Uman Çeviri Türkçe
77 parallel translation
I'm the one who hopes to become a famous professor.
Ünlü bir profesör olmayı uman kişi benim.
Be'uman, Governor.
Biraz insan ol patron.
The new reporter, she hopes.
Yeni muhabiriniz olmayı uman bir bayan.
The Soviet Union has protested strongly to the United States about dangerous provocations by American ships in the Gulf of Oman.
Sovyetler Birliği, tehlikeli provokasyon olarak nitelendirdiği Uman Körfezindeki... Amerikan gemileri konusunda Birleşik Devletleri sert bir şekilde protesto etti.
"God waits like a beggar standing still... "... before someone he hopes will give him some bread
" Tanrı, birisinin kendine bir ekmek parçası vermesini uman bir dilenci gibi kımıldamadan bekler.
A life that came to me to be saved!
Kurtulmak için benden medet uman bir insanın!
Some people who expect an emotional response often find Vulcans cold, when they're merely being...
Duygusal tepki uman bazı insanlar... genelde Vulkanlıları soğuk bulur, aslında onlar sadece...
And you can think of the beam as a gigantic searchlight, beamed out from space and signalling from our planet, in the hope that somebody else on another world will pick up the message.
Ve ışığı ; uzaydan ışınlanmış ve mesajı bir başka gezegenin alacağını uman dünyamızdan sinyal gönderen, dev bir projektör gibi düşünebilirsiniz.
See, you actually think you're doing a service for this country every time you refuse one of these guys an operation.
Herhalde buradan ufacık bir medet uman hastaları insafsızca reddetmekle, kamu hizmeti yaptığını düşünmüyorsun?
It feels strange to be confessing this... to someone who's hoping he'll be the one.
O kişinin kendisi olacağını uman birine bunu itiraf etmek tuhaf geliyor.
I'm alright till I start thinking about these people. Depending on me for their cheques, hoping I don't deliver them a bill from the IRS, or a kiss-off from a girlfriend, or a jury-duty notice.
İşsizlik çekini bekleyen, vergi dairesinden mektup getirmeyeceğimi uman, onları terkeden sevgiliden mektup getirmemi bekleyen insanları düşündükçe keçileri kaçırıyorum.
You know, Niles, for a separated couple still hoping to reconcile, I'm afraid you're going down a path that- -
Niles yeniden birleşmeyi uman ayrı bir çift olarak, korkarım gittiğiniz bu yol...
Of some way, Colin it is a paper in target.. hoping to be colored by that they surround it.
Colin temiz bir kağıt gibi... renklendirilmeyi uman bir kağıt.
What your faith in me
Nick profesyonel bir çellocu oldu. Lexi de tıp fakültesine kabul edildi. Daha çok çocuğa ulaşmayı uman Opus 118 yapılan bağışlarla yaşıyor.
24 years ago, during the economic crisis. I lived through 1 848, and what's going on now reminds me of that period.
Belediye Binasında bir toplantı binası uman yüzlerce kadın var.
"ONE WHO SEEKS FAVOUR BY FLATTERY."
"İltifatla çıkar uman kişi"
Maybe you want to call me a name like tramp, ho or slesident, which is half slut, half resident.
Belki de bana sadece isimler tak sürtük gibi yada manukyan gibi. Ki bu da az kaltak az uman demek oluyor
The lazy ones, who live with their mother and expect you to pick up the check.
Senin derleyip toplayacagını uman ve anneleriyle yaşayan tembeller.
CARTER REAFFIRMS HIS H UMAN RIGHTS POLIC Y
CARTER İNSAN HAKLARI KANUNU YENİDEN ONAYLADI
We're all aware of the troubled among us... attention seekers and outright criminals who have attempted to fabricate stories... and cash in on this alien visitation.
Hepimiz aramızdaki sorunluları biliriz... dikkat çekmek isteyen, öyküler yazma girişiminde bulunan ve bu uzaylı ziyaretinden para kazanmayı uman talihsiz suçluların.
'Uman'elp Chaka.
"İnsan Chaka'ya yardım."
Chaka'elp'uman.
"Chaka insana yardım."
'Uman tatack?
"İnsan saldırı?"
'Uman tatack.
"İnsan saldırı."
Because if we don't come to some sort of agreement,'uman Zo... relocate you.
Eğer bir çeşit anlaşma yapamazsak, insanlar sizi başka yere gönderecek.
A king. And worthy, I hope, of a queen.
Bir kraliçeye layık olduğunu uman bir kral.
