Unbutton Çeviri Türkçe
184 parallel translation
I'm talking about a white shirt, a shirt without a spot, without any holes... that won't fall apart when you unbutton your coat.
Lekesiz, deliksiz ve ceketimi çıkarttığımda elimde kalmayacak beyaz bir gömlekten bahsediyorum.
Get me out and I'll unbutton my puss and shoot the works.
Beni buradan çıkar da bildiklerimi öteyim.
Here, unbutton that shirt.
Bunun düğmelerini aç.
This reminds me of the day we first met on the top of the hill... when you wouldn't let me unbutton the top button of your blouse.
Bu bana tepedeki ilk buluşmamızı hatırlattı... Bluzunun üst düğmesini açtırmamıştın.
- Unbutton your dress.
- Bluzünün düğmelerini aç.
Kissing in the alley fingers so cold you can't unbutton her blouse.
Sevgilinle sokakta öpüşmeler hava o kadar soğuktur ki ellerin donar, bluzun düğmelerini açamazsın.
And you'll get old, I'll be old and we'll sit here together, you and I. And we'll drink and we'll eat and we'll unbutton the tops of our trousers and we'll take a nap, right here, side by side, a little nap.
Sen yaşlanırsın, ben yaşlanırım burada otururuz ikimiz yeriz, içeriz pantalonlarımızın üst düğmelerini açarız şöyle bir kestiririz hemen şurada, yan yana, ufak bir şekerleme.
Unbutton his shirt.
Gömleğini çıkarın.
" Too many buttons to button-up and unbutton...
" Bu kadar fazla düğmeyi iliklemek ve çözmek...
Unbutton your shirt, Joey.
Gömleğini aç, Joey.
Unbutton your shirt
Gömleğinin düğmelerini aç.
- Unbutton your ears.
- Kulaklarını iyice aç.
Unbutton your shirt.
Kazağının düğmesi açılmış.
You forgot to unbutton your fly!
Düğmelerini çözmeyi unuttun.
- Honey, unbutton that top button.
- Hayatım, en üstteki düğmeyi aç.
It is necessary to unbutton the collar of his shirt
Gömleğinin yaka düğmesini çözmek gerek
You can unbutton your coat, Mr. Williams.
Ceketinizin düğmelerini açabilirsiniz, Bay Williams.
I know they're hard to unbutton.
Düğmeleri açmak zor biliyorum.
Unbutton me at the back.
Arkamdaki düğmeleri aç.
He'd unbutton my blouse... and then... and then...
Bluzumun düğmelerini açar sonra da sonra da...
- Unbutton that.
- Şu düğmeyi çıkar.
Unbutton that button.
Şu düğmeyi aç.
I got to unbutton unbuttoning your blouse.
Bluzunun üst düğmesini açmaya başladım.
- I don't unbutton my top collar- -
- Yaka düğmemi açmam ki. Öyle mi?
I can't even unbutton my sweater.
Süveterimi bile ilikleyemiyorum.
All right, lads, unbutton your muftis.
Pekala, delikanlılar, pantolonlarınızın düğmesini çözün.
Unbutton me.
Düğmelerimi çöz.
Unbutton me!
Düğmelerimi çöz!
Unbutton me!
Çöz düğmelerimi!
Unbutton your shirt.
Düğmelerini aç.
Unbutton my shirt.
Gömleğimin düğmelerini çöz.
Why did you unbutton your dress?
Neden üstünü açtın?
7 What if I did unbutton my shirt?
Peki ya ben açsaydım?
I'm starting to unbutton.
Düğmelerimi açmaya başlıyorum.
You know, if I don't unbutton it now, it might fly off and hurt somebody.
Açmazsam, pantolonum patlayınca birinin canını yakabilir.
All you have to do is sit back, unbutton a button, and they'll all come to you.
Bak, tüm yapman gereken geriye yaslanıp bir düğmeni çözmek. Hepsi bir bir gelecektir zaten.
They're hard to unbutton.
Düğmeleri açmak zor.
Doug, you wear shorts to work, and you unbutton them in the truck.
İşte şort giyiyorsun, Doug. Ve kamyonda düğmeni açıyorsun.
Well, just unbutton the blouse a little and unzip the pants, show a little bit offish, I think you can figure it out.
Biraz bluzunu aç fermuarını indir, biraz göster sanırım anlıyorsun.
No no no, don't unbutton your shirt.
Gömleğinin düğmelerini açma. Kes şunu, kes şunu!
I unbutton the last button, slip my hand in, and touch your breast.
Son düğmeyi çözdüm, elimi içeri sokuyorum ve göğüslerine dokunuyorum.
If I asked you, would you unbutton my blouse?
Senden istesem bluzumun düğmelerini açar mıydın?
Unbutton mv blouse.
Bluzumu aç.
Yeah, unbutton them all.
Evet, düğmelerin hepsini aç.
Unbutton it.
Fermuarı aç.
Unbutton it.
Şunun düğmelerini açalım.
I want to unbutton your shirt.
Gömleğinin düğmelerini açmak istiyorum.
Unbutton your top. What?
Genç erkekler bir tek şeyle kontrol edilir.
Unbutton your top. Well, me doing it isn't going to help any.
- Benim açmam bir işe yaramaz.
Do you want to unbutton it?
Düğmeleri çözmek istermisin?
Tell him to unbutton your shirt.
T-shirt'ün çözmesini söyle.