English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ U ] / Uncovered

Uncovered Çeviri Türkçe

972 parallel translation
Phoenix dug down into the dirt, and after only a couple of inches, uncovered crystals of frozen water.
Phoenix çamuru kazdı, Ve sadece bir kaç inç sonra, Donmuş su kristallerini ortaya çıkardı.
When you've uncovered the truth then I'll ring this bell.
Gerçeği öğrendiğin an bu çan çalmaya başlayacak.
I've uncovered something that I find very unsettling.
Çok rahatsız edici bulduğum bir şeyi ortaya çıkardım.
MANNING : At Isua, the ice has uncovered a tantalising glimpse of the early Earth.
Isua'da, buz Dünya'nın erken döneminden göz kamaştırıcı bir manzara sunarak açıldı.
- 2,500 uncovered.
- 2500 kaldı.
This rain seems to have uncovered a pile of garbage around here.
Yağmur buradaki çöp yığınının örtüsünü kaldıracak gibime geliyor.
All but the one thing you knew would keep you out of here and I've just uncovered it.
Hepsine tamam, fakat aralarında öyle bir şey var ki, seni buradan attırabilir ve ben ne olduğunu buldum.
By examining the intercepted mail of unsuspecting Nazi agents... the F.B.I. uncovered many secret channels of communication.
FBI Nazi ajanlarìnìn mektuplarìnì gizlice inceleyerek birçok gizli iletisş im kanalìnì ortaya çìkardì.
However, about an hour ago, I received a telephone call... from James McNeal of the Chicago Times... who informs me he has uncovered the evidence we have been seeking.
Fakat, bir saat kadar önce, Chicago Times muhabiri James McNeal'den bana bir telefon geldi. aradığımız kanıtı bulduğunu anlatıyordu.
By dawn, many minor wrongdoings had been uncovered... and a few incipient felonies.
Sabaha karşı, cinayete teşebbüs eden delikanlılar yakalandı.
When I pulled rocks loose to throw at the snake... I'd uncovered a part of a rifle.
Yılana atmak için yerden taş aldığımda... bir tüfeğin bir bölümü ortaya çıkmıştı.
I couldn't even find the canyon where I'd uncovered the old gun.
Eski tüfeği yerden çıkardığım kanyonu bile bulamadım.
Well, it's the only thing we've uncovered so far.
Doğrusu şu ana kadar ortaya çıkardığımız tek şey bu.
One will get you ten I got the other guy uncovered too.
Sen yanana kadar öbür adamı da ortaya çıkaracağım.
The clue of the black taffeta dress, uncovered by ace columnist Casey Mayo, is believed to be the most important single piece of evidence brought to light in the Blue Gardenia murder case.
Uzman köşe yazarı Casey Mayo tarafından açıklanan siyah tafeta elbisenin Mavi Gardenya davasının aydınlatılmasındaki en önemli delil olacağına inanılıyor.
You create immortal works of art that will be uncovered in 2,000 years.
Şifrelerini çözmesi 2000 yıl alacak ölümsüz eserler yaratıyorsun.
Now that I have uncovered it, use a sword yourself.
Şimdi ucu açık, sen de kılıcını kullan.
Latest developments uncovered an international atomic spy ring.
Gelmiş geçmiş en büyük atom casusluğu ağı keşfedildi.
Inspector Davidson and his assistant Raines, the investigating detectives, have uncovered a number of clues.
Müfettiş Davidson ve yardımcısı Raines, ki bunlar olayı arağtıran detektiflerdi, bazı ipuçları elde ettiler.
Inspector Davidson and his assistant Raines, the investigating detectives, have uncovered a number of clues.
Konuyu araştıran Müfettiş Davidson ve yardımcısı Raines, bazı ipuçları, ortaya çıkardılar.
She was finally uncovered chiefly through the efforts of the SPCH, the Society for the Prevention of Cruelty to Humans.
Sonunda onun katil olduğu anlaşıldı. özellikle SPCH'in gayretleri sonucu, yani İnsanlara Zulmü Önleme Cemiyetinin gayretleri sonucu.
We have uncovered the hinged panel... which we shall have to open somehow before I can get to the Sterg unit.
Menteşelenmiş paneli ortaya çıkardık. Sterg birimine ulaşmadan önce bir şekilde bunu açmamız gerekecek.
Mr. Lightoller, you will have the boats uncovered and swung out. Yes, sir.
Bay Lightoller, filikaları hazırlayıp denize indireceksiniz.
