Ugo Çeviri Türkçe
126 parallel translation
Ugo?
Ugo mu?
Did Ugo tell you about me?
Ugo benden bahsetti mi sana?
I knew he was married... but not to whom.
Ugo'nun evli olduğunu biliyordum ama kiminle olduğunu bilmiyordum.
Please, Ugo, let's go!
Lütfen Ugo, gidelim.
Forgive me, Ugo.
Bağışla beni Ugo.
I swear it, Ugo.
Yemin ederim Ugo.
Had Ugo looked at me the way you do, he'd have found out a lot.
Ugo bana senin baktığın şekilde baksa hakkımda bir sürü şey öğrenirdi.
Not even Ugo knows.
Bunu Ugo bile bilmiyor.
Ugo de Bouillon, my lord.
Hugo de Bouillion, Lordum.
But Ugo... if you want to become mad believe me... you have to return to the factory
Ama Ugo eğer benim gibi delirmek istiyorsan inan bana, fabrikaya geri dönmelisin
Ugo, what a coincidence!
Ugo, bu ne tesadüf!
Nicola, Pasquale... this is Ugo.
Nicola, Pasquale... bu Ugo.
Ugo Piazza.
Ugo Piazza.
Didn't you like it, Ugo?
Severdin değil mi, Ugo?
Right, Ugo?
Değil mi, Ugo?
Ugo... there's no way out.
Ugo... çıkış yolun yok.
See you later, Ugo.
Sonra görüşürüz, Ugo.
Commissioner, it's Ugo Piazza.
Komiser, Piazza burada.
This is Ugo Piazza, an repeat offender.
Bu Ugo Piazza, azılı bir suçlu.
Be careful... this stuff isn't mine, yours or even Ugo's!
Dikkatli ol... Bu eşyalar senin, benim ya da Ugo'nun değil.
See, Ugo?
Görüyor musun, Ugo?
As soon as Ugo realises he's wrong, he'll pull out the money.
Ugo dışarı çıkar çıkmaz yanlışından döner ve parayı ortaya çıkarır.
It's really you!
Ugo! Sensin!
Ugo, come in here.
Ugo, içeri gel.
How are you, Ugo?
Nasılsın, Ugo?
Ugo's here.
Ugo burada.
Listen up, Ugo.
Dinle, Ugo.
Pasquale, Franceschino... and you, Ugo.
Pasquale, Franceschino ve sen, Ugo.
Ugo, I tip my hat to you.
Ugo, sana şapka çıkarıyorum.
Ugo?
Ugo?
You can't backstab someone like Ugo Piazza!
Ugo Piazza gibi birine kalleşlik yapamazsın!
You'd better not even touch someone like Ugo Piazza!
Ugo Piazza gibi birine dokunamazsın!
Don't even go near someone like Ugo Piazza!
Ugo Piazza gibi birinin yanına yaklaşamazsın!
When you see someone like Ugo Piazza, you'd better tip your hat!
Ugo Piazza gibi birini gördüğünde, önünde şapka çıkarırsın!
This is Ugo.
Bu Ugo.
Don't be vulgar, Ugo.
Terbiyesizleşme Ugo.
My friend Ugo.
Arkadaşım Ugo.
Ugo, time to go to the kitchen.
Ugo, mutfağa gitme zamanı geldi.
Ugo made it.
Ugo yaptı onu.
At my command, Ugo!
Benim emrimde, Ugo!
Ugo, you know my friend.
Ugo, arkadaşımı biliyorsun.
It lacks butter, Ugo.
Tereyağı eksik, Ugo.
It was a very delicate idea of Ugo's.
Bu Ugo'nun çok zarif bir fikriydi.
Ugo, why didn't you put in any stuffing?
Ugo, Niçin onun içini hiç doldurmadın?
I'm afraid Ugo's a trifle sick.
Korkarım Ugo biraz hasta.
No, I'll stay here with Ugo.
Hayır, ben burada Ugo ile kalacağım.
Ugo's got to stop eating.
Ugo yemeyi kesmeli.
Ugo is old enough to know what he's doing.
Ugo ne yaptığını anlamak için yeterince tecrübeli.
I'm heating you some water, Ugo.
Sana biraz su ısıtıyorum Ugo.
What do we do with Ugo?
Ugo'yu ne yapacağız?
Did Ugo tell you... about the accident? Be honest.
Dürüst ol.