All us peasants can do is put up with it.
Buna tahammül etmeyi uman köylüler için başka yolu yok.
Hoping someone will come for them.
Birilerinin onlar için geleceğini uman askerler.
It's true for writers, too who hope to create something lasting.
Bu yazarlar için de doğru yaşayacak bir şeyler yaratmayı uman.
I am just a beggar... I need the people on the street.
Ben sokakta insanlardan medet uman bir serseriyim.
Maybe you know us as the... people whose dreams you're trying to flush down the toilet.
Belki sen bizi... ( ilaçların üstüne ) sifonu çekmeni uman insanlar olarak tanıyorsundur.
"There's a part of me that hopes you never read this."
"Bunu hiç okumamış olmanı uman bir yanım var."
She'll just think that she's the new girl... hoping to make friends.
Sadece yeni arkadaşlar edinmeyi uman yeni öğrenci olduğunu düşünecek.
Two kids fishing off Battery Park got a little turf with their surf.
Battery Park'da balık tutmayı uman çocuklar ağlarında bunu bulmuş.
H uman motivation is far more complex.
İnsan motivasyonu biraz daha karmaşıktır.
As if I could possibly be interested in every uncouth merchant and farmer who aspires to become a marquis.
Sanki benim Marki olmayı uman her tüccar ve çiftçiye ilgi duymama imkan varmış gibi.
Guess I wasn't the only one hoping to get lucky.
Tek uman ben değilmişim galiba.
I still see them- - all those helpless women, in over their heads, hoping someone will find them and rescue them.
Hala onları görüyorum tüm o çaresiz kadınları, güçleri yetmediğinde birinin onları bulup kurtarmalarını uman kadınları.
Because I see children crawling into ovens, hoping to see dinosaurs.
Çünkü, fırınların etrafında dolaşıp dinozor görmeyi uman çocuklar görüyorum.
I am the same woman who has been hoping, longing, praying to make you happy.
Seni mutlu etmeyi uman, isteyen, dua eden aynı kadınım ben.
UMAN
UMAN
Dealing with Chaz was going to have to wait... because there was an entire room of kids hoping there was more to space camp than watching a drunk astronaut battle with gravity.
Chaz'le anlaşmamız beklemek zorundaydı çünkü uzay kampında, sarhoş bir astronotun ciddiyetle olan kavgasından daha fazlasını görmeyi uman bir oda dolusu çocuk vardı.
Pretending to have fun with the others will only wear me out.
Herkesin eğlenmesini uman biri olmak bana hiç uymuyor.
But all eyes are on visitor high commander Anna, who has unexpectedly shown up, amidst opposition, hoping to present their advanced technology own as blue energy as a gift at today's roundtable discussion in Geneva.
Ancak tüm gözler, tüm karşıt görüşlere rağmen beklenmedik bir şekilde toplantıya gelip Cenevre'deki günün yuvarlak masa toplantısında mavi enerji olarak adlandırdıkları hediyeyi takdim etmeyi uman Ziyaretçilerin başkomutanı Anna'nın üzerinde.
Maybe somebody else there looking to kill.
Belki de onu öldürmeyi uman biri koydu.
A famous Roman Catholic pilgrimage site, Lourdes is the focal point of millions of people hoping for their own miracle.
Meşhur Roma Katolik Hacı bölgesi, Lourdes, kendi kişisel mucizelerini uman... milyonlarca insan için bir odak merkezi.
Sure, we could fight against my grandpa's siblings who opposed my being CEO of the department store and against the investors who expect my marriage to be like business MA and the many shareholders and against my Mom who will hurt you.
Elbette bu durumda mağazanın CEO'su olmama karşı çıkan büyükbabamın kardeşleriyle evliliğimin iş anlaşması olmasını uman yatırımcılarla birçok ortakla ve seni incitecek annemle savaşmak durumunda kalabiliriz.
The Colonna family and the Orsini family, each hoping to name the next Pontiff, will seize the bridges, the roads, the fortresses which surround us.
Gelecek papanın kendilerinden çıkmasını uman Colonna ve Orsini Haneleri çevremizdeki köprülere, yollara, kalelere el koyacak.
But he had to be taught.
Kabul edilmeyi uman bir beyefendi taklidiyle buraya gelmişti.
Unas, Kor Asek, A Chaka, A'uman. - Ska nat Te.
Doğru.
Weren't you the one hoping for dead bodies?
Ceset bulmayı uman sen değil miydin?