Triangle Çeviri Türkçe
1,351 parallel translation
I told him the air force lost a flying saucer in the Bermuda Triangle, and that I could recover it for him.
Ona hava kuvvetlerinin Bermuda Şeytan Üçgeni'nde uçan daire kaybettiğini ve onu çıkartabileceğimi söyledim.
The crazy love-triangle murders?
Kız arkadaşını ve onun aşığını öldüren deli mi?
You've got the triangle.
Üç kişiyi buldun.
You're creating another triangle :
Yeni bir üçgen yaratıyorsun :
It's not an obstacle, it's the second triangle.
İkinci üçgen konusunda haklıydın.
This is the triangle heating up.
Burada bir aşk üçgeni gelişiyor.
That's exactly the point. If he's crazy about one, but lukewarm about the other, where's your triangle?
Eğer biri için deli oluyor, diğerinden sadece hoşlanıyorsa, aşk üçgeni nerede kalır?
Listen... your triangle concept... it's great.
Dinle, üçleme kavramın çok güzel.
A love triangle.
Üçgenleri severim.
Triangle heads - those you gotta be careful of.
Üçgen kafalılar, onlara dikkat etmelisiniz.
It has a yellow-green triangle with white spots.
İçinde sarı lacivert üçgenle beyaz yıldızlar var.
And a triangle with the letter P.
P alfabeli bir üçgen mektupta yazılı.
An equilateral triangle.
Bir eşkenar üçgen.
Hexagon, triangle, square, pentagon...
Altıgen, üçgen, kare, pentagon...
This is what we call "completing the triangle."
Biz buna tamamlayıcı üçgen diyoruz.
Well, we have two parts of the fire triangle.
Yangın üçgenimizin iki kenarı mevcut :
I mean, the eternal triangle, it's based on actual events?
Ebedi üçgenimiz, gerçek olaylar üzerine kurulu.
I'd be there one day, she'll have me tutoring the slow kids on the triangle.
Döner dönmez annem bana geri zekâlı çocuklara üçgenle ders verdirecek.
The triangle we had all tried so hard to put to rest had come back to haunt us.
Kırmaya çalıştığımız üçlü döngü tekrar karşımıza çıkmıştı.
Sounds like you're talking about the Bermuda Triangle.
Bermuda Üçgeninden bahsediyormuşsunuz gibi.
I'm thinking triangle pattern, 20-to-1 optical zoom lens on each one...
Üç açılı görüntüleme, her birine 20'ye 1 optik zoom mercek...
Tell that to the brave crew of the S.S. Triangle.
Gel de bunu cesur S.S. Üçgen çetesine anlat.
I'm flattered and all, but I ain't interested in getting involved in an amateur triangle.
Memnun oldum ama amatör bir üçgene... katılmak ilgimi çekmiyor.
Both feet must remain in the triangle at all times.
İki ayak da devamlı üçgenin içinde kalmalı.
You're just like a triangle.
Sen bir üçgensin.
Why are you a triangle?
Neden üçgensin?
Because I am a triangle?
Çünkü bir üçgen olduğum için mi?
God, its a love triangle!
Tanrım, bu bir aşk üçgeni!
The sum of the internal angles of a triangle is always 18O.
Üçgenin iç açıları toplamı her zaman 180'dir.
Or sown a pink triangle to their jackets
Ya da üstlerine pembe üçgen arması yapıştırabilirlerdi.
I got caught in a love triangle.
Bir aşk üçgeninde kaldım.
Lowlifes that crawl in and out of the golden triangle are a dime a dozen. You go after our family, you got a headline crime.
Altın Üçgen haydut kaynıyorken siz manşetlere çıkmak için ailemin peşine düşüyorsunuz.
What are the chances of drug dealer from the golden triangle being on AFIS? Good.
Altın Üçgen'den gelme bir uyuşturucu satıcısına ait izin veri tabanında bulunması ihtimali ne kadar?
Yes, except for the fact that somebody sent him into Golden Triangle to buy Oxy and he got killed for it.
Bir gün bu koltuğa onun oturacağına inanıyordum. Ama maalesef biri onu Altın Üçgen'e gönderip ölümüne sebep olmuş.
I always send Mike to the Triangle with cash
Bir de şöyle ifade edeyim : Mike'ı Altın Üçgen'e daima nakit parayla gönderirdim.
- Josh, Jim, is obstructing a murder investigation, and I need his note from his Golden Triangle story.
Josh cinayet soruşturmasına engel oluyor. Altın Üçgen haberinin notlarını almak istiyorum.
A way for politicians to explain all the violence they can't control in Miami. The Golden Triangle.
Siyasetçiler Miami'deki kontrol altına alamadıkları şiddetten dolayı onları suçlarlardı.
Somebody killed her last night in the Golden Triangle.
Dün Altın Üçgen'de biri onu öldürdü.
Yes. I understand that you did some time for selling meth in the Golden Triangle.
Orada meth sattığın için hapis yatmışsın.
There was no love triangle before Greg died.
Greg ölmeden önce ortada bir aşk üçgeni yoktu.
I was visiting Richard one day, and he stepped out... and Emily lit a cigarette and did the triangle thing with her thigh...
Evet, Richard'ı ziyarete gitmiştim. Odadan çıkınca Emily geldi. Sigara yaktı ve kalçasıyla üçgen hareketini yaptı.
It's shaped like a triangle.
Üçgene benziyor.
The square of the hypotenuse side of a right triangle is equal to the sum of the squares on the other two sides.
Doğru bir üçgenin hipotenüsünün karesi eşittir diğer iki kenarın kareleri toplamı.
There are three sides to the triangle, see?
Üçgenin üç tarafı var, gördün mü?
Three points of a triangle.
Üçgenin üç köşesi.
A little Mohawk, a little triangle.
- Evet, neden bahsettiğimi anlamışsındır.
It all went to the Chinese in the triangle.
ben çin üçgenine girmek istediğim için kuzeydeki tüm gücünü kaybettin.
Sordid love-triangle ways.
Aşk üçgenimizi devam ettirelim.
- And the triangle becomes a square.
- Ve üçgenimiz, dörtgen oldu.
Look what they've done to my triangle.
Üçgenime yaptıklarına bakın.
Triangle
Üçgen!