Types Çeviri Türkçe
2,864 parallel translation
You're one of those honourable types.
O onurlu tiplerdensin.
Maybe he's one of those eccentric rich types.
Belki de o da garip zengin tiplerinden biriydi.
There are many types of fighters in the world.
Dünyada birçok farklı dövüşçü vardır.
These types of bombs are designed to be used together.
Bu tip bombalar birlikte kullanılır.
Does it look like I'm going around trying to bed a bunch of blond desperate-housewife types?
Bir kaç umutsuz sarışın ev kadınını yatağa atmaya çalışan bir tipe mi benziyorum?
Because we know you types are all about sincerity.
Çünkü biliyoruz ki sizin gibiler içtenliği çok umursar.
You got your artist types, people uptown.
Oyuncu tipler var, zenginler.
There's all different types.
Farklı çeşitleri var.
Who can name the three types of rocks?
Üç tane kaya ismi kim söyleyebilir?
Women love the swarthy types.
Kadınlar esmer tipleri severler.
DEEPAK SHIMKADA : In the Mahabharata, 46 different types of weapon are described.
Mahabharata'da kırkaltı çeşit silah tanımlanmıştır.
SHIMKADA : In the Mahabharata, 46 different types of weapon are described, and each one has a specific function.
Mahabharata'da, 46 farklı çeşit silah tanımlanmıştır herbirinin farklı bir fonksiyonu vardır.
Sort of gelled permed hair types.
Jöleli, permalı saçlı tipler.
Full despo types i mean... i don't know them at all!
Gereksiz tipler Yani.. Kimseyi tanımıyorum!
You know, actor-types.
Bilirsin, aktör tipler.
Why do you think those Hollywood types are always hugging everybody, right?
Hollywood'dakilerin neden herkesle sarıldığını sanıyorsun? değil mi?
Make-up artists came up with new types of foundation and eyelash and look.
Makyajcılar yeni fondötenler, kirpikler ve bakışlar kurgulardı.
Okay, but the odds of finding four disparate personality types willing to participate in a murder this brutal are very remote.
Tamam ama birbirinden farklı dört karakterin bu seviyede canice bir cinayeti ortaklaşa işleyebileceği ihtimali çok uzak görünüyor.
The bathroom also tested positive for five different types of pathogenic bacteria.
Tuvaletten alınan örneklerde beş farklı tipte patojen bakteri saptandı.
In various places around the world, in ancient sacred places they always show certain types of magnetic anomalies.
Dünyadaki farklı, çeşitli yerlerde, antik kutsal yerlerde belirli tip manyetip anomaliler gösteriyorlar.
But it also helped to standardize films into types, with recognizable stories, styles and pleasures.
Ama filmleri ; öykü, tarz ve verdiği haza göre sınıflara ayırdı.
So I found two types of blood on Foster's torso.
Foster'ın gövdesinde iki farklı kan grubuna rastladım.
I can't even believe he types those words, let alone does those things.
Bırak yapmayı, o şeyleri yazabildiğine bile inanamıyorum.
And in the 1990s Michael Mann's film Heat, influenced by pop videos, used the newest types of long lens to create focus so shallow that the lights behind al Pacino in this shoot out became dreamy blobs.
Michael Mann, 1990 yapımı "Büyük Hesaplaşma" sında pop videolarından etkilenir ve yeni tip ırak mercekler kullanır. Böylece odak alanı öyle daralır ki, Al Pacino'nun arkasındaki ışıklar düşsü lekelere dönüşür.
Double Indemnity was co-written by Raymond Chandler who, along with Dashiel Hammett, created the character types and situations of noir.
"Çifte Tazminat" ı yazan Raymond Chandler ve Dashiel Hammett kara filmin karakter tiplemelerini ve temalarını şekillendirir.
Steamroller types like that, they don't let anybody get in their way.
Onun gibi ezici tipler yollarına kimsenin çıkmasını istemezler.
Blood types don't match...
Kanları uyuşmadı.
Yeah, I don't know what happened to this guy, but I am seeing dozens of different types of organic and inorganic matter here.
Evet, bu adama ne oldu bilmiyorum ama burada düzinelerce farklı türlerde organik ve inorganik madde görüyorum.