- Records of every case where you or Quinlan uncovered the principle evidence.
- Eski dava dosyaları, sizin veya Quinlan'ın bulduğu esas deliller.
- The water has uncovered it.
- Böyle durmuyor mu?
Even if that were true, you may have uncovered a very tragic accident, a very horrible mistake, but certainly nothing criminal, or we'd be downtown right now.
Böyle olsa bile, bu bir görünmez kaza olabilir, oldukça korkunç bir kaza, ama kesinlikle bir suç unsuru yok.
This fact has been uncovered by Mr. Yoshida and his hard work.
Bu gerçek Bay Yoshida'nın sıkı çalışması sayesinde gün yüzüne çıkarıldı.
His real name and who he worked for was never uncovered... although they tried.
Gerçek adı ve kime çalıştığını hiç bir zaman söylemedi yine de denediler.
We have uncovered other worlds with choking atmospheres and deadly surfaces.
Boğucu atmosferleri ve ölümcül yüzeyleri olan başka gezegenleri açığa çıkardık.
That I've uncovered some fascist or anarchist or communist conspiracy.
Bir tür komünist ya da faşist ya da anarşist komployu ortaya çıkarmışım gibi.
I shall pass on to you any evidence I've uncovered so that if anything untoward does happen before morning... Oh, Miss Marple. - You'll be empowered to pursue the matter on your own.
Bulduğum her türlü ipucunu sana göndereceğim, böylece beklenmedik bir şey olursa konuyu kendi başına araştırabilirsin.
The Book of Genesis describes Noah as being uncovered.
Yaratılışta Nuh peygamber çıplak tasvir edilir.
It must be uncovered before we can destroy it.
Onu yok edebilmemiz için önce açığa çıkarılmalı.
It awoke on finding itself uncovered And merrily cried out without a falter :
Mamut, kendini açıkta bulunca gözlerini açtı. Ve hiç duraksamadan neşeyle haykırdı :
"... with her head uncovered, dishonoreth her head...
"... kafası açılsın ve onursuzlaştırılsın...
"... that a woman pray unto God uncovered?
"... bir kadın kapanmadan Tanrı'ya dua edebilir mi?
One, two, three, four, five typewriters all uncovered.
Bir, iki, üç, dört... beş daktilonun da üstü açık.
All we know is five typewriters have been left uncovered!
Tek bildiğimiz, üstü açık bırakılmış beş daktilo!
Korby uncovered elements of this culture which will revolutionise the universe when freed from this environment.
Korby, bu kültürün elementlerinin sırrını çözdü. Dışarı açıldığı anda evrende devrim yaratacak bir kültür bu.
They're uncovered!
Açıldılar!
To date, no clues have been uncovered.
Şimdiye kadar bir ipucu bulunamadı.
What's been uncovered is evil.
Altta saklı olan şey kötülük.
We've already hit huge new pergium deposits. I'm afraid to tell you how much gold and platinum and rare earths we've uncovered.
Zaten büyük pergium yataklarını bulduk, ne kadar altın ve platin olduğunu sana söylemekten korkuyorum.
Everything we've uncovered points to Jack the Ripper, which is an impossibility, isn't it?
Bulduğumuz tüm bulgular Karın Deşen Jack'i gösteriyor, bu ise imkansız, değil mi?
The Lieutenant and myself... have just uncovered a plot to assassinate the Führer.
Teğmen ve ben... Führer'e karşı planlanan bir suikastı ortaya çıkardık.
In any case, the fact that we've uncovered the leaders of this conspiracy proves...
Her neyse, bu kundaklama eyleminin elebaşılarını yakaladığımıza göre...
If any facts are uncovered, that would be acceptable evidence.
Herhangi bir gerçek ortaya çıkarsa kabul edilebilir kanıt olur.
With the experience and help of our Soviet comrades... We uncovered the spy ring you lead.
Sovyet yoldaşlarımızın tecrübe ve yardımlarıyla başını çektiğin casusluk ağını gün yüzüne çıkardık.
Each of Rajk's confessions uncovered more.
Her soru Rajk'in itiraflarından fazlasını ortaya çıkardı.
But as a communist it heartens me that the conspiracy has been uncovered for the good of the nation.
Ben de insanım. Fakat bir komünist olarak, halkın menfaati ve barışı için bu komplo hücresinin açığa çıkarılması beni mutlu ediyor.
You kids uncovered one of the biggest rings of jewel thieves in the country.
Ülkenin en büyük mücevher hırsızlarını yakaladınız çocuklar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]