdı ve hırslı bir adam ve hepimizin bildiği gibi motorlara kafayı takmış biri Onun bu ani gidişi sadece ailesi ve çocukları için büyük bir trajedi değil bu vadide yaşayan hepimiz için büyük bir kayıp
I will be doing everything in my power to atone for my family's culpability in this tragedy.
Ailemin bu trajedideki günahlarını affettirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım.
But it's also a way of repressing the tragedy.
Ancak bu da acıyı bastırma yöntemlerinden biridir.
But it's my experience that it will take a very long time and that Signe won't recover in a near future from the tragedy.
Fakat deneyimlerime dayanarak söylüyorum. Signe'nin iyileşip yakın bir gelecekte bu trajediyi atlatması söz konusu değil.
- Because of our tragedy.
- Başımıza gelenler yüzünden.
Of course it was a terrible tragedy.
Tabii ki çok üzücü bir trajedi.
To start with... instead of an umpteenth account of family trauma and personal tragedy, invent a landscape and tell me, "That's my mother."
Evet, başlangıç olarak ailesel travmaları ve kişisel üzüntüleri bir kenara bırakarak kendinize bir kaçış yeri yaratın ve "işte bu benim annem" deyin.
It's such a tragedy, you not being able to get your drinking and abusive behavior under control.
Bu içmene çözüm bulamamanın ve saldırgan davranışlarını kontrol edememenin yarattığı acı son.
My father always said that you can only truly count on family in times of tragedy.
Babam trajedi zamanlarında her zaman sadece aileye gerçekten güvenebileceğimi söylerdi.
They'll call this a-a tragedy.
Buna elim bir olaydı diyecekler.
You know, Greek tragedy stuff.
Yunan trajedisi saçmalıkları işte.
It's a terrible tragedy, what happened.
Olanlar çok kötü olaylar.
It wouldn't be the first time we lied to the police after a family tragedy, now, would it, Jack?
Yaşadığımız aile faciasından beri polise söylediğimiz ilk yalan olmayacak değil mi Jack?
I give you the tragedy of Juliet And Romeo.
Sizlere Juliet ve Romeo'nun trajedisini sunuyorum.
- What a tragedy.
- Ne trajedi ama!
That's the tragedy.
Tam bir trajedi.
Tragedy tonight
Trajedi bu gece...
No... Pairo really escaped that tragedy... - Wrong! he wouldn't do something this cruel!
Yoksa Pairo o faciadan kurtulup da...