Well, like with any subculture, storm chasing attracts a variety of distinct personality types.
Her alt kültürde olduğu gibi fırtına avcılığı da belirgin karakter tiplerinin ilgisini çekiyor.
Paul's body carried two types of D.N.A.... his and yours.
Paul'ün vücudu iki çeşit D.N.A. taşıyordu onunki ve seninki.
So he has two types of people inside of him.
Demek ki onun içinde iki tür insan var. Demek içinde iki farklı kişilik var.
It includes wheat and rye and barley, all of the cereal crops are types of grass.
Buğday, çavdar, arpa ve tüm tahıl ürünleri bu çimen türlerinden.
The new American cinema, as it came to be called, fell into three separate types :
Yeni Amerikan Sineması denen bu sinemada, üç akım vardı.
There were part of us who got into films as a reaction to some of what Hollywood was making, all the stereo types and things like that, you know?
Kimimiz, Hollywood'un yaptığı şeylere o basmakalıp şeylere bir tepki olarak film işine girdi.
It's a skill of the studious types.
Böyle çalışkan öküzlerde bir yetenek hâline gelmiştir bu.
Yeah, I am that. I drive a town car for U.N. types, foreign diplomats.
Evet, ben yabancı diplomatları gezdirmek için B.M. adına şoförlük yapıyorum.
I am so many types of bitches, I've lost count.
O kadar çok kaltaklığım var ki sayısını unuttum.
I am so many types of bitches, I've lost count.
O kadar çok kaltaklığım var ki sayısını unuttum.
The manifesto said that there are three types of film.
Manifestoya göre üç tür film vardı.
The result was exciting. The joy of discovery. New types of African symbolism and storytelling.
Sonuçta heyecan verici, keşfetmenin zevkiyle dolu yeni bir tür Afrika sembolizmi ve öykü anlatıcılığı ortaya çıkar.
She turns all the kids at school into different types of animals.
Okuldaki tüm çocukları farklı hayvanlara dönüştürmüş.
My father always tried to explain to me why you CIA types didn't carry guns.
Babam CIA elemanlarının neden silah taşımadıklarını bana açıklamaya çalışır dururdu.
Maybe baby boomers had tired of activism, of change, of new types of art and wanted to switch off for a bit.
Savaş sonrası çocukları, eylemcilikten, değişimden, yeni sanat türlerinden artık sıkılmıştır belki ve şalteri biraz indirmek istemektedir.
He realised that he would be singing different types of music,
Meslek hayatının büyük kısmında söylediği gençliğe yönelik
Whereas Maoist films were about patriotic and exemplary types, the 5th Generation were challenging their times by making movies about individual psychology.
Maocu filmler vatanseverlik ve örnek insanlar hakkındayken 5. Nesil, bireysel psikoloji hakkında filmler yaparak meydan okur.
So, these types of rugs that are woven with this knot are generally...
Yani, bu tip halılar genellikle bu türden bir şişle dokunuyor ve...
Those banks use several types of codes 274 00 : 22 : 07,167 - - 00 : 22 : 09,476 The keys look like eachother but not the codes monsieur Dréan.
Bu bankalar değişik türde kodlar kullanır. Farkı yaratan da bu, Bay Dréan.
What they were singularly focused on was the engagement of as many human beings as possible, from as many types of humanity, to be moved and touched by story. To deliver a big idea, a big idea through an emotional experience.
Temel olarak odaklandıkları şey farklı farklı toplumlardan olabildiğince çok insanı öyküyle etkileyebilmek, duygulandırabilmek duygusal bir deneyimle muhteşem bir fikri verebilmektir.
We never really know until we dive, what's going to be there, because the cyanobacteria bloom and they die away, and so conditions change so rapidly that we can never be 100 % certain we will find specific types of the bacteria.
Dalana kadar ne olacağını hiçbir zaman tam anlamıyla bilmiyoruz. Çünkü siyanobakteriler gelişirler ve yitip giderler ve şartlar belirli bir bakteri türünü bulacağımızdan asla % 100 emin olamayacağımız şekilde çok hızlı değişir.
For every litre of seawater, there are 20.000 types of bacteria.
Deniz suyunun her bir litresinde 20.000 bakteri türü var.
There are two types of people.
İki tür insan vardır.