English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ U ] / Undamaged

Undamaged Çeviri Türkçe

114 parallel translation
As I look at this heap of metal before me I can't help but wonder that any part of it escaped undamaged!
Bu metal yığınına baktığımda hasardan kurtulabilmiş herhangi bir parça göremiyorum!
Our report shows the lock's quite undamaged.
Raporlarımızda kilitlerin zarar görmediği belirtilmiş.
Right here and it is undamaged.
Seyir defteri, beyler! O burada!
The port boom is undamaged and so, of course, are all the port-side components.
Uçağın ana bölmesi hasar görmemiş bu yüzden bileşenler sağlam durumda
It is undamaged.
Zarar görmemiş.
It was quite undamaged.
Hiç zarar görmemiş. Güzel!
- Yes. I am undamaged, captain.
Yaralanmadım, Kaptan.
Thank heaven the hypodontical molecules are undamaged.
Şükürler olsun ki, hipodontikal moleküller hasar görmemiş.
As you can see, undamaged.
Gördüğünüz gibi, zarar görmemiş.
- I am undamaged, captain.
- Zarar görmedim, Kaptan.
Undamaged, yet something is preventing them from functioning.
Hasar yok ama çalışmaları engelleniyor.
Shove an undamaged airplane with snowploughs?
- Sen beceremezsen, onlar yapacak. Uçağı temizleyicilerle mi hareket ettireceksin?
Has she emerged from it proudly, undamaged?
Gururla ve yara almadan mı ayrıldı?
We'll let you live if you give us your memory core undamaged.
Bize hafıza çekirdeğini sağlam olarak verirsen, yaşamana izin vereceğiz.
She was undamaged.
Üzerinde hiç hasar yoktu.
These wet-noses found the phonograph and one record undamaged.
Bu sümüklüler sağlam bir pikap ve plak buldular.
No, the lock is undamaged.
Hayır, kilitte bir zarar yok.
Are you undamaged?
Hasar görmediniz değil mi?
- It's undamaged.
- Hasar görmemiş.
The vessel appears undamaged.
Gemi hasar almamışa benziyor.
Thanks to Kakarot leaving it completely undamaged.
Kakarrot'a burayı zarar vermeden bıraktığı için teşekkür etmeliyiz.
- The Borg ship is undamaged.
- Borg gemisi hasar almadı.
These are undamaged cells that seem to be mutating.
Bunlar hasar görmemiş hücreler. Mutasyona uğruyorlar.
Shields undamaged.
Kalkanlar hasar görmedi.
The plane is undamaged, we have plenty of fuel, and I am qualified to fly this make and model.
Uçak hasarsız, tonla yakıtımız var, ve ben de bu tip uçağı kullanmaya muktedirim.
The barrier is undamaged, Captain.
Bariyer hasar görmedi, Kaptan.
Engineering is undamaged, Captain.
Makine dairesi zarar görmedi, kaptan.
To survive undamaged... and not to destroy any living, breathing creature.
zarar görmeden hayatta kalmak... ve hiçbir canlıyı yok etmeden, yaşayan yaratıkları yok etmeden.
I want undamaged bodies.
Zarar görmemiş vücutlara ihtiyacım var.
When we've had wars back home, sometimes one side would leave a few areas of enemy territory undamaged.
Gezegenimizdeki savaşlarda bazen taraflardan biri düşmanın elindeki bazı topraklara hiç dokunmazdı.
I used the undamaged chromosomes in your cerebellum to recreate your original DNA code, and then programmed the computer to project a holographic template based on that genome.
Hücrelerinizde bulunan hasar görmemiş DNA kromozomlarını kullanarak, DNA kodunuzu yeniden yarattım, ve bilgisayarı programlayarak sizin genetik haritanız temel alınarak sanal bir yayım oluşturdum.
AII major systems are undamaged.
Bütün büyük sistemler hasarsız.
By the time these doctors stopped my deterioration all that was left undamaged was this.
Doktorlar hasarlı dokuları temizleyene kadar kadar geriye ancak bunlar hasarsız kaldı.
I am undamaged.
Zarar görmedim.
I am undamaged.
Hasarsızım.
We've got your boy, and if you want him back undamaged...
Adamınız bizde, ve onu hasarsız geri istiyorsanız...
And yet I was undamaged.
Ve henüz ben sağlamdım.
It's undamaged, though I'm sure you'll want to x-ray it yourself.
Hasar yok, yine de x ışınlarınla kendin kontrol etmek isteyebilirsin.
It is my understanding that if there were tapes, undamaged tapes, they'd have been sent to the State Department.
- Kaset nerede? Eğer kasetler sağlam olsaydı, durum departmanına gönderilirdi.
And I'm far from convinced she's come out of all this undamaged.
Bütün bu olanlardan zarar görmeden döndüğüne ikna olmaktan çok uzağım.
The biggest hurdle is reorganising the synaptic connections and training the undamaged CNS neurons to adapt to different signals.
En büyük engel sinaptik bağlantıları yeniden çalıştırmada, ve zarar görmemiş CNS sinir hücrelerini farklı sinyallere adapte etmek için yetiştirmesinde.
They can be left for several days without incubation and remain undamaged while the parents struggle home through the storm
Anne ve babaları fırtınayı atlatıp eve gelmek için mücadele ederken birkaç gün kuluçkada kalmazlarsa zarar görmeyebilirler.
This seatbelt is unbuckled and undamaged
Kemerler bağlı değilmiş ve zarar görmemişler.
The ship remains undamaged.
Gemi zarar görmedi.
Virgil's not designed to eject undamaged compartments.
Virgil hasarsız bölmeleri fırlatmak için tasarlanmadı.
And we are worth more to them undamaged.
Ve sağlam olarak daha değerliyiz.
I managed to find only a few undamaged cells.
Sadece birkaç hasarsız hücre bulmayı başarabildim.
Undamaged, free and clear.
Zarar görmemiş, serbest ve temiz olarak.
Undamaged?
Sağlam olarak?
Undamaged tapes?
- Sağlam olsaydılar mı?
It's undamaged.
Zarar görmemiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]